Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımıza hoş geldiniz.
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımızda konu kapsamlı ve detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ SANATÇILARI
1)Ömer Seyfettin (1884-1920)
- Mili Edebiyat akımının ve modern Türk öykücülüğünün kurucularındandır.
- Edebiyat hayatına şiirle başlamış olan Ömer Seyfettin, daha sonra hikayeye yönelerek asıl kimliğini hikayede bulmuştur. İlk şiiri daha 14 yaşındayken yazdığı ve Servet-i Fünun etkilerinin hissedildiği “Lane-i Garam” adlı şiirdir.
- Ömer Seyfettin henüz hikaye yazmadan önce yazdığı türlerden biri de mensur şiirdir.Servet-i Fünun’da moda olan mensur şiir Ömer Seyfettin’in de dikkatini çeker. Toplam da 25 mensur şiir yazar. Bunların ilk ikisi “Çizgili Kağıt” ve “Neşide-i Garam”dır.
- “Genç Kalemler” dergisinin ilk sayısında yayımladığı “Yeni Lisan” makalesinde dil ve edebiyata dair görüşlerini açıklamıştır. Eserlerin safi Türkçeyle yazılması gerektiğini söylediği makale son derece önemlidir.
- “Maupassant” tarzı hikayeciliğin temsilcisidir.
- Ömer Seyfettin’in hikayeleri tezlidir. Ömer Seyfettin hikayelerinde Türk milliyetçiliğini savunmuştur.
Tezli eser: Bir ideolojiyi, bir düşünceyi ve bir kavramı savunmaktır.
- Ömer Seyfettin, hikâyeciliği meslek haline getiren bir sanatçıdır. Edebiyatımızda hikâye türünün gelişmesinde etkili olmuştur. 140 kadar hikâye yazmıştır.
- Hikâyelerinin konularını çoğunlukla gerçek yaşamdan almıştır. Bu hikâyelerinde yapmak istediği şey, milli bilinci uyandırmaktır.
- Toplumun aksak yönlerini mizah yoluyla eleştirmiştir. Batı hayranlığı içinde yozlaşmış züppe tipleri eleştirir.Efruz Bey romanında Efruz Bey’in kişiliğinde onun gibi olanları eleştirmiştir.
- Hikâyeleri genellikle beklenmedik biçimde sonuçlanır.
- Realizm akımının etkisinde kalmıştır. Hikâyelerinde gözleme önem vermiştir.
- Hikâyelerinde çok sade bir dil kullanmıştır. Günlük konuşma dilini kullanmıştır.
- “İlyada ve Kalevela” adlı destanları Türkçeye çevirmiştir.
- Hikâyelerinin konularını çocukluk anılarından, halk geleneklerinden, tarihi olaylardan, menkıbe, efsane, kahramanlıklardan ve günlük yaşamdan almıştır. “Kaşağı, İlk Namaz, And, Falaka” çocukluk dönemini, “Başını Vermeyen Şehit, Forsa, Topuz, Kızıl Elma Neresi ve Pembe İncili Kaftan” tarihi olayları konu edindiği öyküleridir. Türk milletine Balkanlar’da yapılan zulümleri de anlatır.
- “Beyaz Lale, Bomba, Hürriyet Bayrakları, Primo Türk Çocuğu” milli bilinci uyandırmak amacıyla Türkçülük düşüncesiyle yazdığı Balkan Savaşları ve Çanakkale Savaşı’nı ele alan öyküleridir.
- “Bahar ve Kelebekler” kadın konusunu ele alan hikâyedir.
- Perili Köşk, ev hayatını anlatan hikâyelerdendir.
- Bazı hikâyeleri doğrudan mizahla ilgilidir: “Yüksek Ökçeler, Koç, Külah, Mahcupluk İmtihanı”
Eserleri:
Hikâye: Falaka, Yüksek Ökçeler, Kızıl Elma, Bomba, Beyaz Lale, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Yalnız Efe, Kaşağı, İlk Düşen Ak, Pembe İncili Kaftan, Harem, Yüzakı, Kurumuş Ağaçlar, Aşk Dalgası…
Roman: Efruz Bey, (Ashab-ı Kehfimiz (“içtimai roman” adını vermiştir)
Şiir: Şiirler (Doğduğum Yer)
Oyun: Mahçupluk İmtihanı
2)Ali Canip Yöntem (1887-1967)
- Edebiyat hayatına Fecri Ati’de şiir yazarak başlamış, daha sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.
- İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdıktan sonra Milli edebiyat döneminde heceye geçmiş, sade ve anlaşılır bir dille şiirler yazmıştır.
- Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp ile beraber 1911’de “Genç Kalemler” dergisini çıkarır ve bu derginin başyazarlığını yapar.
- Hece ölçüsü ve yalın bir dille şiirler yazan Ali Canip Yöntem, hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerini “Yeni Mecmua”da yayımlar.
- Lise öğrencileri için ders kitabı hazırlamıştır.
- Makaleleri ve edebiyat tarihçiliğiyle bilinmektedir.
- “Polemikçi” sıfatıyla bilinmektedir.Cenap Şahabettin ile girdiği tartışma edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. Bunu, “Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım” adıyla yayımlar. Cenap Şahabettin, Servet-i Fünun zevk ve anlayışını; Ali Canip Yöntem de yerli ve milli edebiyatı savunur.
Eserleri:
Şiir: Geçtiğim Yol
Eleştiri:Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Beyle Münakaşalarım
İnceleme: Ömer Seyfettin, Epope
Antoloji: Türk Edebiyat Antolojisi
3)Ziya Gökalp (1876-1924)
- Asıl adı Mehmet Ziya’dır.Bimar, Büyükbaba, Celal Sakib, Demirtaş, Hiçi, Hüseyin Sedat, Hüseyin Vedat, İşçi Kızı, Mehmet Mehdi, Mehmet Nail, Tevfik Sedat, Tevfik Vedat takma adlarını kullanmıştır.
- Milli Edebiyat’ın fikir babası ve modern Türk milliyetçiliğin kurucusudur.
- Ziya Gökalp’in düşünce felsefesi Türklerin kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle Batı’dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşmaktır. Türkleşmek – İslamlaşmak – Muasırlaşmak makalesinde bunu ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.
- Genç Kalemler dergisinde yayımladığı “Turan” şiirinde Türkçülüğü savunur.Bu şiiriyle Turancılık düşüncesine sahip olduğunu ortaya koyar.
Turancılık: Türkleri bir bayrak altında toplama hareketidir.
Aşağıdaki mısralar Turan şiirinin bir bölümüdür:
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan
- Milli Edebiyatın düşünce temelini atmıştır.
- Bazı kaynaklarda Modern anlamda ilk Türk sosyologu sayılan Ziya Gökalp sosyoloji ile ilgili önemli makaleler yazmıştır. Makalelerini, Genç Kalemler, Türk Yurdu, Yeni Mecmua dergilerinde yazmıştır.
- Saray Edebiyatı’nın karşısına Halk Edebiyatı’nı koymuştur.
- Edebiyatı ve şiiri düşüncelerini açıklamada bir araç olarak görmüştür. “Şiir için değil, şuur için” ifadesini kullanarak “toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir.
- İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü(Turan şiiri) kullanmış ancak şiirlerinde çoğunlukla hece ölçüsünü kullanmıştır. 7, 8 ve 11’li kalıpları kullanmıştır.
- Sade, anlaşılır bir dille eserlerini yazmıştır.
- Lirizmden uzak bir söyleyişi vardır. Daha çok didaktik şiirler yazmıştır. Masal niteliği taşıyan şiirleri ve manzum destanları vardır.
- Biçim yönünden ilk zamanlar gazel, kıta gibi divan edebiyatı nazım biçimlerini, sonra halk edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır.
- Dile büyük önem vermiştir. Batı dillerinden alınan sözcüklerin karşılığı olarak yeni sözcükler bulmuştur. Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça sözcüklerin atılması gerektiğini savunmuş ve halk diline yerleşmiş olanları “Türkçeleşmiş Türkçe” olarak kabul etmiştir.
- Beş Hececiler üzerinde etkili olmuş, aruzu bırakarak hece ölçüsüne geçmelerini sağlamıştır.
- “Latin” adlı şiirinde dil konusundaki düşüncelerini açıklamıştır.
- “Türkçülüğün Esasları” adlı inceleme türündeki eseri; dilde, estetikte, ahlakta, hukukta, dinde, iktisatta, siyasette ve felsefede Türkçülüğün esaslarını anlatır.
- “Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak” eserinde Türklük, İslamlık ve çağdaşlık kavramları üzerinde bir senteze varır.
- “Türk Töresi” yapıtında Türk kültürünü tanıtmıştır.
- “Kızıl Elma” şiirinde “Turan” şiirinde belirtilen ülkede yaşayanların ulaşmaları gereken yerlere ve fikirlere işaret etmiştir.
Eserleri:
Şiir: Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat
Düzyazı: Malta Mektupları (mektup), Türkçülüğün Esasları (araştırma), Türkleşmek – İslamlaşmak – Muasırlaşmak (makale), Türk Medeniyeti Tarihi, Türk Töresi, Türk Ahlakı, Makaleler (10 cilt), Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri
4)Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944)
- Türkçülük düşüncesini benimseyen Yurdakul, halkçı şiirleriyle dikkat çekmektedir.
- “Cenge Giderken” adlı şiiriyle tanınmış ve “Milli Şair” unvanını almıştır.Şiirdeki destansı söylem ve coşkun anlatımı çok geniş kitlelerce tanınmasına vesile olmuştur.
- “Ben bir Türküm; dinim, cinsim uludur” dizesi ile tanınmıştır. (Cenge Giderken adlı şiirinin en meşhur dizesidir)
- Edebiyatı düşüncelerini aktarmada bir araç olarak görmüştür.
- Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
- “Toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir.
- Şiirlerini sade, anlaşılır bir dille yazmıştır.
- Hece ölçüsünün uzun kalıplarını kullanmıştır.
- Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar, sekizer dizeden kurulu şiirler yazmıştır.
- Nazım şekli bakımından halk şiiri geleneğine uzak durmuştur; büyük ölçüde sone, terza-rima gibi Batılı veya kendinin belirlediği nazım şekillerini tercih etmiştir.
- Genellikle yarım kafiye kullanan şair, kafiye konusunda oldukça zayıftır ve çoğu zaman kelime tekrarına dayalı olan redif kullanmıştır.
- Lirizmden ziyade didaktizme yakındır.
Eserleri:
Şiir: Türkçe Şiirler, Tan Sesleri, Turana Doğru, Ey Türk Uyan, Türk Sazı, Ordunun Destanı, Zafer Yolunda, Dicle Önünde, Mustafa Kemal
Düz yazı: Fazilet ve Asalet, Türkün Hukuku, Kral Corc’a, Dante’ye.
5)Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966)
- Edebiyat hayatına Fecriati’de başlamış, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.
- Değişik üniversitelerde profesör olarak çalışmış, “ordinaryüs” unvanı almıştır.
- Genç Kalemler dergisinin başyazarlığını yapmıştır.
- Türk edebiyatını bilimsel yöntemlerle inceleyen ilk bilim adamıdır.
- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine geçtikten sonra edebiyat ve edebiyat tarihi ile ilgili önemli çalışmalar yapan sanatçı bu doğrultuda “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar”, “Türk Edebiyatı Tarihi”, “Divan Edebiyatı Antolojisi”, “Türk Saz Şairleri” gibi eserleri yazmıştır.
- Asıl önemli yanı bilim adamı kimliği olan Mehmet Fuat Köprülü, Divan ve Halk şairleri üzerinde incelemeler yapmış; Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Erzurumlu Emrah, Gevheri gibi önemli sanatçıları edebiyatımıza tanıtmıştır. Yaptığı bu çalışmaların çoğunu “Yeni Mecmua”da yayımlamıştır.
- Eserlerini, Milli Edebiyat dil anlayışına uygun olarak sade, anlaşılır, akıcı bir Türkçe kullanmıştır.
- Şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır. Duygu yüklü, lirik bir şairdir.
Eserleri:
Araştırma-İnceleme: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Saz Şairleri, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar, Mili Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan’ı Türk-i Basit, Türkiye Tarihi, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu
6)Müsahipzade Celal(1870-1959)
- İlk oyunu 1913’te sahneye konulan “Köprülüler”dir.
- Çocukluğundan itibaren tiyatroya ilgi duymuş, hatta orta oyununda zenne rolünde oynamıştır.
- Türk tiyatrosunun gelişmesinde ve halka inmesinde büyük rolü vardır.
- Oyunları tarihi hiciv özelliği taşımaktadır.
- Eserlerinin hepsi Darülbedayi ve İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oynamış bir kısmı filme de uyarlanmıştır.
- Eserlerinin konularını Osmanlı’nın son zamanlarından almış ve sosyal bozuklukları, Osmanlı’nın çöküş nedenlerini, idari bozuklukları ele alıp işlemiştir.
- Hafif, müzikli oyunlar yazmayı sürdüren yazarın oyunları, daha çok töre güldürüsü niteliği taşır.
- Konularını daha çok Osmanlı tarihinden alan oyunlar yazmıştır.
- Oyunlarında çeşitli dönemlerdeki sosyal hayatı, töreleri, inançları ve düşünceleri gülünç yanlarıyla anlatmıştır.
- Oyunları siyasal ve belgesel niteliktedir.
- Oyunları teknik yönden başarılı değildir.
- Kişileri döneminin dil özellikleriyle konuşturmuştur.
- Üsküdar’daki tiyatro onun adını taşımaktadır.
- “Aynaroz Kadısı” adlı eserinde Aynaroz kadılığında bulunan Divrikli Yakup’un yolsuzlukları anlatılır.
Eserleri
Tiyatro:Türk Kızı, Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lâle Devri, Macun Hokkası, Yedekçi Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl, Moda Çılgınları, İtaat İlâmı, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Pazartesi-Perşembe, Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman, Gücü Gücü Yetene, Kadın Tertibi, Kısmet Değilmiş
Uyarlama: Hisse-i Şayia, Sekizinci, Ceza Kanunu
7)İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci (1874-1935)
- Dönemin tanınmış tiyatro sanatçılarındandır.
- Fransızcadan birçok tiyatro uyarlamıştır.
- Eserlerini sade, anlaşılır bir dille yazmıştır.
- Teknik yönden başarılı eserler kaleme almıştır.
- Kaba çizgili güldürü ve töre komedyalarında daha çok aile kurumunu ele alarak kadın – erkek, karı – koca, ana – baba ve çocuk ilişkilerini güldürüyü ön planda tutan bir yönelimle vermeye çalışmıştır.
Eserleri
Alemdar, Sivrisinekler, Ceza Kanunu, Dört Cihar, Nurbaba, Hisse-i Şayia, Seriye Mahkemesinde, Belkıs, Himmetin Oğlu, Son Ateş, Aşk-Atik, Cereme, Dengi Dengine, Tecdid-i Nikâh, Gücü Gücüne Yetene, Fırsat Yoksulu, Kadın Tertibi, Açık Bono, Nakış, İki Bebek, İki Ateş Arasında, İzdivaç Projesi, Yeni Dünya, Ferda.
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı
8)Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974)
- Sanat yaşamına Fecriati’de başlamış, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.
- Fecriati’den kısa bir süre sonra Yahya Kemal ile birlikte Nev-yunanilik (neo-klasisizm) akımına yönelmiştir.
- İlk romanı Kiralık Konak’tan son romanı Hep O Şarkı’ya kadar Türk toplumunun sosyal ve siyasal görüntüsünü romanın arka planında konusu yapmıştır.
- Abdülhamit ve Meşrutiyet Dönemi’ne ,işgal ve Kurtuluş Savaşı yıllarına tanıklık etmiştir.
- Yakup Kadri, Kadro dergisinin kurucusudur.
- Tanzimat’tan başlayarak 1950’lere kadar Atatürk Türkiye’sini eserlerinde anlatır.
- Romanlarındaki başlıca tema, Türk toplumunun yaşam tarzı ve sorunlarıdır.
- Romancılığıyla öne çıkmış; hikâye, anı, mensur şiir, makale, deneme ve tiyatro türlerinde de eser vermiştir.
- Eserlerinde Realizm akımından etkilenmiştir. Güçlü bir gözlemci yeteneği vardır.
- Hikayelerinde Maupassant tarzını benimsemiştir.
- Hep O Şarkı ve Bir Sürgün romanı dışındaki bütün romanlarında kronolojik bir sırayla konuları işlemiştir.
- “Kiralık Konak” romanında Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadarki üç kuşak arasındaki yaşayış, anlayış farklarını ve üç kuşak arasındaki çatışmayı ele alır.
- “Sodom ve Gomore”de Osmanlı Devletine başkentlik etmiş İstanbul’u artık Tanrı’nın lanetine uğramış bir şehir olarak görür ve İstanbul’u ve halkını Kur’an’da yok edilen iki şehir olarak geçen Sodom ve Gomore’ye ve halkına benzetir.
- “Hüküm Gecesi” romanında İttihat ve Terakki Partisinin siyasi çatışmaları ele alınır.Roman rakip partilerin gazetecilerine düzenlenen suikastlar, entrikalar, tek parti olamaya çalışma çabaları içinde geçen bir aşk ilişkisi etrafına geçer.
- “Yaban“, Yakup Kadri’nin Anadolu’ya açıldığı romandır.Eserde olaylar, Eskişehir ve Kütahya civarlarında geçmektedir.Romanda Milli Mücadele Dönemi’nin Anadolu’su verilir.Köyün ve köylünün durumları anlatılır.
- “Hep O Şarkı” romanında Abdülaziz dönemindeki topplumsal yaşamı ve Osmanlı Devleti’ni anlatır.
- “Ankara” romanı üç bölümden oluşmaktadır.1. bölümde, Milli Mücadele Yıllarını; 2. bölümde, Cumhuriyet’in ilk yıllarını; 3. bölümde Cumhuriyet sonrasının 14. ve 20. yıllarını(1937-1943) anlatır.
- “Panorama” eseri iki ciltten oluşmaktadır.1. cildinde 1923-1952 yılları arasındaki Türkiye’yi verir. 2. cildinde, Atatürk’ün ölümünden sonraki yıllar eleştirel bir bakış açısıyla ele alınır.
- “Nur Baba” adlı romanında tekkelerin yozlaşmasını anlatır.
Eserleri
Roman: Yaban, Kiralık Konak, Sodom ve Gomore, Hüküm Gecesi, Ankara, Nur Baba, Panorama I-II, Bir Sürgün, Hep O Şarkı
Öykü: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri
Mensur Şiir: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan
Oyun: Nirvana
Anı: Zoraki Diplomat (elçilik anıları), Anamın Kitabı (çocukluk anıları), Vatan Yolunda (Kurtuluş Savaşı anıları), Politikada 45 Yıl (siyasi anıları), Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk
Makale: İzmir’den Bursa’ya (Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte), Kadınlık ve Kadınlarımız, Seçme Yazılar, Ergenekon (iki cilt), Alp Dağları’ndan ve Miss Chaifrin’in Albümünden
9)Halide Edip Adıvar (1884-1964)
- Milli Edebiyat Döneminin tanınmış ilk kadın romancısı ve hikâyecisidir.
- İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörüdür. Bazı eserlerini İngilizce yayımlamıştır.
- İlk romanlarında bireysel konuları ele alır.Adıvar’ın “Seviye Talip”, “Handan” ve “Son Eseri” gibi ilk romanları aşk öyküleri anlatan romanlardır.
- Eserlerinde 20. yy’ın başındaki Türk toplumunu kadın ve medeniyet konuları etrafında alır.
- Toplumumuzun en önemli sorunu Doğu-Batı veya eski-yeni çatışmasıdır.Sinekli Bakkal, Sonsuz Panayır ve Tatarcık romanlarında bu çatışmaları ele alır.Halde Edip, ne Doğudan ne de Batıdan yanadır, bir sentez oluşmasını ister.
- Halide Edip, özellikle ilk romanlarında kadının Osmanlı toplumu içindeki yerini belirlemeye çalışır. Kurtuluş Savaşı yıllarında kadına toplumsal bir görev yükler.Kadını Kurtuluş Savaşı’na desteklemeye çağırır.
- Halk ve halk kültürü konusunda da eserler kaleme almıştır.Halide Edip, halka yönelmeyi ve halk kültüründen yararlanmayı herkese tavsiye eder.
- Fatih ve Sultan Ahmet’te yaptığı mitingleriyle tanınır.
- Tasvir ve tahlilde başarılıdır. Tasvirleri realist nitelik taşır.
- Karakterleri bulunduğu çevreye göre konuşturur. Romanlarında gözlem önemlidir.
- Halkın anlayabileceği bir dille eser yazar.
- Dili özensizdir, eserlerinde basit dil yanlışları vardır.
- Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları öne çıkaran romanlar yazmıştır.
- Halde Edip’in romanları üç gruba ayrılır:
1. Ruh Çözümlemesi Romanları: Yazar ilk romanlarında aşk konusu üzerinde durmuştur. , “Mev’ud Hüküm”, “Seviye Talip”, “Handan”, “Kalp Ağrısı”… romanları örnek verilebilir. Bu romanların ortak özelliği hepsinin başkahramanının güçlü kadınlar olmasıdır.
2. Kurtuluş Savaşı Üzerine Yazılmış Romanlar: Halide Edip, Kurtuluş Savaşı yıllarında toplum için sanat anlayışıyla eserler kaleme almıştır. “Ateşten Gömlek” ve “Vurun Kahpeye” romanları “Kurtuluş Savaşı”nı işlediği romanlarıdır.
3.Töre Romanları: Sanat yaşamının son dönemlerinde toplumsal konularda eserler kaleme almıştır. Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Sevda Sokağı Komedyası… örnek olarak verilebilir. Töre romanlarını realist bir bakış açısıyla ele almıştır.
- “Seviye Talip” romanında Seviyye artık kocasını sevmediğini müzik öğretmeni Cemal’e aşık olduğunu fark eder.Seviyye kocasıyla boşanmak ister ancak kocası bunu kabul etmez ve Cemalle yaşamaya karar verir. Romanın teması, böyle bir birlikteliği kabul etmeyen topluma karşı kadının mücadelesidir.
- “Yeni Turan” romanını Türkçülük akımının etkisiyle yazmıştır.Roman bir kadının çevresinde Türkçülük ve Osmanlıcılık çatışması üzerine kuruludur.
- “Sinekli Bakkal” romanı ilk başta İngilizce olarak Soytarı ve Kızı adıyla İngiltere’de yayımlanmıştır.Bir yıl sonra da Sinekli Bakkal adıyla ülkemizde Türkçe olarak yayımlanmıştır.Eser 1942 yılında CHP roman yarışmasında birinci olmuştur.Eser geçmiş dönemlerin güzelliklerini konu alır.Esere “geçmişe özlem” teması hakimdir.
Eserleri
Roman: Heyula, Raik’in Annesi, Seviye Talip, Handan, Yeni Turan, Son Eseri, Mev’ud Hüküm, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Sinekli Bakkal, Yolpalas Cinayeti, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Akile Hanım Sokağı, Kerim Ustanın Oğlu, Sevda Sokağı Komedyası, Çaresaz, Hayat Parçaları
Hikâye: İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım Us ile birlikte), Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Seda
Anı: Mor Salkımlı Ev, Türk’ün Ateşle İmtihanı
Tiyatro: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh
İnceleme: İngiliz Edebiyatı Tarihi
10)Refik Halit Karay (1888-1965)
- Önce Fecriati’de, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.
- Kahraman olarak “Anadolu kadınları, kasaba memurları, köylüler ve köy imamları”nı seçmiştir.
- Hikâye ve romanlarını üstün gözlem yeteneğiyle oluşturmuştur. Olay ve kişileri en ince ayrıntısına kadar yansıtmıştır. Kişilerin iç dünyasına pek eğilmez. Eserlerinde tasvirler de başarılıdır.
- Maupassant tarzı öykü tekniğini benimsemiştir.
- Mizah, eserlerinde önemli yer tutar. Toplumsal eleştiriye yer vermiştir. Kişilerin kurnazlık, çıkarcılık, dürüst olmayan özellikleriyle ilgili çözümlemeler yapar. Kişileri yaşadıkları sosyal çevreyle birlikte ele alır.
- “Kirpi” takma adıyla siyasal mizah yazıları yayımlamış, bunları “Kirpi’nin Dedikleri” adlı yapıtında toplamıştır.
- Romanlarının çoğunda aile kavramını ele almıştır.
- Refik Halit,yergi ve mizah ustasıdır.
- Öykülerinde Anadolu’nun sefaletini, geriliğini, asilliğini ve yüceliğini de anlatmıştır.
- Refik Halit, dil tekniği bakımından oldukça güçlüdür.
- “Kalem” ve “Cem” mizah dergilerinde Kirpi takma adıyla siyasi mizahi yazılar yazdı.Bu siyasi mizahi yazılarından dolayı Anadolu’ya sürgün edildi. Bu sürgün edildiği yıllarda “Memleket Hikayeleri”ni yazdı.Bu kitap Anadolu’yu anlatan ilk kitaplardan olmuştur.
- 1922’de “Aydede” mizah dergisini çıkardı.Dergide İstiklal Savaşı’nı ve Ankara hükümetini çok sert şekilde eleştiriyor ve alaya alıyordu.İstanbul’un düşman işgalinden kurtarılmasının ardından Beyrut’a kaçtı ve “Gurbet Hikayeleri”ni yazdı.
- Maupassant tarzı öykü tekniğini benimsemiştir.
- Sürgün sonrası dönemde daha çok romanla uğraşmıştır.
- “İstanbul’un İç Yüzü” romanında Meşrutiyetle zanginleşen insanları; “Çete” romanında Türk çetesinin Fransızlarla yaptığı mücadeleleri; “Yezid’in Kızı” adlı romanında Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Yezidilerin hayatlarını; “Sürgün”de Yüzbaşı Hilmi Efendiye atılan bir iftira yüzünden Beyrut’a sürgün edilişini ve buradaki hayatını;Bugünün Saraylısı adlı romanında İstanbul’da kendi halinde bir aileye katılan sonradan görme bir akraba kızın ailenin değerlerini alt üst etmesini anlatır.
Eserleri
Roman: Yezid’in Kızı, Sürgün, Nilgün, Çete, Anahtar, Bugünün Saraylısı, İstanbul’un İç Yüzü, Sonuncu Kadeh, Yer Altında Dünya Var, Dişi Örümcek, İki Bin Yılın Sevgilisi, İki Cisimli Kadın, Karlı Dağdaki Ateş, Kadınlar Tekkesi
Öykü: Gurbet Hikâyeleri, Memleket Hikâyeleri
Oyun: Deli
Hiciv: Kirpinin Dedikleri, Guguklu Saat, Sakın İnanma-Kanma-Aldanma
Anı-Deneme-Fıkra: Bir Avuç Saçma, Agop Paşa’nın Hatıratı, Tanıdıklarım, Ay Peşinde
11)Falih Rıfkı Atay(1894-1971)
- Gazeteci, yazar ve siyaset adamıdır.
- Atatürk’le dostluğundan dolayı siyasete de atıldı ve1923’te TBMM’ye girdi ve aralıksız 27 yıl Bolu ve Ankara milletvekilliği yaptı.
- Eserlerini sade ve anlaşılır bir dille ve sağlam üslupla yazdı.
- Siyasi konuları işleyen fıkralar yazdı.
- Balkan Savaşlarından sonra Edirne’ye gitti ve oradaki izlenimlerini “Edirne Mektupları” ismiyle yayımladı.
- Tanin,Akşam, Hâkimiyet-i Milliye, Milliyet ve Dünya gazetelerinde yazılarını yayımladı.
- Falih Rıfkı Atay, makale, gezi, fıkra ve anılarıyla Atatürk’ün devrimlerini tanıtmayı ve korumayı amaçladı.
- Gezi türünde Türk edebiyatında en fazla eser veren sanatçı olarak bilinen Falih Rıfkı Atay, gezi yazılarında gördüğü yerlerin bireysel ve toplumsal özelliklerini realist bir bakış açısıyla anlattı.
- Osmanlı’nın son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki zamanı “Zeytindağı” eserinde; I. Dünya Savaşı’nda 4. Ordu komutanı görevindeyken Suriye Filistin Cephesi’nde yaşadıklarını da “Ateş ve Güneş” eserinde dile getirdi.
- Çocuklara Atatürk sevgisini aşılamayı amaçlayan Falih Rıfkı Atay bunu, “Babanız Atatürk” yapıtında kaleme aldı.
- “Çankaya” adlı eserinde ise Atatürk’ü doğumundan ölümüne kadar zamanı anlattı.
- Fransa’nın bazı bölgelerine yaptığı gezileri “Deniz Aşırı” eserinde işledi.
- İngiltere’ye yaptığı gezilerini “Taymis Kıyıları” eserinde işledi.
- Hindistan’a yaptığı gezilerini “Hind” eserinde işledi.
- Fıkra türünde kaleme aldığı “Kurtuluş” eserinde III. Selim’den 27 Mayıs 1960 ihtilaline kadar geçen dönemi anlatır.
- İzmir’in kurtarılışından sonra tanıştığı Atatürk’le ilgili anılarını “Atatürk’ün Bana Anlattıkları”, “Çankaya” ve “Atatürk Ne İdi?” adlı kitaplarda topladı
Eserleri
Anı: Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin savaş anıları), Zeytindağı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Mustafa Kemal’in Mütareke Defteri, Çankaya, Batış Yılları, Atatürk’ün Hatıraları, Atatürk Ne idi?
Gezi: Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya, Deniz Aşırı, Yeni Rusya, Moskova-Roma, Bizim Akdeniz, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Hind, Yolcu Defteri, Gezerek Gördüklerim
Fıkra: Eski Saat, Niçin Kurtulmamak, İnanç, Kurtuluş, Pazar Konuşmaları, Bayrak
İnceleme: Başveren İnkılapçı, Atatürkçülük Nedir, Londra Konferansı Mektuptan, Türk Kanadı, Kanat Vuruşu
Monografi: Babamız Atatürk (çocuklar için)
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı
12)Aka Gündüz (Kutbay) (1885-1958)
- Asıl adı Hüseyin Avni’dir. “Aka Gündüz” yazarın takma adıdır.
- Yakup Kadri ile Fecr-i Ati’nin kurucuları arasında yer alır.
- Sanat hayatına Fecr-i Ati’de başlar daha sonra Milli Edebiyat Dönemi’ne dahil olur.
- Roman, hikaye, tiyatro türlerinde eser vermiştir.
- Realizm akımından etkilenmiştir.
- Eserlerinde bir dönemin alt tabaka insanlarına, ahlak ve ahlaksızlık ikilemine soktuğu kişilere, yoksullara, zenginlere, acı çekenlere, düşmüş kadınlara, sosyetik yaşamlara, içki bağımlılarına çokça yer veren yazar Yeşilçam filmlerine de ilham vermiştir.
- Amacı halkı bilgilendirmek, halkı eğitmek olduğu için eserleri sanatsal yönden güçlü değildir. Çalakalem yazılmış hissi veren savruk bir anlatımı vardır. Eserlerinin olay örgüsünü başarılı bir
- Romanlarının konuları gerçek hayattan alır ve kahramanları kendi çevresindendir.
- Onun için iyiler en iyi, kötüler en kötüdür.
- Milli Mücadele-Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Cumhuriyet romanlarında en fazla işlediği
konulardır.
Eserleri:
Roman: Dikmen Yıldızı, Bir Şoförün Gizli Defteri, İki Süngü Arasında, Zekeriya Sofrası, Odun Kokusu, Tang-Tango, Üvey Ana, Aşkın Temizi, Kokain, Mezar Kazıcılar, Yayla Kızı, Bir Kızın Masalı, Eğer Aşk
Öykü: Türk Kalbi, Kurbağacık, Hayattan Hikâyeler, Bu Toprağın Kızları
Şiir: Bozgun
13)Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966)
- Edebiyat hayatına Fecr-i Ati’de başlamıştır. Daha sonra Milli Edebiyat’a katılır.
- Hamdullah Suphi; şiir, hikâye, makale, söylev ve konferans türlerinde yazmakla beraber edebiyatımızda söylev gücüyle tanınır.
- Türkçülük ülküsünün en ateşli savunucularından biridir.
- “Tanrıöver” soyadını Atatürk’ten alır.
- İzmir’in işgali üzerrine düzenlediği İstanbul mitingiyle Milli Edebiyat’a ve halka güç vermiştir.
- Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Meclis’te yaptığı coşkulu konuşmalarıyla tanınmıştır.
- 1912’de Türk Ocağı’na başkan seçilmiştir. Türk Ocağı, milliyetçilik akımının İstanbul merkezidir.
- Konuşmalarının birkaçını “Dağ Yolu” kitabında; yazıları da “Günebakan” kitabında derlemiştir.
Eserleri
Hitabet:Dağ Yolu (konuşmalarından seçmeler)
Makale:Günebakan
14)Yusuf Akçura (1876-1935)
- Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer almaktadır.
- Yusuf Akçura, “Üç Tarz-ı Siyaset” makalesinde Türkçülük, Osmanlıcılık ve İslamcılık fikirlerini karşılaştırır ve çözüm yolu olarak Türkçülük düşüncesini sunar.
- Yusuf Akçura, sanatçı kimliğinden çok, siyaset adamı kimliğiyle ön plana çıkmıştır.
- Türkçülüğün en büyük savunucularındandır.
- Akçura’nın Türkçülüğü, Dünyadaki bütün Türkleri karşılamaktadır.
- Yusuf Akçura Türk Tarih Kurumu başkanlığı yapmıştır.
- Akçura tarih için Birinci Türk Tarih Kongresi’nde sunduğu tebliğde “Tarih, soyut bir ilim değildir. Tarih hayat içindir. Tarih milletlerin, kavimlerin varlıklarını korumak, kuvvetlerini ortaya çıkartmak içindir.” demiştir.
Eserleri:
Düzyazı: Üç Tarz-ı Siyaset, Mevkufiyet Hatıraları, Rusya’daki Türk Tatar Müslümanların Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri, Osmanlı İmparatorluğunun Dağıima Devri, Türk Yıllığı
15)Halide Nusret Zorlutuna (1901-1984)
- Aruz, hece ve serbest ölçüyle yazdığı şiirleri vardır. En sevilen şiirleri hece ölçüsüyle yazdığı şiirler olmuştur.
- İlk önce aşk şiirleri kaleme alan sanatçı, daha sonra eserlerinde yurt güzelliklerine ve tarih bilincine yer vermiştir.
- Şiirlerinde mistik bir hava vardır.
- 1983’te “ümmül muharrirat” (yazarların annesi) ilan edilmiştir
- Şiir, roman, öykü türlerinde yazan sanatçı, “Git Bahar” şiiri ile tanınmıştır.
- Roman ve şiirlerinde kadın psikolojisi üzerinde durur..
- Şiirlerinde kendi yaşamına ait izlere yer veren sanatçı hüzünlü, lirik şiirler kaleme almıştır.
- Milli duygularla kaleme aldığı “Git Bahar” adlı şiiri ile tanınmıştır.
- “Ağla Bahar”, “Gel Bahar” ve “Geldi Bahar” şiirleri de döneminde çok okunmuştur.
- “Benim Küçük Dostlarım” kitabında öğretmenlikle ilgili anılarını anlatmıştır.
- “Bir Devrin Romanı” kitabında Kerkük’te geçirdiği çocukluk yıllarını anlatır.
Eserleri:
Şiir: Geceden Taşan Dertler, Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim Bomboş
Roman: Küller, Sisli Geceler, Gül’ün Babası Kim, Aşk ve Zafer
Öykü: Beyaz Selvi, Büyük Anne, Aydınlık Kapı
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı
16)Rıza Tevfik Bölükbaşı (1869-1949)
- Edebiyat, şiir, felsefe, Türk folklor ve sanatı ile yakından ilgilendi.
- Felsefeye olan ilgisinden dolayı “feylesof” unvanını aldı.
- Sanat hayatına Servet-i Fünun edebiyatı anlayışıyla şiirler yazarak başladı.
- Rıza Tevfik, Mehmet Emin Yurdakul’dan etkilenerek heceye ölçüsüyle şiirler yazmış ve Milli Edebiyat hareketine katılmıştır
- Şiirlerinde heceyi başarılı bir şekilde kullandı.
- Zamanının “hece – aruz”, “Türkçe – Osmanlıca” tartışmalarında hece ve Türkçe tarafını tuttu ancak aruzu da kullandı.
- Yazılarında günlük konuşma dili ve üslubunu benimsemiştir.
- Şiirlerinde didaktik olmaktan kaçınmış; aşk, anı, vatan hasreti, tabiat güzellikleri, gurbet temalarını işlemiştir.
- Bektaşi tekkesine bağlı olduğu için bu anlamda birkaç şiir yazmıştır.
- Tekke ve Âşık şiirinden etkilenir.Bu anlayışla koşma ve nefesler kaleme alır.
- Rıza Tevfik Bölükbaşı, en çok Karacaoğlan ve Dertli’den etkilenir.
- Şiirlerini “Serab-ı Ömrüm” adlı kitapta toplamıştır.
Eserleri:
Şiir: Serab-ı Ömrüm
Çeviri şiir: Ömer Hayyam ve Rubaileri
Düzyazı: Felsefe Dersleri, Mufassal Kaamus-ı Felsefe, Abdülhak Hamit ve Mülahazat-ı Felsefiyyesi
17)Mithat Cemal Kuntay (1885-1956)
- Yazmaya şiirle başladı. İlk şiiri “Elhamra” Resimli Kitap’ta yayımlandı
- Milli Edebiyat akımının önemli sanatçılarından biri olan Mithat Cemal Kuntay, milli konular çerçevesinde yazdığı epik-lirik şiirleriyle bilinmektedir.
- Aruz ölçüsünde oldukça başarılıdır. Aruz ölçüsüyle milli duyguları, milliyetçiliği ele almıştır.
- Mehmet Akif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı’dan etkilenmiştir.
- “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” sanatçının ünlü dizeleridir.
- “Acem Şahına” adlı şiiri Mehmet Akif ile birlikte yazmıştır.
- Edebiyat araştırmaları ve biyografi yazarlığı yapmıştır. İnceleme ve araştırmalarını “Hitabet ve Münazara Dersleri”, “Hitabet Dersleri” kitaplarında bir araya getirmiştir.
- Meşrutiyet dönemi ile ilgili çalışmaları ile tanınmış, tek romanı olan Üç İstanbul ile adını duyurmuştur. II. Abdülhamit, Meşrutiyet ve Mütareke yıllarını anlattığı romanında gerçekçi kişiler ve ayrıntılı tahliller sunmuştur.
- Şiirlerini, “Türk’ün Şehnamesi” ismiyle yayımlar. Burada 82 şiiri yer almaktadır.
Eserleri:
Roman: Üç İstanbul
Monografi: Namık Kemal, İstiklal Şairi Mehmet Akif, Sarıklı İhtilalcı Ali Suavi
Şiir: Türk’ün Şehnamesi, Acem Şahına
Tiyatro: Kemal, Yirmi Sekiz Kanun-ı Evvel
18)Ebubekir Hazım Tepeyran (1864-1947)
- Yazı hayatına şiirler başlayan sanatçı, şiirlerini “Vilayet” gazetesinde yayımlamıştır.
- Uzun zaman devam eden devlet adamlığı süresince gözlemlerini birer öykü niteliğinde anlattı. Bunlardan bazılarını “Eski Şeyler” adı altında topladı.
- Tepeyran, yıllar önce bıraktığı şiire yeniden başlamış ve Türkçe şiirler yazmıştır.
- “Küçük Paşa” isimli romanıyla tanınır. Eser, gerçekçi bir köy romanıdır. Eserde, Orta Anadolu’da bir köyde geçen bir köylü kadının hayat hikâyesi anlatılır. Eserde Anadolu köyü nesnel ve gerçek çizgilerle tasvir edilir.
Eserleri:
Roman: Küçük Paşa
Hikâye: Eski Şeyler
Anı: Canlı Tarihler
Yaşam öyküsü: Zalimane Bir İdam Hükmü (Kendi yaşamını, başından geçenleri anlattığı bir eserdir.)
19)Reşat Nuri Güntekin (1889-1956)
- Anlatımda ve psikolojik tahlillerde başarılıdır.
- Eserlerini sade bir dille yazmış, konuşma dilinin canlılığını yansıtmayı başarmıştır.
- Eserlerinde yurdun çeşitli yerlerindeki olumlu-olumsuz görünümleri, yanlış Batılılaşmayı, batıl inanışları kişisel duygularıyla birleştirerek anlatmıştır. Bozulan insani değerleri ve ahlak yapısını işlemiştir.
- Eserlerinde mizah ögelerine, nükteye ve ince esprilere yer verir..
- Eleştirdiği tipleri acımasızca eleştirir.
- Realizm akımından etkilenir. Güçlü bir gözlemci yeteneği vardır.
- 20. yüzyıl Türk edebiyatının en büyük romancılarındandır.
- Romanlarında, Anadolu’yu, Anadolu’ya gereken önemin verilmeyişini işler.Aydınla toplum arasındaki uçurumu ele alır.Daha sonra da aşk ve aile dramı niteliğinde romanlar yazar.
- “Çalıkuşu” romanında, Feride’nin evlenmek üzereyken nişanlısının aldattığını öğrenip İstanbul’dan Anadolu’ya gidişini ve orada olgunlaşmasını ele alır.Çalıkuşu romanı, Reşat Nuri’nin en önemli romanıdır. Roman, Reşat Nuri’nin tanınmasını sağlamıştır.
- Reşat Nuri’nin bir diğer önemli romanı “Yeşil Gece”dir. Roman Anadolu’da geçer.Ali Şahin’in ekseninde gerçekleşir olaylar. Medrese Ali Şahin’in beklentilerine ulaşamayınca Ali Şahin öğretmenliği seçer. Daha sonra İzmir’in Sarıova ilçesinde öğretmenlik yapar. İzmir’de düşmana karşı verdiği mücadele anlatılır.
- “Yaprak Dökümü“nde Ali Rıza Bey isimli , ahlaklı ve dürüst bir memuru, ailesini ve ailesinin dağılışı anlatılır.Roman, yanlış Batılılaşmayı anlatır.
- Reşat Nuri ilk öykü kitaplarını romanlarından önce yayımlamıştır. Romanlarında ve tiyatrolarında verimli olan sanatçı hikayelerinde o kadar verimli olmaz. Eleştirel bir yaklaşımla yazdığı bir takım kısa hikayelerinde mizah ögesi ağır basar.
Eserleri
Roman: Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Acımak, Damga, Kızılcık Dalları, Eski Hastalık, Miskinler Tekkesi, Yaprak Dökümü, Ateş Gecesi, Bir Kadın Düşmanı, Gökyüzü, Değirmen, Yeşil Gece, Gizli El, Harabelerin Çiçeği, Sönmüş Yıldızlar, Kan Davası, Kavak Yelleri, Son Sığınak
Hikâye: Roçild Bey, Eski Ahbap, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler, Nenesi Kro
Oyun: Hançer, Eski Rüya, Ümidin Güneşi, Gazeteci Düşmanı, Şemsiye Hırsızı, İhtiyar Serseri (üç oyun),Taş Parçası, Yeşil Gece, İstiklâl, Hülleci, Yaprak Dökümü, Eski Şarkı, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrıdağı Ziyafeti, Bir Köy Öğretmeni, Çalıkuşu, Kavak Yelleri
Gezi: Anadolu Notları
Milli Edebiyat Sanatçıları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız burada sona ermiştir.