Dünya Gücü Osmanlı Devleti (1453-1579) Konu Anlatımı
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu ” Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı ” yazısına hoş geldiniz. Yazımızda “Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı“ (Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi) konusunu kapsamlı şekilde ele aldık. Bu yazıyı daha iyi anlayabilmeniz için bir önceki konumuz olan “Osmanlı Kültür ve Medeniyeti Konu Anlatımı” ,ve “Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti Konu Anlatımı “ yazılarımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı (Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi) yazısı dışında sitemizdeki konu anlatımı yazılarımızdan; “Atatürkçülük ve Atatürk İlkeleri Konu Anlatımı”, ” Türk İnkılabı”, ” Kurtuluş Savaşında Cepheler“, “Kurtuluş Savaşı Milli Mücadeleye Hazırlık Dönemi”, “ Mondros Ateşkes Antlaşması ve Cemiyetler ”, “20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti Konu Anlatımı” “En Uzun Yüzyıl Kapsamlı Konu Anlatımı”, yazılarımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
“ Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı ” yazısında, Osmanlı Devleti yükselme dönemi ve Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi ndeki siyasi, askeri, sosyo-ekonomik faaliyetleri kapsamlı bir şekilde ele alacağız. “ Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı ” yazısından en iyi şekilde faydalanmanızı diliyoruz. Haydi başlayalım.
OSMANLI DEVLETİ (1453–1579)
GENEL ÖZELLİKLERİ
Konunun sonundaki online testimizi çözmeyi unutmayın !
“ Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı“ yazımıza “Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi “nin genel özelliklerinden başlayalım.
Osmanlı Devleti tarihinde, İstanbul’un fethinden (1453) Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüne (1579) kadar ki döneme “Yükselme Dönemi “ yada “Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı ” adı verilir. Osmanlı Devleti’nin askeri, ekonomik, siyasi, denizcilik, sanat, mimari vb. alanlarda en üstün olduğu dönemdir.
II. Mehmet Dönemi
” Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi “nin ilk padişahıdır. Osmanlı Devleti Anadolu’da Türk siyasi birliğini büyük ölçüde sağlamıştır. Balkanların büyük bir bölümü ve Ege adalarını Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Karadeniz kıyısında fetihler yapılmış Kırım, Sinop, Kastamonu, Amasra, Trabzon fethedilerek Osmanlı Devleti Karadeniz’i bir Türk gölü haline getirmiştir. Fatih döneminin en önemli olay da İstanbul’un fethi ve Bizans İmparatorluğu’nun yıkılması olmuştur.
2) II. Bayezid Dönemi
Cem Sultan olayının uluslararası bir sorun haline gelmesi Osmanlı Devleti’nin pasif bir politika gütmesine sebep olmuştur.
Bu dönemde Memluk Devletiyle savaşlar olmuştur. II. Bayezid’in son zamanlarında Şah İsmail’in Anadolu’daki faaliyetleri Osmanlı Devleti’ni tehdit etmeye başlamıştır.
3) Yavuz Sultan Selim Dönemi
Doğuda Safevi devleti, güneyde ise Memluk Devleti ile mücadele edilmiştir. Çaldıran seferi ile Safevi tehlikesi yok edilmiş, Mısır Seferinde Memluk Devleti ortadan kaldırılarak Suriye, Filistin, Mısır ve Arabistan Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Osmanlı Devleti İslam dünyasının en güçlü devleti haline gelmiştir.
4) Kanuni Dönemi
“Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi “nin ve Osmanlıların dünyada en güçlü olduğu dönemdir. Osmanlı Devleti Orta Avrupa’da Viyana’ya kadar topraklarını genişletmiştir. Avrupanın en güçlü devleti Kutsal Roma Germen İmparatorluğuna karşı mücadele edilmiştir.
Doğuda İran ile yapılan mücadeleler sonucunda İran’a karşı üstünlüğü sağlamışlardır. Osmanlılar denizlerde yaptıkları savaşlar ve fetihlerle Akdeniz’de üstünlüğü ele geçirmişlerdir.
5) II. Selim Dönemi
Osmanlı Devletinin kara ve denizlerdeki üstünlüğü devam etmiştir. Osmanlı Haçlı mücadeleleri devam etmiş, Akdeniz’deki Osmanlı gücü pekiştirilmiştir.
Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi Padişahları
Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı yazımıza Osmanlı Devleti Yükselme dönemi döneminde hüküm süren padişahlar aşağıdaki gibidir.
- II. Mehmet (Fatih) (1451–1481)
- II. Bayezid, (1481–1512)
- I. Selim (Yavuz) (1512–1520)
- I. Süleyman (Kanuni) (1520–1566)
- II. Selim (1566–1574)
- III. Murat (1574–1595)
- III. Mehmet (1595–1603)
II. MEHMET DÖNEMİ (1451–1481)
Osmanlı tarihinin en önemli padişahlarından biri kabul edilen II. Mehmet Osmanlı Devleti’nin Yükselme dönemine girmesini sağlamıştır.
II. Mehmet’in amacı; İstanbul’u fethetmek, Anadolu’da Türk birliğini sağlamak ve Karadeniz ticaret yoluna egemen olmaktı. Fatih, Yükselme Dönemi’nin ilk padişahıdır. Fatih döneminde Osmanlı’nın fetih politikası hız kazanmış askeri ve ekonomik alanda güçlenme başlamıştır.
İSTANBUL’UN FETHİ
İstanbul Ortodoks Hıristiyanlarının merkeziydi. İstanbul, deniz ticaretinde önemli bir kentti. Bizans sadece İstanbul surlarının içinde kalmış idi. II. Mehmet, Osmanlı Devletinin Balkanlar’da ilerlemesinin önündeki en büyük engel olarak Bizans ı görüyordu. Bunun için tahta geçtikten sonra İstanbul’un fethi için hazırlıklara başladı.
İstanbul’un Fethinin Nedenleri:
- İstanbul’un stratejik bakımdan önemi.
- Osmanlı’nın Anadolu ve Balkanlar arasındaki toprak bütünlüğünü sağlamak istemesi.
- Bizans’ın, Osmanlı Devleti’ndeki taht kavgalarına karışması.
- Bizans’ın Anadolu Beyliklerini Osmanlılara karşı kışkırtması.
- Bizans’ın Osmanlılara karşı haçlıları yardıma çağırarak Osmanlıları zor durumda bırakması.
- İstanbul’un önemli bir ticaret limanı olması (İpek yolu).
- Hz. Muhammed’in hadisine nail olabilmek düşüncesi.
- İstanbul’un tarihi, dini, siyasi önemi olan bir yer olması
Osmanlı’nın Fetih İçin Hazırlıkları:
- Fatih Karadeniz yoluyla Balkanlar’dan gelecek yardımları kontrol altına almak için Rumeli Hisarı’nı yaptırdı. Yıldırım Bayezid Anadolu Hisarını yaptırmıştı.
- İstanbul surlarını yıkabilmek şahi toplarını döktürdü.
- 400 parçalık donanma oluşturuldu.
- Balkanlardan gelebilecek yardımları önleyebilmek için akıncı beyleri Mora’ya gönderildi.
- Bazı devlet ve beyliklerle antlaşma yapıldı.
- Büyük mancınıklar ve yürüyen kuleler yaptırıldı.
- Karamanoğulları yenilgiye uğratılarak Anadolu’dan Bizans’a yardım gelmesi önlendi.
Bizans’ın Durumu ve Hazırlıkları:
- Bizans’ın elinde sadece İstanbul sur içi ve çevresi kalmıştı.
- Bizans’ta mezhep kavgaları mevcuttu. İmparator Konstantin Papa’nın yardımını almak için Ortodoks ve Katolikleri birleştirmek istemişse de din adamları buna karşı çıkmıştır.
- Haliç zincirlerle kapatıldı ve Grejuva ateşi Bizans’ın en büyük silahı idi
Nisan 1453’te İstanbul kuşatıldı. Toplarla surlar yıkılmaya çalışıldı. 20 Nisan’da denizde mücadele başladı. Avrupalıların gemileri Osmanlı donanmasını atlatarak Haliç’e girdi. 22 Nisan’da 72 parça gemi karadan Haliç’e indirilerek Haliç surları da hedef alındı. Karadan ve denizden 54 gün süren kuşatma 29 Mayıs 1453’te şehre girilmesiyle son buldu.
Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra Ortodokslara din ve vicdan hürriyeti tanıdı. Fener Rum Patrikhanesinin devam etmesine izin verilerek Katolik ve Ortodoks Kiliselerinin birleşmesinin önüne geçildi.
Kiliselerin birleştirilmek istenmesi Bizanslı yöneticiler arasında İstanbul un içinde “Türk sarığını görmek, Bizans külahı görmekten daha iyidir”. Sözlerine neden olmuştur.
Fethin Sonuçları:
- Ortaçağ kapanıp Yeniçağ açıldı.
- Osmanlı Devleti yükselme dönemi ne (Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı ) girdi.
- Bizans İmparatorluğu yıkıldı. Böylece Osmanlıların Avrupa’da ilerleyişi kolaylaştı.
- İstanbul başkent yapıldı.
- II. Mehmet’e Fatih unvanı verildi.
- Osmanlının İslam dünyasındaki prestiji arttı.
- Bizanslı âlimler İtalya’ya giderek Rönesansın doğmasına neden oldu.
- Avrupa’da derebeylik rejimi yıkılma süreci hızlandı. (Büyük toplar sayesinde)
- İpek yolunun denetimi Osmanlılara geçti. Bunun üzerine Avrupalı denizciler açık denizlere çıkmak suretiyle Coğrafi Keşifler ’in başlamasına neden oldular.
- İstanbul’un fethinden sonra Fatih Avrupa’daki tepkiyi hafifletmek amacıyla Ortodokslar’a tam bir dini serbestlik verdi. Böylece Fatih Hıristiyan devletlerin Osmanlılara karşı birleşmelerini önledi.
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi ile yıkılan Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentini ele geçirmesiyle kendisini “Kayser-i rum” ilan etmiştir. Böylece Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi başlamıştır.
Tarihteki Bazı İstanbul Kuşatmaları
Makedon Kralı Phillippe (M.Ö 340)
Sasaniler (M.S 616 )
Sasaniler ve Avarlar (626)
Emeviler (665 (ilk Müslüman kuşatması), 712, 722 )
Abbasiler (782, 854, 970)
Ruslar (864, 936)
Latinler (1203)
Yıldırım Bayezid ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.
Fatih Dönemi Batıdaki Gelişmeler
Sırbistan Seferi (1454 – 1459)
II. Murat zamanında Edirne- Segedin Antlaşması’yla Sırbistan Osmanlı egemenliğinden çıkmıştı. Fatih’in düzenlemiş olduğu seferler sonucunda Belgrat dışındaki bütün Sırbistan toprakları Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Belgrat Kanuni döneminde Osmanlı hâkimiyetine alınabilmiştir.
Önemi: Sırbistan Orta Avrupa’ya açılan bir kapı konumunda olduğu için Avrupa’ya yapılacak seferlerde önemli bir üs olmuştur.
Mora Seferi (1460)
Bizans imparatorluğu, yıkılmasına rağmen Mora’da aynı soydan gelen iki despotluk bulunuyordu.
Mora’daki prensler ileride Bizans’ı yeniden canlandırabilirdi.
Fatih, gelecekte ortaya çıkabilecek sorunları önlemek için Mora’ya iki sefer düzenletti.
Kıyıdaki birkaç Venedik kalesi dışında Mora Yarımadası ve Atina şehri ele geçirildi (1460).
Mora, Osmanlıların İtalya’ya yapacakları seferler için önemli bir üstü bu açıdan stratejik bir nokta ele geçirilmiş idi.
Önemi: Osmanlı’nın Ege ve Akdeniz’deki gücünü artıran bir olay olmuştur.
Eflak ve Boğdan Seferleri (1462)
Eflak ve Boğdan daha önceleri Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştı. Fakat Eflak Beyi her fırsatta Osmanlıların düşmanlarıyla anlaşıp Osmanlı topraklarına saldırıyordu.
Fatih döneminde Eflak Beyinin vergisini ödememesi, Macarlarla anlaşarak Osmanlı topraklarına saldırmaya başlaması, gönderilen elçileri öldürtmesi üzerine sefere çıkan Fatih Eflak’ı Osmanlı Devleti’ne bağladı (1462).
Daha sonraki yıllarda Eflak’ın daha kuzeyinde yer alan Boğdan üzerine de sefer düzenlenerek Osmanlı Devleti’ne bağlı bir beylik haline getirildi (1476).
Bosna, Hersek Seferleri (1465)
Osmanlı Devleti 1459’da Sırbistan’ı fethederek Bosna Krallığı’na komşu olmuştur. Bu dönemde Bosna Krallığı Osmanlı’ya ödemesi gereken vergi konusunda isteksiz davranmaya başlamıştır.
Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet, 1463’te Bosna üzerine bir sefere çıkmış ve bölgeyi Osmanlı topraklarına katmıştır. Bosna’nın alınmasının ardından Fatih Sultan Mehmet, 1463’te Hersek’i Osmanlı topraklarına kattı.
Daha önce Osmanlı hizmetinde bulunan Arnavut Beyi İskender, Osmanlılara karşı isyan etti.
Venedikliler ve Macarlarla da anlaşarak uzun yıllar Osmanlı Devleti’ni uğraştırdı.
Bu yıllarda Osmanlı Devleti Venediklilerle de savaşıyordu.
Fatih Arnavutluk sorununu çözmek için sefere çıktıysa da İskender Bey Fatih’in karşısına çıkmaya cesaret edemedi.
İskender Beyin ölümü üzerine Arnavutluk tamamen Osmanlı Devleti’ne katıldı (1478).
Önemi: Osmanlı Devleti Adriyatik denizi kıyılarına ulaştı.
Anadolu’daki Gelişmeler
Fatih Anadolu’daki birliği sağlamak amacıyla harekete geçerek:
- Cenevizler’den Amasra’yı aldı (1459)
- Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıktı (1461)
- Sinop alınarak Candaroğulları Beyliği’ne son verildi (1460)
- Osmanlı Devleti’ni en fazla uğraştıran beylik olan Karamanoğulları beyliğinden Konya ve Karaman alınmıştır.(1466)
Otlukbeli Savaşı (1473)
Nedeni: Akkoyunların; Osmanlılara karşı Venediklilerle işbirliği yapması,
Karamanoğulları’nı himaye etmesi,
Osmanlı sınırlarına tecavüz etmesi
Fatih Anadolu’nun en güçlü devletlerinden olan Akkoyunlular üzerine sefere çıkmıştır. Uzun Hasan’la Otlukbeli Savaşını (1473) Osmanlılar kazanarak Doğu Anadolu’yu hâkimiyeti altına almıştır.
Denizlerdeki Gelişmeler
Cenevizliler’den, İmroz, Taşoz, Bozcaada, Limni alındı. Ayrıca Karadeniz ticaret yolunu kontrol altına almak için Cenevizlerden Kefe, Menküp ve Azak kaleleri alnmıştır.
Venedikliler’den Eğriboz ve Midilli alındı.
Kırım’ın Osmanlı Devleti’ne Bağlanması (1477)
Nedenleri:
- Cenevizliler’in Kırım’daki egemenliğine son vermek.
- Karadeniz kıyılarındaki ticarete de egemen olarak Asya ticaretine hakim olmak.
- Eflak ve Boğdan bölgelerine doğrudan ulaşabilmek.
Sonuçları:
- Karadeniz Türk gölü haline gelmiştir.
- Karadeniz kıyılarındaki son Ceneviz kolonileri ele geçirilmiştir.
- İpek Yolu ve Karadeniz ticaretinin denetimi Osmanlı Devleti’ne geçmiş, Osmanlı ekonomisi güçlenmiştir.
- Kırım hanlığı yönetiminin Osmanlı hâkimiyetine geçmesi devleti güçlendirmiştir.
Osmanlı Venedik Savaşları (1463 – 1479)
İstanbul’un ve Ege adalarının fethi Venedik ve Cenevizliler ’in ekonomik açıdan zarara uğramasına yol açtı. Bu yüzden Venediklilerle uzun yıllar mücadele edildi. Mücadelelerin sonucunda iki devlet arasında barış yapıldı. 1479 İstanbul Antlaşması ile savaşlara son verilmiştir.
Buna göre;
- Venedikliler ve Osmanlı Devleti aldıkları yerleri geri verecekti.
- Venedikliler Osmanlılar’a yıllık 10 bin altın verecekti.
- Venedikliler İstanbul’da elçi bulundurabilecekti.
- Venedik bayrağı çeken gemiler Osmanlı sularında serbestçe dolaşabilecekti.
İtalya (Otranto)Seferi (1480)
Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması İtalya üzerine yürüyerek Napoli Krallığı elindeki Otranto limanını ele geçirdi. (1480)
Fatih’in amacı iki roma devletinin de başkentlerini ele geçirmekti. Roma üzerine yürüyeceği sırada Fatih’in ölümü İtalya Seferinin tamamlanmasını engellemiştir.
Böylece Fatih döneminin en güçlü denizci devletleri Ceneviz ve Venediklerin Ege ve Karadeniz’deki üstünlükleri sona ermiştir.
II. BAYEZİD (1481–1512)
Dünya Gücü Osmanlı Devleti yazımıza Fatih’in oğlu II. Bayezid döneminden devam ediyoruz.
Cem Sultan Olayı
II. Mehmet vefat ettiğinde büyük oğlu Bayezid Amasya sancak beyi, küçük oğlu Cem ise Konya sancak beyi idi. Bazı devlet adamlarının desteğiyle II. Bayezid padişah oldu. Ancak kardeşi şehzade Cem Sultan, bunu kabul etmedi ve saltanat mücadelesine girişti.
Başarılı olmayarak Memluklere sığındı. Daha sonra bir kez daha mücadele eden şehzade Cem yine başarılı olamadı ve Rodos şövalyelerine sığındı.
Şövalyeler Cem Sultan’ı Papa’ya teslim ettiler. Avrupalı devletler Cem Sultan’dan yararlanmaya çalıştılar.
Papa, Cem Sultan’ın komutasında Türkler üzerine bir Haçlı seferi düzenleyecekti.
Bu teklifi Cem Sultan kabul etmeyince zehirlenerek öldürülmüştür (1495).
“Cem Sultan olayı” başlangıçta Osmanlı Devleti’nin bir iç sorunu iken daha sonra uluslararası bir soruna dönüştü ve Osmanlı Devleti’nin dış politikada etkisiz bir siyaset izlemesine sebep oldu.
Boğdan Seferi (1484)
Boğdan Beyliğinin Macarlarla işbirliği yapması üzerine sefere çıkılarak Kili ve Akkerman kaleleri ele geçirildi. Bunun sonucunda;
1) Karadeniz’in batı kıyılarında Osmanlı egemenliği sağlandı.
2) Balkanlardaki Osmanlı toprakları Kırım toprakları ile birleşti.
3) Boğdan yıllık vergi vermeyi kabul ederek tamamen Osmanlı egemenliğine girdi.
Karamanoğlu Beyliğine Son Verilmesi
Karamanoğlu Kasım Bey’in Cem Sultanı desteklemesi üzerine yapılan bir seferle beyliğe son verildi ve toprakları Osmanlı devletine katıldı(1487).
Osmanlı- Memluk İlişkileri (1485–1491)
Osmanlı – Memlük ilişkileri Fatih zamanında; Hicaz Su Yolları meselesi yüzünden bozulmuştu.
Daha sonraki süreçte;
- Memluk Devleti’nin şehzade Cem’i desteklemesi,
- Karamanoğulları ile işbirliği yapması,
- Dulkadiroğlu Beyliğinin içişlerine karışmaları,
- Ramazanoğulları Beyliğini egemenlik altına almak istemeleri,
- Hindistan hâkimi II. Mahmut Şah’ın Osmanlılara yolladığı hediyelere Memluklerin el koyması, Osmanlı Memluk ilişkilerini olumsuz yönde etkiledi.
II. Bayezid döneminde Çukurova bölgesinde Memlukler ile yapılan savaşlar altı yıl sürdü. Taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı. İki devlet arasındaki uzun mücadelelerden sonra barış yapılmıştır.
Osmanlı-Venedik İlişkileri (1499–1502)
Venedikliler Mora halkını Osmanlılara karşı isyana teşvik ediyorlardı. Yapılan deniz seferi ile İnebahtı, Modon, Koron ve Navarin kaleleri Osmanlılara geçti. Bunun üzerine Venedikliler barış istemek zorunda kaldı.
II. Bayezid’in Müslüman ve Yahudilere Yardımı
İspanyollar yarımadanın en güney ucundaki Beni Ahmer Devleti’ni yıkmışlar ve burada bulunan Müslüman ve Yahudilere baskı ve işkencelere başlamışlardı.
Endülüs Müslümanlarının Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Kemal Reis emrindeki Osmanlı donanması İspanya’ya giderek Burada bulunan Müslümanları Kuzey Afrika’ya, Musevileri de İstanbul ve Selanik’e taşıdı(1505). İstanbul’da bulunan Yahudi azınlığı bu getirilen Yahudilerden teşkil etmiştir.
Osmanlı Safevi İlişkileri
II. Bayezid döneminde Osmanlı-Safevi ilişkileri Safevilerin Doğu Anadolu’da Şii propagandası yapması sonucu olumsuz bir şekilde devam etmiştir.
Şahkulu Ayaklanması (1511)
Akkoyunlu Devleti’nin yıkılmasından sonra, İran, Azerbaycan ve Doğu Anadolu’da Safevi Devleti kurulmuştu(1502).
Devletin kurucusu olan Şah İsmail’in, dedesi Erdebil şeyhi Safiyyüddin’in ismine izafeten buTürk devletine Safevi Devleti denildi.
Şah İsmail, Şii mezhebini Anadolu’ya yaymak ve Anadolu’yu ele geçirmek istiyordu. Anadolu’ya adamlarını göndererek Şiilik mezhebini yaymaya başladı. Bunun sonucunda Şahkulu adında biri büyük bir isyan çıkardı(1511). İsyancılar Antalya, Elmalı, Burdur ve Keçiborlu’yu ele geçirdiler. Osmanlı Devleti bu isyanı güçlükle bastırdı. Şahkulu ve avenesi öldürüldü.
Şahkulu isyanın güçlükle bastırılması II. Bayezid’in etkisini kaybetmesine ve otoritesinin sarsılmasına sebep oldu. Bazı gruplar II. Bayezid’in Safevi tehlikesini tam anlamıyla çözme konusunda gevşek davrandığı için suçladı. II. Bayezid’in oğulları arasında taht mücadelesi başladı
Şehzadeler Arası Taht Mücadelesi
II. Bayezid’in oğullarından Ahmet Amasya’da, Korkut Manisa’da, Selim de Trabzon’da sancak beyi idiler.
Selim, Rumeli’de kendisine sancak verilmesini istedi. Bu isteği reddedilince kayın pederi Kırım hanı Mengli Giray’dan aldığı kuvvetlerle Trakya’ya geldi ve Karıştıran ovasında yaptığı savaşta yenilerek Kefe’ye kaçtı.
II. Bayezid yerine Ahmed’i tahta geçirmek için İstanbul’a çağırdı. Ancak yeniçerilerin Selim’i desteklemesi üzerine II. Bayezid tahtı oğlu Selim’e bırakmak zorunda kaldı (1512). Böylece Osmanlı tarihinde ilk defa bir şehzade babasını tahttan indirerek devletin başına geçti.
I. SELİM DÖNEMİ (1512–1520)
Dünya Gücü Osmanlı Devleti konusunun belki de en önemli padişahlarından biri Yavuz Sultan Selim’dir.
Selim padişah olduktan sonra kardeşlerini yok ederek otoritesini kuvvetlendirdi.. Yavuz Sultan Selim, tahta geçtikten sonra doğu siyasetine önem verdi. Bu yüzden Avrupa devletleriyle dostane ilişkiler kurdu.
Yavuz Sultan Selim’in amacı, Türk-İslam dünyasını bir yönetim altında toplamaktı. Bunun için Safevi Devleti’ni yıkarak Türkistan’a ulaşmayı ve İpek yolunu kontrol altına almayı amaçlıyordu.
Ayrıca, Mısır seferiyle İslam dünyasını ele geçirip ve Baharat yolunu kontrol altına almak istiyordu.
Çaldıran Savaşı (1514)
Anadolu üzerinden Akdeniz’e ulaşmayı amaçlayan Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail’in Anadolu’daki Şiileri kışkırtması sonucunda, 23 Ağustos 1514 tarihinde Osmanlı Devleti ve Safevi Devleti arasında meydana gelmiştir.
Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı Devleti ve Safevi Devleti Tebriz’e 100 km kala Çaldıran (Van) ovasında karşı karşıya gelmişlerdir. Osmanlı ordusu tarafından bozguna uğratılan Şah İsmail ordugahını ve hazinesini bırakarak önce Tebriz’e kaçmıştır. 6 Eylül 1514 tarihinde Osmanlı ordusu Tebriz’i ele geçirilmiştir.
Sonuçları:
- Safeviler bir süre için tehlikesiz duruma gelmiştir.
- Anadolu’da yürütülen Şii propagandası sona ermiştir.
- Safevilerin elinde bulunan Kemah, Diyarbakır ve Mardin kaleleri ele geçirilmiştir.
- Dönemin önemli bilginleri İstanbul’a getirilmiştir.
- Doğu Anadolu, İran Azerbaycan’ı Osmanlı Devleti’nin eline geçmiştir.
- Anadolu’da Şiiliğin yayılması gecikmiştir.
- Dulkadiroğulları koruyan İran’ın gücü ortadan kalkınca 1515 yılında beyliğin toprakları ele geçirilmiş ve Gürcistan Osmanlı Devleti’nin denetimi altına girmiştir.
Turnadağ Savaşı (1515)
Yavuz Sultan Selim Çaldıran seferine giderken Dulkadiroğulları, beyliğinden askeri yardım istemiş Dulkadiroğulları bu teklifi kabul etmemişlerdi. Çaldıran seferi dönüşünde bu beyliğe son verildi.
Böylece; Dulkadiroğulları toprakları Osmanlılara katıldı. Osmanlılar Memluklerle komşu oldular. Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlanmıştır.
Mısır Seferi (1516-1517)
Osmanlı – Memlük ilişkileri Fatih döneminde bozulmuş II. Bayezıt zamanında ilk mücadeleler yapılmıştır. İki devlet arasındaki çetin mücadele ise Yavuz döneminde gerçekleşmiştir.
Mercidabık Savaşı (1516)
Sebebi:
- Yavuz’un Türk-İslam dünyasının liderliğini ele geçirmek istemesi,
- Hint Okyanusu’ndaki Portekiz korsanlarının İslam’ın kutsal şehirlerine saldırmaları,
- Osmanlıların Baharat yolunu kontrol altına almak istemesi,
- Memluklerin Şah İsmail’le ittifak yapması.
Sonuçları:
- Suriye, Filistin ve Lübnan toprakları Osmanlıların eline geçti.
- Mısır yolu Osmanlılara açıldı.
- Ramazanoğulları Osmanlılara katıldı.
- Memluk sultanı Kansu Gavri öldürüldü.
Ridaniye savaşı (1517)
Yavuz Sultan Selim Memluklere son darbeyi vurmak üzere Sina yarımadasını geçerek Mısır’a girdi. Kahire fethedilerek Memluk Devleti’ne son verildi.
Mısır Seferinin Sonuçları
- Mısır, Suriye, Filistin, Lübnan ve Hicaz Osmanlı topraklarına katıldı.
- Kutsal emanetler, Mekke ve Medine’nin anahtarları Osmanlılara teslim edildi.
- Halifelik kurumu Osmanlılara geçti.
- İlk Osmanlı halifesi Yavuz Sultan Selim oldu.
- Baharat ticaret yolu Osmanlılara geçti (Ancak coğrafi keşiflerin yapılmasından dolayı Osmanlılar Baharat yolundan istedikleri gibi faydalanamamışlardır).
- Mısır seferi sonunda Osmanlı hazinesi en zengin konumuna ulaştı.
- Venedikliler Kıbrıs için Memluklere verecekleri vergiyi bundan sonra Osmanlılara ödemeye başladılar.
- Mısır’ın fethi ile Kuzey Afrika ilk kez fethedilmiş bundan sonra bu bölgeye yapılacak seferler için önemli bir üs elde edildi.
8 yıllık hükümdarlığı döneminde Yavuz Sultan Selim Osmanlı topraklarını iki kat artırmıştır. Tarihçiler onun için “8 yıllık saltana 80 yıllık iş sığdırmıştır” ifadelerini kullanmışlardır. Yavuz Sultan Selim’den sonra oğlu başka kardeşi bulunmayan I. Süleyman taht kavgasına girişmeden geçmiştir.
I. SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520–1566)
Dünya Gücü Osmanlı Devleti yazımıza doğuluların Kanuni, batılıların Muhteşem unvanını verdiği I. Süleyman’dan devam edelim.
Kanuni dönemi Osmanlıların en güçlü dönemidir. Bu dönemde Osmanlı Devleti doğuda, batıda ve denizlerde rakipsiz güçlü bir devlet haline geldi.
Yavuz Sultan Selim’in ölümüyle yerine geçen oğlu Kanuni Osmanlı tarihinde en uzun süre tahtta kalan hükümdar olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman tahta geçtiğinde sağlam bir devlet teslim aldı. Saltanatta hak iddia edecek başka bir kardeşi yoktu. Disiplinli ve büyük bir ordu hazır bulunuyordu. Mısır Seferi sonrası hazine ağzına kadar dolmuştu. İşte Kanuni babasından böyle mükemmel bir miras devralmıştı.
Kendisine “Kanûnî” denmesi, yeni kanunlar icat etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır. Mısır’dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun en kudretli devrinin hükümdarı olan ve Kanuni unvanı ile anılan Birinci Sultan Süleyman, dünyanın büyük kanun yapıcıları arasında gösterilmekte, bunun için ABD Temsilciler Meclisi toplantı salonunun duvarına portresi asılmıştır.
İç İsyanlar
Canberdi Gazali İsyanı:
Memluk komutanlarından Canberdi Gazali’nin Memluk Devleti’ni yeniden kurmak için çıkardığı isyandır. Osmanlı isyanı bastırmıştır.
Kalenderoğlu İsyanı:
Maraş civarında çıkan dini karakterli bir Şii isyanıdır. Hacı Bektaş soyundan gelen Kalenderoğlu, şiileri ve Dulkadiroğulları’nı etrafında toplayarak ayaklandı. Bazı başarılar sağlamasına rağmen Sadrazam İbrahimPaşa kuvvetleri tarafından isyan bastırılmıştır.
Ahmet Paşa İsyanı:
Kanuni’nin kendisine Sadrazamlık vermeyerek Mısır’a vali ataması üzerine ayaklandı. Ayaklanma kısa sürede bastırılmıştır
Baba Zünnun İsyanı:
Vergilerinin ağırlığını bahane eden Baba Zünnun Türkmenleri etrafında toplayarak isyan ettiyse de isyan bastırılmıştır.
Kanuni Dönemi Batıdaki Gelişmeler
Yavuz Sultan Selim Döneminde Osmanlı Devleti’nin doğu sorunları neredeyse çözülmüştü, bu yüzden Kanuni tahta çıkar çıkmaz batıya yöneldi.
Osmanlı – Avusturya Macaristan -Alman ilişkileri
Roma Germen İmparatoru Şarlken, Avrupa Hristiyan dünyasının liderliğini ele geçirmek istiyordu. Bu yüzden Fransa’yla savaşarak onu yenilgiye uğratmış, I. Fransuva’yı esir almıştı. Avusturya kralı Ferdinand ise Şarlken’in kardeşi olup Macar kralı II. Layoş’un kız kardeşiyle evliydi.
Kanuni Sultan Süleyman Döneminde Osmanlı Macar ilişkileri bozulmuştu. Bu durumun nedenleri ise;
- Kanuni’nin Macar Kralına gönderdiği elçinin öldürülmesi,
- Macaristan’ın yıllık vergiyi ödememesi,
- Macarların Balkanları da kışkırtarak sürekli Osmanlı üzerine Haçlı seferi düzenlemesi etkili olmuştur.
Belgrat Seferi (1524)
Fatih’in alamadığı Belgrad üzerine Kanuni sefere çıktı. Belgrad stratejik bir öneme sahip bir yerdi. Sefer sonucu Macaristan’dan Belgrad şehri alındı. Böylece Orta Avrupa’nın kapıları Osmanlı Devleti’ne açıldı.
Mohaç Meydan Savaşı (1526)
Tarihin kaydettiği en kısa meydan savaşlarından biri olmuştur ( 2 saat).
Nedeni:
- Belgrat’ın fethinden sonra Macar kralının Şarlken ile Ferdinant’ın desteğini sağlayarak Osmanlı’ya cephe alması
- Şarlken’e esir düşen Fransa’nın Kanuni’den yardım istemesi
Macaristan topraklarına giren Osmanlı kuvvetleri Mohaç mevkiinde Macar kuvvetlerini 2 saatlik kısa ir sürede bozguna uğratmıştır.
Sonucu:
- Macaristan Osmanlı Devleti’ne bağlandı.
- Macaristan’ın fethiyle Osmanlı Avusturya ile komşu haline geldi.
- Fransa Kralı Fransuva esaretten kurtuldu, böylece Osmanlı – Fransa ilişkileri gelişti. Bu durumda Avrupa’da Hristiyan birliğinin parçalanmasını sağladı.
- Macar Krallığı’na Jan Zapolya (Yanoş) getirildi. Amaç Avusturya ile Osmanlı toprağı arasında tampon bir bölge oluşturmaktı.
I. Viyana Kuşatması (1529)
Kanuni’nin geri dönmesini fırsat bilen Avusturya kralı Ferdinand Budin’i ele geçirdi (1527).
Bunun üzerine Kanuni Budin üzerine yürüyerek burayı ele geçirdi. Ardından Avusturya’nın başkenti Viyana’yı kuşattı. Fakat kuşatma başarılı olamadı. Ferdinand ve Şarlken Kanuni’nin karşısına çıkamadılar.
Kuşatmanın Başarılı Olamamasının Nedenleri
- Avrupalı devletlerin Avusturya’ya yardım etmesi
- Kış mevsiminin başlaması ve Osmanlı ordusundaki erzak yetersizliği
- Viyana surlarının sağlam olması
Almanya Seferi (1532)
Ferdinand’ın tekrar Budin’i kuşatması üzerine Kanuni Avusturya’ya girerek bazı kaleleri ele geçirdi. Şarlken ve Ferdinand yine Kanuni’nin karşısına çıkamadılar. Kanuni Almanya’nın içlerine kadar ilerledi. Kanuni’nin daha da ilerlemesinin önüne geçmek için Ferdinand barış istedi. Ferdinand’ın barış istemesi üzerine İstanbul Antlaşması imzalandı. (1533)
Maddeleri:
- Avusturya (Ferdinant) Macaristan’ın Osmanlı Devleti’ne ait olduğunu kabul edecek ve Macaristan’ın iç işlerine karışmayacak,
- Avusturya, Yanoş’un krallığını tanıyacak,
- Avusturya arşüdükü protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk sayılacak,
- Avusturya yıllık 30.000 düka altın vergi ödeyecek.
NOT: Osmanlı sadrazamının Avusturya kralına denk sayılması Osmanlı Devleti’nin Avusturya karşısında siyasi üstünlük kurduğunun göstergesidir. Fakat bu üstünlük Zitvatorok Antlaşması ile sona ermiştir. (Mütekabiliyet ilkesi)
Mütekabiliyet Nedir ?
Mütekabiliyet kelimesi karşılıklılık anlamına gelir. Diplomatik bir terim olarak devletler arası ilişkilerde karşılıklılık esasına dayanan hukuki bir kavramdır.
Bu sefer sonucunda Macar kralı Yanoş’un ölmesi üzerine yerine oğlu Sigismund geçti. Ferdinand Sigismund’un krallığını tanımayarak Macaristan’a yeniden saldırdı. Bunun üzerine Kanuni bir kez daha Macaristan seferine çıktı.
Kanuni bu seferiyle Ferdinand’ın kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. Kanuni 1541 Macar Seferi’yle, Macaristan’ı üç parçaya böldü:
1. Budin beylerbeyliği Osmanlılara bağlandı.
2. Macaristan’ın bir kısmı Yanoş’un oğluna Erdel beyliği olarak bırakıldı.
3. Kuzey Macaristan ise Ferdinand’a bırakıldı.
Osmanlı Fransız İlişkileri ve Kapitülasyonlar (1535)
Kapitülasyon Nedir
Bir ülkenin yabancı başka bir ülke vatandaşlarına verdiği siyasi, ticari, iktisadi haklara Kapitülasyon denilmektedir. Kapitülasyonun kelime karşılığı ayrıcalık, imtiyaz olarak tabir edilebilir. Devletlerarasında verilen kapitülasyonlar imzalanan anlaşmalar gereğince düzenlenmektedir.
Fransa kralı I. Fransuva “Pavia” savaşında Şarlken’e esir düşerek Kanuni’den yardım istedi. Kanuni Fransuva’nın yardım talebine karşılık vererek onu kurtarmış ve Fransa’ya kapitülasyonları vermiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Mohaç Meydan Muharebesi ile I. Fransuva’yı Şarlken’den kurtarması, Osmanlı Devleti ile Fransa’yı birbirine yakınlaştırmıştı.
Osmanlı Devleti ile Fransa arasında bir ticaret antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Osmanlılar Fransa’ya kapitülasyonlar verdiler.
Kapitülasyonların Verilme Sebepleri
- Kanuninin Fransa’yı yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamak istemesi,
- Akdeniz ticaretini canlandırmak,
- Osmanlı ticaret mallarını Fransızlar aracılığıyla pazarlamak için bu tarihi öneme sahip kapitülasyonlar verilmiştir.
Osmanlı-Fransız Ticaret Antlaşması (1535)
- Fransız ticaret gemileri Osmanlı sularında serbestçe dolaşabilecek ve istedikleri limanlara girebilecektir.(Ticari ayrıcalık)
- Fransız tüccarlar diğer tüccara göre daha düşük vergi ödeyecektir. (Ticari ayrıcalık)
- Fransız vatandaşları arasındaki davalara Fransız hâkim bakacak. (Hukuki ayrıcalık)
- Fransız vatandaşları ile Türkler arasındaki davalara Türk hâkim bakacak, ancak davada Fransız tercüman bulunacak. (Hukuki ayrıcalık)
- Osmanlı topraklarında ölen veya gemisi batan Fransız tacirlerin malları Fransa’daki varislerine verilecek. (Hukuki ayrıcalık)
- Fransa topraklarında bulunan Osmanlı tüccarı da aynı haklardan yararlanacak. (Ticari ayrıcalık)
- Bu antlaşma her iki hükümdarlar hayatta kaldığı sürece geçerli olacaktı.
NOT: Kapitülasyonlar I. Mahmut döneminde 1740 yılında sürekli hale getirilmiş ve başka devletlere de genişletilerek verilmiştir. Bu da Osmanlı ekonomisinin Avrupa egemenliğine girmesine sebep olmuştur. Kapitülasyonlar Lozan anlaşması ile kaldırılabilmiştir.
Erdel Seferi (1551)
Ferdinand’ın 1551’de yeniden Erdel’in içişlerine karışmasıyla Osmanlı kuvvetleri Segedin ve Temeşvar kaleleri önünde Avusturya kuvvetlerini yendiler. Ferdinand’ın isteğiyle 1562’de yeniden antlaşma yapıldı.
Zigetvar Seferi (1566)
Avusturya’nın barışı bozarak Erdel’e saldırması üzerine sefere çıkan Kanuni Zigetvar kalesini kuşattı. Kuşatma sırasında padişah öldü fakat sadrazam Sokullu Mehmet Paşa onun ölümünü gizledi. Kuşatmaya devam edilerek kale fethedildi.
Doğudaki Gelişmeler
İran Seferleri
I. İran Seferi (Irakeyn Seferi) (1534–1535)
Sebepleri:
- Şah İsmail’in oğlu Tahmasb’ın Osmanlıya karşı, Avusturya ve Almanya’ya ittifak yapmak istemesi
- Anadolu’daki bazı beyleri Osmanlılara karşı kışkırtması,
- Doğu Anadolu’da iki devlet arasındaki hâkimiyet mücadelesi,
Bu gelişmeler üzerine Kanuni İran üzerine sefere çıktı. Önce sadrazam İbrahim Paşa ordusuyla Tebriz’e girdi. Arkasından padişah da Tebriz’e geldi ve Azerbaycan’ı ele geçirdi. Kanuni daha güneye inerek Bağdat’ı fethetti(1534).
Sonuçları:
- Van, Tebriz ve Bağdat, Osmanlı topraklarına katıldı.
- İpek yolu ticareti kontrol altına alındı.
- Basra Körfezi Osmanlı denetimine girdi.
- Türk şairi Fuzuli Osmanlı hizmetine girdi.
II. İran Seferi (1548)
Safeviler Van ve Tebriz’i alması ve bu sırada şah ile kardeşi arasında taht mücadelesinin başlaması üzerine Kanuni yeniden sefere çıktı. Van, Tebriz ile Gürcistan’daki bazı kaleleri alarak geri döndü.
III. İran Seferi (1553)
1553 yılında Osmanlı – İran ilişkilerinin yeniden bozulması üzerine üçüncü kez İran üzerine sefere çıkan Kanuni, Karabağ ve Nahçivan’ı almayı başardı, bunun üzerine Şah Tahmasb barış istedi.
Amasya Antlaşması (1555)
- Amasya Antlaşması İran’la yapılan ilk resmi antlaşmadır.
- Bu antlaşmayla Tebriz, Irak, Erivan ve Doğu Anadolu Osmanlı Devleti’ne kalacaktı.
Denizlerdeki Gelişmeler
Kanuni döneminde Ege, Akdeniz ve Hint Denizinde önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Rodos Adasının Fethi (1522)
Rodos adasında bu dönemde Sen Jean şövalyeleri yaşıyordu, bu şövalyeler korsanlık faaliyetleri yaparak Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’de ticaret yapan gemilerine zarar veriyordu.
Rodos daha önce Fatih tarafından kuşatılmış ama alınamamıştı. Kanuni Döneminde de İstanbul, Mısır arasında gidip gelen Osmanlı ticaret ve hac gemilerinin zarar görmesi üzerine Rodos Adası 1522’de fethedildi.
Buradaki San jean şövalyeleri Malta Adasına kaçtı.
Preveze Deniz Savaşı (1538)
Kaptan-ı Deryalığa atanan Barbaros Hayreddin Paşa Akdeniz’de Türk egemenliğinin sağlanması amacındaydı.
Ancak Akdeniz’de Türk egemenliğinin sağlanmasından çekinen Venedik, Malta, Ceneviz ve Portekiz Andrea Doria komutasında bir Haçlı birliği oluşturdular.
1538’de Preveze bölgesinde karşılaşan Haçlı ve Osmanlı donanmaları savaşa başladı. Barbaros Hayreddin Paşa; Turgut Reis, Seydi Ali Reis ve Salih Reis’in katkılarıyla Haçlı ordusunu yenilgiye uğrattı.
Böylece Osmanlı Devleti Akdeniz’de de üstünlüğü ele geçirdi.
Böylece Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. Barbaros 1543’te Fransız donanmasıyla işbirliği yaparak Nis şehrini ele geçirdi. Turgut Reis ise 1553’te Korsika adasını ele geçirdi.
Trablusgarb’ın Fethi (1551)
Bu dönemde Trablusgarp’ta Sen Jean şövalyeleri ve İspanyollar vardı. Turgut Reis komutasındaki bir Osmanlı donanması 1551 de Trablusgarp’ı fethetti. Trablusgarp’a beylerbeyi olarak atandı.
Cerbe Savaşı (1559 – 1560)
Kaptan-ı Derya Piyale Paşa ve Turgut reis Cerbe adasındaki deniz savaşında İspanyollar’ı büyük bir yenilgiye uğratarak Cerbe Adası’nı fethettiler. Cerbe deniz savaşı Preveze’den sonra en büyük deniz savaşlarından biridir.
Bu savaşın kazanılmasıyla birlikte Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki Türk hâkimiyeti pekiştirilmiştir.
Sakız Adasının Fethi
Ege denizindeki Sakız adası Cenevizlilerin elinde bulunuyordu. Vergilerini ödemeyince Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferine çıkarken, Kaptanıderya Piyale Paşa’yı Sakız adasının fethi için gönderdi. Ada alındı, böylece Batı Akdeniz ve boğazların güvenliği sağlanmış oldu
Malta Adası’nın Kuşatılması (1565)
Şarlken’in desteğiyle Osmanlı ticaret gemilerini yağmalayan Malta Adasındaki Sen Jean şövalyeleri aynı zamanda Osmanlı Devleti’ne karşı Haçlı seferlerine de katılıyorlardı.
Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Malta Adası’nı kuşattı. Ancak kuşatma sırasında Turgut Reis’in şehit edilmesi üzerine kuşatma kaldırıldı. Bunun üzerine kuşatma başarısız oldu.
Hint Deniz Seferleri
Doğu-Batı ticaret yollarının Osmanlı kontrolüne geçmesi üzerine Avrupa devletleri yeni yollar aramaya başladılar. 16.yüz yılın başlarında Portekizliler Ümit Burnu’nu geçerek doğrudan Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na ulaştılar. Portekizliler, sömürgeler kurarak Müslüman ülkelerin ticaretine engel olmuş, Kızıldeniz yoluyla giden hacılara saldırmış, Hindistan’daki Müslüman devletlerden birçoğunu işgal etmişti. Gücerat Hanının Osmanlıdan yardım istemesi üzerine seferlere çıkıldı.
Seferlere Katılan Komutanlar
1) Hadım Süleyman Paşa (1538)
2) Piri Reis (1551)
3) Murad Reis (1552)
4) Seydi Ali Reis (1553) Paşalar katılmışlardır.
Hint Seferleri’nin Sebepleri:
- Hint deniz ticaret yolunu açmak,
- Baharat yolunun egemenliğini sağlamak,
- Gücerat sultanına yardım etmek,
- Hac yolunu güvence altına almak,
- Müslüman tüccarlara verilen zararı önlemek,
- Hadım Süleyman Paşa, Ali Reis, Murat Reis, Piri Reis görevlendirilerek dört Hint Seferi düzenlenmiş fakat önemli bir başarı elde edilememiştir.
Başarısızlığın Sebepleri:
- Osmanlıların bu seferlere gereken önemi vermemesi,
- Osmanlı gemilerinin okyanuslara şartlarına uygun olmaması,
- Hint deniz seferlerinin ekonomik değerinin yeterince anlaşılamaması, batı seferlerinin daha karlı olduğunun düşünülmesi,
- Portekiz donanmasının Osmanlı donanmasından daha güçlü olması,
- Bölgedeki Müslüman devletlerin gereken desteği vermemesidir.
Sonuçları:
- Yemen’in bir bölümü, Habeşistan, Eritre ve Sudan ele geçirildi.
- Kızıldeniz bir iç deniz haline geldi. Arap yarımadası kontrol altına alındı.
- Hint deniz ticareti Osmanlıların elinden çıktı.
- Hint deniz ticareti elimizden çıktı. Buradaki üstünlük Portekizliler ‘geçti.
- Akdeniz limanları önemini kaybetti.
- Dünya ticareti okyanuslara kaydı.
II. SELİM DÖNEMİ (1566–1574)
II. Selim hükümdarların savaşa katılma geleneğini bozarak savaşlara katılmamıştır. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa bu döneme damgasını vurmuştur. II. Selim ve II. Selim’in oğlu III. Murat zamanında esas yönetim Sokullu’nun elinde olduğundan bu devre Sokullu devri adı verilmiştir.
Açe Seferi (1569)
Sumatra adasında bulunan Açe Sultanlığı Portekiz baskısı sebebiyle Osmanlı Devleti’nden yardım istedi. Süveyş kaptanı Kurdoğlu Hızır Reis emrindeki Osmanlı donanması Sumatra’ya gönderilerek yardım edildi.
Kıbrıs’ın Fethi (1571)
Kıbrıs adası Venedik kontrolünde idi. Adada bulunan korsanlar Türk gemilerine saldırıyorlardı.
Doğu Akdeniz ticaret yolunun güvenliği açısından Kıbrıs’ın önemli bir yere sahipti. Lala Mustafa Paşa bir yıllık bir kuşatmadan sonra adayı zapt etti. Adaya Konya, Karaman, Niğde, Kayseri ve Bozok vilayetlerinden Türk nüfusu yerleştirildi.
İnebahtı Deniz Savaşı (1571)
Osmanlıların Kıbrıs’ı fethetmeleri üzerine Papa önderliğinde İspanya ve Malta, Venedik ve diğer İtalyan devletleri bir Haçlı donanması oluşturdular.
Don Juan komutasındaki Haçlı donanması İnebahtı’da Osmanlı donanmasını yakarak imha etti.
Osmanlı donanmasının tarihte yakıldı yerler şu şekildedir:
- İnebahtı 1571 (Haçlılar)
- Çeşme 1772 (Rusya)
- Navarin 1827 (Rusya)
- Sinop 1853 (Rusya)
İnebahtı Deniz Savaşında Osmanlı Donanmasının yenilgi sebebi Müezzinzade Ali Paşa’nın denizde eğitim görmüş askerlerin yerine, eğitim görmemiş kara askerleri ile mücadeleye girmesidir. Bu savaş sonunda kaybedilen donanmanın yerine yaklaşık altı ay içerisinde tekrar donanma oluşturulmuştur.
İnebahtı Deniz Savaşında alınan yenilgi Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’de prestij kaybetmesine neden olmuş, Akdeniz egemenliğine gölge düşürmüştür.
Osmanlı Devleti’nin kısa sürede tekrar donanma kurabilmesi ise devlet ekonomisinin ne denli güçlü olduğunu göstermiştir.
Tunus’un Fethi (1574)
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa, yeni donanmayla Akdeniz’e açılarak İspanyolların eline geçmiş olan Tunus’u fethetti. Böylece, Kuzey Afrika Osmanlı egemenliğine girdi.
Osmanlı Kanal Projeleri
Dünya Gücü Osmanlı Devleti yazımıza Osmanlı Devleti’nde projelenen fakat yapımı gerçekleştirilemeyen kanal projeleri ile devam edelim.
Süveyş Kanalı Projesi
“Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi”nin en önemli projelerinden biridir. Akdeniz ile Kızıldeniz’i bir kanal ile birleştirme projesidir. ilk defa Yavuz döneminde gündeme gelmiştir. 1568 yılında girişimde bulunulmuş; ancak uygulamaya geçilememiştir. Fransızlar 1869 yılında kanalı açmışlardır.
Bu proje ile amaçlananlar şu şekildedir:
- Hindistan üzerindeki Portekiz baskısını önlemek
- Baharat Yolu’nu ve Akdeniz ticaretini canlandırmak
- Osmanlının stratejik önemini artırmak
- Hint deniz yolunu kısaltmayı amaçlamıştır.
Don Volga Kanal Projesi
Osmanlı Devleti sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa tarafından Don ve Volga nehirlerinin birleştirilmesi için yapılması planlanan kanal projesidir.
Sadrazam Damat İbrahim Paşa, Don ve Volga nehirlerinin bir kanalla birleştirilerek, Karadeniz’le Hazar Denizi’nin birbirine bağlanması ile gittikçe güçlenen Rusların güneye doğru inmelerini engellemeyi amaçlanmıştır.
Kanalın üçte biri açılmış ancak kış mevsiminin yaklaşması, asker arasında erzak sıkıntısı, Kırım hanının isteksiz davranması ve Rusların saldırıları sebebiyle yarıda kalmıştır. Kanal ancak 1952 yılında Ruslar tarafından açıldı.
Bu proje ile amaçlananlar şu şekildedir:
- İpek yolunu canlandırmak
- İran savaşlarında donanmadan yararlanmak,
- Rusya’nın güneye doğru yayılmasını önlemek
- Orta Asya’daki Türklerle yakın ilişkiler kurmak
Marmara Kanal Projesi
Marmara Denizi- İznik Gölü- Sapanca Gölü arasında bir kanal açılarak, Marmara Denizi ile Karadeniz arasında yeni bir bağlantı sağlamak amacıyla açılmak istenen kanaldır.
Ayrıca gemi yapımı için Karadeniz’den gelecek kereste bu yolla sağlanacak ve İstanbul Boğazı’nın trafiği rahatlayacaktı.
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu “ Dünya Gücü Osmanlı Devleti Konu Anlatımı” ( Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi ) yazımızın sonuna geldik, bu yazıdan daha iyi faydalanabilmek için “Osmanlı Kültür ve Medeniyeti”, “Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti” ,“Türkiye Tarihi Konu Anlatımı” ve “Türkiye Tarihi Kültür ve Medeniyet” yazılarımızı da okumanız konu bütünlüğü açısından çok faydalı olacaktır.
Bu üniteyle ilgili ayrıca buradan bilgi alabilirsiniz.
Bunun dışında sitemizde “Avrupa Ve Osmanlı Devleti 18. Yüzyıl”, “Arayış Yılları Kapsamlı Konu Anlatımı”, “ Dünya Gücü Osmanlı Devleti ”, “Osmanlı Kültür ve Medeniyeti Konu Anlatımı” ve “Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti Konu Anlatımı gibi TYT ve AYT’de size destek sağlayacak konu anlatım yazılarımızı okuyabilirsiniz. Sitemizdeki diğer bütün derslerin içeriklerine buradan ulaşabilirsiniz.
Sosyal medya hesaplarımızı ve mail adresimizi kullanarak bizi her platformda takip edebilir, bize görüşlerinizi, soru – sorun ve önerilerinizi iletebilirsiniz.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. İyi çalışmalar. 😎
Yasal Uyarı: Yayınlanan içeriğin ve diğer içeriklerin bütün fikri ve mülki hakları https://www.derssarayi.com/ ” a aittir. Kaynak gösterilse dahi içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.