Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazımıza hoş geldiniz. Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazımızda, savunmanın birinci, ikinci ve üçüncü hattı konularını ve aktif – pasif bağışıklık konularını kapsamlı bir şekilde ele aldık.
Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazısını daha iyi anlayabilmeniz için önceki konu anlatımlarından, Sinir Sistemi Detaylı Konu Anlatımı, ve Endokrin (Hormonal) Sistem Detaylı Konu Anlatımı yazılarımızı da okumanızı tavsiye ederiz. Haydi başlayalım.
Bağışıklık (Savunma) Sistemi
Kazanımlar
Dolaşım Sistemi ile ilgili kazanımlar şöyledir.
Anahtar Kavramlar
alyuvar, akyuvar, antijen, antikor, aşı, bağışıklık, damar, enfeksiyon, interferon, kalp, kan, kan bağışı, kan dolaşımı, kan grubu, lenf dolaşımı, nabız, ödem, tansiyon
11.1.4.1. Kalp, kan ve damarların yapı, görev ve işleyişini açıklar.
a. Kan doku açıklanır.
b. Dolaşım sistemi işlenirken görsel ögeler, grafik düzenleyiciler, e-öğrenme nesnesi ve
uygulamalarından yararlanılır.
c. Kalbin çalışmasına etki eden faktörler (adrenalin, tiroksin, kafein, tein, asetilkolin,
vagus siniri) üzerinde durulur.
ç. Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları üzerinde durulur. Kan hücresi Akyuvar çeşitleri B ve T lenfositleri ile sınırlandırılır.
d. Kan grupları üzerinde durulur. Kan hücresi ve Kan nakillerinde kendi grubundan kan alıp vermenin gerekliliği vurgulanır. Kan nakillerinde genel alıcı ve genel verici kavramları kullanılmaz.
e. Öğrencilerin kan hücresi ve kemik iliği bağışının önemi ile ilgili farkındalık oluşturmaya yönelik
çalışma (broşür, kamu spotu, anket vb.) yapmaları sağlanır.
f. Konunun işlenişi sırasında model ve analojilerden yararlanılır.
g. İbn Nefs’in (kan hücresi )dolaşımla ilgili görüşleri vurgulanır.
11.1.4.2. Lenf dolaşımını açıklar.
a. Lenf dolaşımı işlenirken görsel ögeler, grafik düzenleyiciler, e-öğrenme nesnesi ve
uygulamalarından yararlanılır.
b. Lenf dolaşımı kan (kan hücresi) dolaşımı ile ilişkilendirilerek ele alınır.
c. Ödem oluşumu üzerinde durulur.
ç. Lenf dolaşımının bağışıklık ile ilişkisi açıklanır.
11.1.4.3.Dolaşım sistemi rahatsızlıklarını açıklar.
Kalp krizi, damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, varis, kangren, anemi ve lösemi hastalıkları üzerinde durulur.
11.1.4.4. Dolaşım sisteminin sağlıklı yapısının korunması için yapılması gerekenlere
ilişkin çıkarımlarda bulunur.
11.1.4.5.Bağışıklık çeşitlerini ve vücudun doğal savunma mekanizmalarını açıklar.
a. Hastalık yapan organizmalar ve yabancı maddelere karşı deri, tükürük, mide öz suyu, mukus ve gözyaşının vücut savunmasındaki rolleri örneklendirilir.
b. Enfeksiyon ve alerji gibi durumların bağışıklık ile ilişkisi örnekler üzerinden açıklanır.
c. İmmünoglobulinler verilmez.
ç. Aşılanmanın önemi üzerinde durulur. Bazı aşıların zaman içerisinde değiştirilmesinin
nedenleri araştırılır.
d. Hastalık yapan organizmaların genetik yapılarının hızlı değişimi nedeniyle insan sağlığına sürekli
bir tehdit oluşturduğu vurgulanır.
Bağışıklık (Savunma) Sistemi
Kapsamlı Konu Anlatımı
İnsan vücudu her gün, çevresinde bulunan çok sayıda hastalık yapıcı mikroorganizmanın saldırısına uğrar. Sağlıklı bir vücut; karşılaştığı hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle kolayca baş eder.
Vücudumuz sürekli olarak dış çevreyle etkileşim hâlinde olduğundan her an çevreden gelen hastalık yapıcılarla karşılaşma olasılığı vardır. Vücudumuzu bu hastalık yapıcılara karşı koruyan bir sistem bulunur. Bu sisteme bağışıklık (savunma) sistemi denir.
Çevremizde virüs, bakteri, mantar ve daha pek çok hastalık etkeni bulunmaktadır. Bu etkenlerin insan vücuduna girerek çoğalmalarına enfeksiyon adı verilir. Hastalık yapan bu mikroorganizmaları vücudun yabancı olarak tanımasına ve bunlara karşı kendini korumak ve savunmak için gösterdiği tepkiye bağışıklık, bağışıklığın oluşmasında etkili
olan organ ve yapılara ise bağışıklık sistemi (immun sistem) denir.
BAĞIŞIKLIK (SAVUNMA) SİSTEMİ
Vücudumuz sürekli olarak dış çevreyle etkileşim hâlinde olduğundan her an çevreden gelen hastalık yapıcılarla karşılaşma olasılığı vardır. Vücudumuzu bu hastalık yapıcılara karşı koruyan bir sistem bulunur. Bu sisteme bağışıklık (savunma) sistemi adı verilir.
Bağışıklık sistemi tarafından algılanılarak tepki oluşumuna neden olan, çoğunlukla protein ve polisakkarit yapıdaki canlı organizma kısımlarına veya büyük moleküllere antijen adı verilir. İnsanda bağışıklık sistemini oluşturan mekanizmalar iki genel grup şeklinde incelenir. Bunlar özgül olmayan savunma ve özgül (spesifik) savunmadır.
ÖZGÜL OLMAYAN SAVUNMA MEKANİZMALARI
Vücuda zarar veren hastalık yapıcılara karşı onları ayırt etmeden hangisi olursa olsun aynı şekilde direnç gösteren savunma tipidir. Özgül olmayan savunma mekanizmaları, fiziksel engeller, fagositler, doğal katil hücreler, interferonlar, iltihaplanmalar ve ateşlenmelerdir.
Fiziksel engeller:
Vücut savunmasında öncelikli olan, hastalık yapıcıları vücuttan uzak tutmaktır. Vücudu kaplayan deri, ter ve yağ bezleri, içerdikleri antimikrobik salgıları ile mikropların vücuda girmesini engeller. Vücuda mikropların girebileceği sindirim, solunum, ürogenital sistem gibi dışa açılan sistemlerin kaplı olduğu epitel dokunun salgıladığı mukus, özel enzimler, asidik pH ortamları vücudun mikroplardan korunmasını sağlar. Ayrıca tükürük salgısı, gözyaşı ve diğer vücut salgıları da mikroplara karşı koruma sağlar.
Fagositler:
Vücuda giren hastalık edenlere karşı ilk görev yapan hücrelerdir. Sadece mikroorganizmaları değil, yabancı bileşikleri de vücuttan uzaklaştırırlar. Akyuvarların bazı çeşitleri ve bazı bağ doku hücreleri, fagositoz ile hücre içine aldıkları mikroorganizmaları sindirim yolu ile parçalayarak etkisiz hâle getirirler.
İnterferonlar:
Virüslere karşı üretilen özel antimikrobiyal proteinlerdir. Bazı akyuvar çeşitlerinden
ve virüsle enfekte olmuş hücreler tarafından üretilirler. İnterferon, normal bir hücre ile temas ettiğinde hücre zarındaki reseptörlere bağlanarak sitoplazmada antiviral proteinlerin sentezlenmesini sağlar. İnterferonlar ayrıca diğer bağışıklık hücrelerinin uyarılmasını da sağlayarak bağışıklığın oluşmasında etkili olur.
İltihaplanma (Yangısal tepki):
Zarar görmüş ya da mikroorganizmalar tarafından enfekte edilmiş dokularda iltihaplanma ortaya çıkar. İltihaplanma sırasında bölgede öncelikle damar geçirgenliği ve kanın akış hızı artar. Bu sayede bağışıklıkta görevli olan hücrelerin ve pıhtılaşma faktörlerinin yaralanma bölgesine daha hızlı ulaşması sağlanır.
Akyuvarlar yaralı dokudaki hastalık yapıcı faktörleri yok ederler. Bir süre sonra pıhtılaşma faktörleri bölgede pıhtılaşmayı sağlayarak mikropların sağlıklı dokulara yayılmasını engeller.
Ateşlenme:
Vücut sıcaklığındaki bir miktar artış, bağışıklık sisteminin bir tepkisi olarak ortaya
çıkar. Fagositik hücreler bakterileri imha ettiklerinde bakteri hücre duvarından bazı maddelerin dolaşım sistemine geçmesine neden olurlar. Bu maddeler bağışıklık sistemi hücrelerini uyararak özel kimyasalların salgılanmasını uyarır. Salgılanan kimyasallar, vücut sıcaklığının kontrolüyle görevli hipotalamusu uyarır.
Hipotalamus ise vücut sıcaklığını artırır. Normal sınırlar içerisinde hastalık durumunda vücut ısısının artması faydalıdır; çünkü yüksek vücut sıcaklığı interferonların daha etkili çalışmasını sağlar, fagositik hücrelerin etkilerini artırır. Ayrıca artan sıcaklık sonucunda
kalp atışı hızlanacağından bağışıklık hücrelerinin vücuttaki dolaşımı hızlanır.
ÖZGÜL (SPESİFİK) SAVUNMA MEKANİZMALARI
Hastalık yapıcılara karşı özgül (spesifik) bir tepki ortaya konulmasıyla ortaya çıkan savunma mekanizmasına özgül savunma mekanizması denir. Özgül savunma mekanizmasında B ve T lenfositleri görev alır. İki çeşit özgül savunma mekanizması vardır. Bunlar B lenfositlerin görev aldığı humoral (sıvısal) bağışıklık ve T lenfositlerin görev aldığı hücresel bağışıklıktır.
Humoral (sıvısal) bağışıklık:
B lenfositleri ve antikorlarla oluşturulan bağışıklığa denir. Humoral bağışıklık denmesinin nedeni bu antikorların kan plazması ve lenf içerisinde bulunmasıdır. B lenfositleri doğrudan antijenler tarafından uyarılıp bir kısmı hafıza hücrelerine dönüşürken
bir kısmı da kısa ömürlü plazma hücrelerine dönüşerek antikor üretir. Üretildikten sonra kan ve lenfe verilen antikorlar yara veya enfeksiyon bölgesine giderek antijenleri etkisiz hâle getirir. Humoral bağışıklık, tifo, difteri gibi bakterilerin sebep olduğu hastalıklara karşı en etkili bağışıklık yöntemidir.
Hücresel bağışıklık
Antijenlerin T lenfositleri tarafından tanınmasıyla başlar. B lenfositleri antijeni olduğu gibi tanıyabilirken T lenfositleri ancak makrofajlar gibi bazı hücrelerin yardımıyla tanıyabilir. T lenfositleri bu antijenlerle uyarılarak sayılarını artırır ve antijenleri yok etmeye
çalışır.
T-lenfositleri antijene doğrudan temas ederek yok ettiği için bu bağışıklığa hücresel bağışıklık adı verilir. Hücresel bağışıklık kanserli hücreler, parazitler, mantarlar, nakledilmiş doku, bakteri ve virüsle enfekte olmuş hücreler üzerinde etkilidir
Bağışıklık Kazanılması
İnsan bağışıklığa iki şekilde sahip olur: Bunlardan birincisi canlının doğuştan sahip olduğu bağışıklıktır. Buna doğal bağışıklık da denir. Diğeri canlının sonradan edindiği bağışıklıktır. Buna da kazanılmış bağışıklık adı verilir.
Doğal bağışıklık, vücudumuzun herhangi bir hastalık etkenine karşı doğuştan dirençli olmasıdır. Bu direnç vücudun sahip olduğu deri, epitel doku, fagositoz yapan hücreler, doğal kâtil hücreler ve antimikrobiyal proteinler gibi savunmanın 1. ve 2. hattını oluşturan yapılar tarafından sağlanır. Doğal bağışıklık kalıtsaldır, türe ve ırka özgüdür. Örneğin zenciler sarıhumma hastalığına karşı doğal bağışıklığa sahiptir.
Farklı organizmalarda hastalığa sebep olan bazı etkenler insanda hastalığa yol açmaz. Örneğin sığır vebası, tavuk kolerası gibi hastalıklar insanda etkili değildir. Diğer yandan insanlar için öldürücü ve ağır seyreden çocuk felci, kabakulak, kızamık ve frengi gibi hastalıklara da hayvanlar dirençlidir.
Kazanılmış bağışıklık, aktif ve pasif olarak iki şekilde ortaya çıkar:
Aktif bağışıklık
Hastalık etkeni mikroorganizmaların ya da mikroorganizmalara ait maddelerin vücuda girmesi durumunda vücudun bu antijenlere karşı B ve T lenfositleri ile savunma yapmasıdır. Aktif bağışıklık iki şekilde kazanılır.
Bunlardan birincisi hastalığın geçirilmesi diğeri de aşı yapılmasıdır. Örneğin kızamık ve kabakulak hastalığı geçiren bir kişi aktif bağışıklık kazanmış olur.
Aşı ise hastalanmadan önce sağlıklı bireylere yapılır. Aşılamada ölü veya zayıflatılmış virüs, bakteriler ya da bakteri toksinleri vücuda enjekte edilir. Vücutta bunlara karşı oluşan lenfositlerden bazıları hafıza hücrelerine dönüşür. Kişi aynı hastalık etkeni ile tekrar karşılaştığında, o hastalığa karşı vücutta hazır bulunan hafıza hücreleri antikorların hızla üretilmesini sağlar. Bu antikorlar hastalık etkenini hastalık oluşturamadan ya da hastalık ilerlemeden yok eder. Böylece hastalık görülmez veya hafif olarak atlatılır.
Çiçek, çocuk felci, kuduz, kızamık, kabakulak ve Hepatit-B gibi hastalıklara karşı aşılar geliştirilmiştir.
Pasif Bağışıklık
Hastalanmış kişilere başka bir canlının vücudunda geliştirilen antikorların
hazır olarak verilmesine ve bu yolla bağışıklık kazanılmasına pasif bağışıklık denir. Hazır antikorlar bireye serum ile verilir.
Serum at ve sığır gibi hayvanların kanından elde edilir. Hayvanın vücuduna serumu hazırlanacak hastalığın mikrobu verilir. Bu mikroba karşı
hayvan vücudu, antikor oluşturur. Daha sonra hayvandan alınan kan hücreleri ve proteinleri ayrıştırılarak antikor taşıyan serum elde edilir.
Bu serum hastalık anında vücuda verilerek antikor takviyesi yapılır ve vücudun direnci arttırılır. Örneğin hepatit B, kızamık gibi hastalıklar serum verilerek de tedavi edilebilir. Böylece hastalığın daha kısa sürede atlatılması sağlanır. Serum, tedavi amaçlı kullanılır, koruyucu değildir, kısa süreli bağışıklık sağlar. Pasif bağışıklık anne sütü ve plasenta yolu
ile anneden yavruya geçen antikorlarla da sağlanır.
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız burada sona erdi. Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazımızda, savunmanın birinci, ikinci ve üçüncü hattı konularını ve aktif – pasif bağışıklık konularını kapsamlı bir şekilde ele aldık.
Bağışıklık (Savunma) Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazısını okuduktan sonra konuyu daha iyi anlayabilmeniz için, Destek ve Hareket Sistemi Konu Anlatımı, Sindirim Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı ve Dolaşım Sistemi Kapsamlı Konu Anlatımı yazılarımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Konuyla ilgili ek çalışmalar yapmak için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Sosyal medya hesaplarımızı ve mail adresimizi kullanarak bizi her platformda takip edebilir, bize görüşlerinizi, soru – sorun ve önerilerinizi iletebilirsiniz.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. İyi çalışmalar. 😎
Yasal Uyarı: Yayınlanan içeriğin ve diğer içeriklerin bütün fikri ve mülki hakları https://www.derssarayi.com/ ” a aittir. Kaynak gösterilse dahi içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.