Sitoplazma ve Hücre Organelleri Ayrıntılı Konu Anlatımı
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu TYT Biyoloji – Sitoplazma ve Hücre Organelleri Konu Anlatımına hoş geldiniz. Bu yazımızda Sitoplazma ve Hücre Organelleri konusunu örnekler, gerekli uyarılar ve yardımcı resimlerle anlatıp, konuyu daha iyi kavramanızı sağlamak istiyoruz.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri yazısını okumadan önce
Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler – 1 Konu Anlatımı
Karbonhidratlar – Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler – 2
Lipitler – Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler –3
Proteinler Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler-4
Enzimler Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler-5
Vitaminler ve Hormonlar Canlıların Yapısındaki Temel Bileşenler-6
Atp Canlıların Yapısını Oluşturan Temel Bileşenler-7
Canlılığın Temel Birimi Hücre
Hücre Zarından Madde Geçişleri yazılarını mutlaka okuyup, sonra bu konu anlatımını okumanız konuyu bütün olarak kavramanız açısından çok daha faydalı olacaktır.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Sitoplazma ve Hücre Organelleri konusunun kazanımları için tıklayınız.
9.2.1.1. Hücre teorisine ilişkin çalışmaları açıklar.
a. Hücreye ilişkin bilgilere tarihsel süreç içerisinde katkı sağlayan bilim insanlarına (Robert Hooke, Antonie van Leeuwenhoek, Matthias Schleiden, Theodor Schwann ve Rudolf Virchow) örnekler verilir. Ancak bu isimlerin ezberlenmesi ve kronolojik sırasının bilinmesi beklenmez.
b. Mikroskop çeşitleri ve ileri görüntüleme teknolojilerinin kullanmasının hücre teorisine katkıları araştırılır.
9.2.1.2. Hücresel yapıları ve görevlerini açıklar.
a. Prokaryot hücrelerin kısımları gösterilir.
b. Ökaryot hücrelerin yapısı ve bu yapıyı oluşturan kısımlar gösterilir.
c. Organellerin hücrede aldıkları görevler bakımından incelenmesi sağlanır.
ç. Hücre örneklerinin mikroskop ile incelenmesi sağlanır. d. Hücre içi iş birliği ve organizasyona dikkat çekilerek herhangi bir organelde oluşan problemin hücreye olası etkilerinin tartışılması sağlanır.
e. Farklı hücre örnekleri karşılaştırılırken öncelikle mikroskop, görsel ögeler (fotoğraflar, resimler, çizimler, karikatürler vb.), grafik düzenleyiciler (kavram haritaları, zihin haritaları, şemalar vb.), eöğrenme nesnesi ve uygulamalarından (animasyon, video, simülasyon, infografik, artırılmış ve sanal gerçeklik uygulamaları vb.) yararlanılır.
9.2.1.3. Hücre zarından madde geçişine ilişkin kontrollü bir deney yapar.
a. Hücre zarından madde geçişine ilişkin deney öncesi bilimsel yöntem basamakları bir örnekle açıklanır.
b. Biyoloji laboratuvarında kullanılan temel araç gereçler tanıtılarak laboratuvar güvenliği vurgulanır.
c. Hücre zarından madde geçişini etkileyen faktörlerden (yüzey alanı, konsantrasyon farkı, sıcaklık) biri hakkında kontrollü deney yaptırılır
Sitoplazma
- Ökaryot hücrelerde hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan kısım kıvamkı sıvı sitoplazma olarak isimlendirilir.
- Prokaryot hücrelerin zarla çevrili çekirdeği bulunmadığından hücre zarı içerisindeki tüm kısım sitoplazmayı oluşturur.
- Prokaryot hücrelerde yaşamsal faaliyetlerin çoğu sitoplazmada bulunan serbest enzimler tarafından yürütülür.
- Ökaryot hücrelerde metabolik olayların bir kısmı sitoplazmada bulunan serbest enzimler, bir kısmı da organeller tarafından gerçekleştirilir.
- Sitoplazma; yarı akışkan sıvısal kısım, organeller ve hücre iskeleti elemanlarını içerir.
- Sitoplazmanın %70-%90’ı sudur. Suyun dışında mineraller, tuzlar, gazlar, proteinler, karbonhidratlar, yağlar, enzimler, hormonlar, vitaminler, boşaltım atıkları, ATP, nükleotitler ve RNA’lar bulunur.
- Sitoplazma sürekli hareket hâlindedir. Bu hareket, hücre içeriğinin homojen hâle gelmesini sağlar.
Organel
- Tek ve çok hücreli tüm canlılarda sitoplazma içerisinde, yaşamsal faaliyetleri gerçekleştiren ve organel adı verilen özelleşmiş yapılar bulunur.
- Prokaryot hücreler, sadece zarsız bir organel olan ribozoma sahiptir.
- Ökaryot hücreler ise farklı görev ve fonksiyonlar için özelleşmiş zarsız, tek ve çift katlı zara sahip organeller içerir.
- Hücrenin tipine, beslenme şekline, yaşına göre organel çeşitleri ve sayıları değişebilir. Bitki ve hayvan hücrelerinin temel yapıları aynı olmasına rağmen bu hücrelerde farklı fonksiyonları yürütebilen organeller bulunabilir.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Ribozom
- Protein moleküllerinin sentezi, hücrenin en küçük ve zarsız organelleri olan ribozomlarında gerçekleşir.
- Büyük ve küçük olmak üzere iki alt birimden meydana gelen ribozomlar, tüm prokaryot ve ökaryot hücrelerde bulunur.
- Ökaryot hücrelerin ribozomları, prokaryot hücrelerin ribozomlarından biraz daha büyüktür. Prokaryot hücrede ribozomlar, sitoplazmada serbest hâlde bulunur.
- Ökaryot hücrelerde ribozomlar; sitoplazmada serbest hâlde, granüllü endoplazmik retikulumlar ile çekirdek zarlarının dış yüzeyinde, mitokondri ve plastitlerde bulunur.
- Ribozom sayısı salgı yapan hücrelerde daha fazladır. rRNA ve proteinden oluşan ribozomlar, ökaryot hücrelerin çekirdekçiğinde sentezlenir.
Not: Ribozom iki alt birimden oluşur. Ökaryotlarda büyük alt birim 60S, küçük alt birim ise 40S’tir.Bu alt birimlerin birleşimi 80 S’lik ökaryot ribozomunu oluşturur. Prokaryotlarda büyük alt birim 50S, küçük alt birim 30 S’tir. Bu alt birimlerin birleşimi ise 70S’lik prokaryot ribozomunu oluşturur.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Sentrozom
- Hayvan hücrelerinin birçoğunda, alg ve mantarlarda çekirdeğin hemen yanında bulunan zarsız bir organeldir.
- Bir sentrozom, birbirine dik olarak yerleşmiş iki adet sentriyolden oluşur. Her bir sentriyol, dokuz adet üçerli mikrotübülden meydana gelir.
- Sinir hücreleri, olgun alyuvarlar, yumurta, çizgili kas hücreleri ve gelişmiş bitkilerin hücrelerinde sentrozom yoktur.
- Sentrozom hücre bölüneceği zaman eşlenir ve bölünme sırasında kromozomların kutuplara hareketini sağlayan iğ ipliklerini (mikrotübül) meydana getirir.
- Kamçı, sil gibi hücre hareketini sağlayan yapıların oluşumunda rol alır. Sentrozom bu yapıların dip kısımlarında bulunur .
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Endoplazmik Retikulum
- Hücre zarından başlayıp çekirdek zarına kadar uzanan hücre içi kanallar sistemidir.
- Çekirdek zarı endoplazmik retikulum zarlarının devamıdır.
- Endoplazmik retikulumlar hemen hemen bütün ökaryot hücrelerde bulunur.
- Bazı endoplazmik retikulumların zarları üzerinde ribozomlar bulunabilir. Ribozom bulunduranlara Granüllü endoplazmik retikulum, bulundurmayanlara granülsüz (düz) endoplazmik retikulum denir.
- Granüllü endoplazmik retikulum protein sentezinin hızlı olduğu hücrelerde bol miktarda vardır.
- Ribozomlarda üretilen proteinlerle birlikte hücre dışına verilecek olan salgıların büyük bir kısmı granüllü endoplazmik retikulum tarafından sentezlenir ve küçük keseler içinde paketlenerek Golgi aygıtına gönderilir.
- Granüllü endoplazmik retikulum hücrenin zar sistemlerini yapan fabrikalar gibi çalışır.
- Granülsüz endoplazmik retikulum hücre zarı ile çoğu organelin zar yapısına katılan yağ moleküllerinin sentezinde,
- İlaç ve alkollerin zehirleyici etkilerinin yok edilmesinde,
- Karaciğer hücrelerinde depolanan glikojenin glikoza parçalanmasında ve steroit yapılı bazı hormonların sentezinde görev alır.
- Çizgili kas hücrelerinde kasılma için gerekli olan kalsiyum iyonlarını depolar.
- Endoplazmik retikulumlar, hücre bölünmesi sırasında eriyerek kaybolur. Bölünme tamamlandığında ise yeniden yapılır. Endoplazmik retikulum, hücreye destek olur. Hücre çekirdeğinin belirli bir bölgede sabit kalmasını, asidik-bazik tepkimelerin birbirinden ayrılmasını ve hücre içerisinde maddelerin taşınmasını sağlar.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Golgi Aygıtı
- Golgi aygıtı, çok sayıda yassılaşmış keseden ve küçük kofullardan meydana gelir.
- Golgi aygıtı protein ve yağ yapılıdır.
- Düz endoplazmik retikulum tarafından üretilen Golgi zarları üzerinde ribozom bulunmaz.
- Hücre organellerini kaybetmiş olgun alyuvarlar ile sperm hücreleri hariç bütün ökaryot yapılı hücrelerde Golgi aygıtı bulunur.
- Tükürük bezi hücrelerinde, mukus salgılayan bezlerde ve bitkilerin koku molekülleri üreten
- hücrelerinde iyi gelişmiştir.
- Endoplazmik retikulumlarda üretilen maddelerin büyük bir kısmı Golgi aygıtında ayrıştırılır, depolanır ve paketlenir.
- Golgi aygıtı, glikoprotein ve lipoprotein gibi maddelerin üretimi ve salgılanmasından sorumludur.
- Maddelerin hücre içinde sindirimini yapan lizozomların oluşumunda Golgi aygıtı rol oynar.
- Golgi aygıtının büyüklüğü ve gelişimi, hücre tipine ayrıca metabolik durumuna göre değişiklik gösterir.
- Golgi aygıtındaki fonksiyon bozuklukları hücre için adeta yıkımdır. Bugüne kadar etkin bir şekilde tedavi edilemeyen bazı hastalıklarda Golgi aygıtında işlev bozukluğu olduğu anlaşılmıştır. Örneğin sinir hücrelerinde işlev kaybına neden olan Alzheimer ile kistik fibrozis hastalığında Golgi aygıtının hem yapısında hem de işlevlerinde anormallikler olduğu ortaya konulmuştur .
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Lizozom
- Lizozomlar, sindirim enzimleri taşıyan, tek katlı zarla çevrili hücre organelidir.
- Lizozomun içerisinde bulunan enzimler, granüllü endoplazmik retikulumların yüzeyinde bulunan ribozomlarda üretildikten sonra endoplazmik retikulumlar aracılığı ile Golgi aygıtına getirilir. Burada yoğunlaştırılarak paketlenir ve kesecikler içine alınıp lizozom şeklinde sitoplazmaya bırakılır.
- Lizozomlar hücre içi sindirim yapabilen hücrelerde bulunur. Gelişmiş bitki ve mantar hücrelerinde lizozom yoktur.
- Lizozomlar, fagositozla yutulan bakteri ve virüslerle yabancı maddeleri etkisiz hâle getirir.
- Bozulmuş ve yaşlanmış organeller, lizozomlar tarafından yok edilir. Lizozom zarının iç yüzeyi, enzimlerin zarar vermesini engelleyen özel bir madde ile kaplanmıştır.
- Herhangi bir etki sonucu lizozom zarı parçalanırsa enzimler sitoplazmaya dağılır ve hücre kendini sindirir. Bu olaya otoliz denir
Aşırı soğuk veya sıcağa maruz kalan deri hücrelerinde yanıkların oluşmasının sebebi lizozomların parçalanmasıdır. Lizozomlardaki fonksiyon bozuklukları, bazı hastalıklara neden olur.
Örneğin; Tay-Sachs (Tay Saks) hastalığında sinir hücrelerinin lizozomlarında lipitleri sindiren enzimler eksiktir. Zamanla sinir hücrelerinde biriken lipitler, hücrelerin fonksiyonlarının bozulmasına neden olur.
Lizozom faaliyeti sonucu parçalanması gereken maddeler parçalanmadan zamanla lizozomlarda birikebilir. Bu maddeler yaşlılık pigmenti adı verilen pigmentlere dönüşür. Bu durum deride kahverengi lekelerin oluşmasına yol açar.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Peroksizom (Mikrocisimcikler)
- Peroksizomlar, hem bitki hem de hayvan hücrelerinde bulunan, zehirli maddeleri yok eden, tek katlı zarla çevrili organeldir.
- İçerdiği 50’ye yakın farklı enzimle birçok fonksiyon gerçekleştirir.
- Özellikle karaciğer peroksizomları sahip olduğu peroksidaz ve katalaz enzimleri yardımı ile alkol, ilaç gibi zararlı maddelerin toksik etkilerini yok eder.
- Metabolizma faaliyetleri ve peroksizomda gerçekleşen tepkimeler sonucunda oluşan ve zehirli bir adde olan hidrojen peroksiti (H2O2), sahip olduğu katalaz enzimi ile zararsız su ve oksijene ayrıştırır. Bazı peroksizomlar yağ asitlerini mitokondrinin kullanabileceği daha küçük moleküllere önüştürür. Bu olay sırasında oksijen kullanılır. Ökaryot bir hücrede oksijen tüketen iki organel vardır. Bunlardan biri mitokondri diğeri peroksizomdur.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Koful
Kofullar; hücre, çekirdek, endoplazmik retikulum zarları ve Golgi aygıtını oluşturan yassı keseciklerden meydana gelebilen, tek katlı zarla çevrili hücre organelidir. Genç hücrelerde kofullar
daha küçüktür. Hücre yaşlandıkça koful büyür. Kofullar genel olarak besin, salgı, depo kofulları ve kontraktil (kasılgan) kofullar olmak üzere dört çeşittir.
a) Besin Kofulu
Besinlerin endositoz yoluyla hücreye alınması sonucunda oluşan keseciklere besin kofulu denir. Genellikle hücre içi sindirim yapabilen; amip, paramesyum gibi bir hücreli canlılarda ve insanların akyuvar gibi fagositoz yapabilen hücrelerinde görülür. Besin kofulundaki maddeler lizozomlardaki sindirici enzimlerle parçalanır. Meydana gelen ürünler sitoplazmaya geçer, geride kalan atıklar ekzositozla hücre dışına verilir.
b) Salgı Kofulu
Golgi aygıtında üretilen salgıların ve metabolizma sonucu meydana gelen atık maddelerin hücre dışına verilmesini sağlayan keseciklere salgı kofulu denir. Böcekçil bitkiler ve ayrıştırıcı mantarlar, sindirim enzimlerini salgı kofulları oluşturarak ekzositozla hücre dışına verir.
c) Depo Kofulu
Özellikle bitki hücrelerinde görülen bir koful çeşidi olup hayvan hücrelerinde küçüktür. Bitkilerde zehirli maddeler, metabolizma sonucunda meydana gelen atıklar, boya maddeleri, köklerden
suyla birlikte alınan tuzun fazlası, zehirli maddeler ile organik asitler yaprak hücrelerinin kofullarında biriktirilir ve sonbaharda yaprak dökümüyle bitkiden uzaklaştırılır. Bazı bitkilerdeki kofulların içinde su, yağ molekülleri ve hava depolanır.
ç) Kontraktil (Kasılgan) Koful
Tatlı sularda yaşayan amip, paramesyum, öglena gibi ökaryotik tek hücreli canlılarda hücre içine giren suyun fazlası, kontraktil kofullar yardımıyla hücre dışına atılır. Bu olay sırasında ATP harcanır. Kontraktil kofullar, sitoplazmaya doğru uzanan çok sayıda kol yardımıyla fazla suyu alarak biriktirir. Kofulun etrafını saran ve kasılabilen ipliksi yapılar sayesinde zaman zaman kasılan koful içerisindeki su bir miktar tuzla birlikte hücre dışına atılır. Bu sayede hücre hemoliz olmaktan kurtulur.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Mitokondri
- Mitokondri, hücrenin ihtiyaç duyduğu ATP’nin büyük bir kısmını oksijen kullanarak sentezleyen organeldir.
- Bir hücredeki mitokondri sayısı, hücrenin enerji ihtiyacına göre değişebilir. Örneğin kas, karaciğer ve sinir hücrelerinde metabolik faaliyetler çok yoğun olduğu için mitokondri sayısı diğer hücre çeşitlerine oranla daha fazladır.
- Prokaryot hücre yapısına sahip bakteri ve arkelerde, memeliler sınıfına dâhil canlıların olgun alyuvar hücrelerinde mitokondri bulunmaz.
- Mitokondriler çift katlı zarla çevrelenmiş olup iç zar, yüzeyini genişletmek amacıyla içeriye doğru çok sayıda girinti yapmıştır.
- Tüp şeklindeki bu girintilere krista denir. Kristaların yüzeyinde elektronların hareketini sağlayan ve ATP sentezleyen enzimler bulunur. Mitokondrinin içini dolduran sıvıya matriks denir. Matriks içinde sayıları 5-10 arasında değişen kendine özgü halka şeklinde DNA molekülleri, tüm RNA çeşitleri, ribozomlar, ATP, solunum enzimleri, solunum reaksiyonları sırasında açığa çıkan ara ürünler, su ve mineraller bulunur.
- Mitokondriler sahip olduğu DNA’lar sayesinde kısmen hücreden bağımsız olarak yaşar. Gerektiğinde çekirdeğin kontrolünde çoğalabilir, taşıdığı ribozomlarda ihtiyaç duyduğu proteinlerin bir kısmını sentezleyebilir. Mitokondri, tüm insanlarda anasal olup yumurta ile yavruya aktarılır. Döllenme sırasında spermle getirilen mitokondriler yumurtaya alınmaz, kamçı ile birlikte atılır.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Plastitler
- Plastitler; alg, bitki gibi ökaryot hücreli canlılarda bulunan, çift katlı zara sahip, farklı görevleri yerine getiren organeller grubudur.
- Plastitler, güneş ışığı yardımıyla fotosentez yapabilen, çeşitli renklerde pigmentler içeren, bitkilerin çiçek, tohum ve meyvelerine renk veren organellerdir. Plastitler, protein, yağ ve karbonhidratların sentezini yapabilen ve bunları depolayabilen hücre organelleridir.
- Bitki hücrelerinde öncü plastitlerden gelişen kloroplast, kromoplast ve lökoplast olmak üzere üç tip plastit bulunur.
a) Kloroplastlar
- Fotosentez tepkimelerini gerçekleştiren ve klorofil içeren, yeşil renkli plastitlerdir. Bitkilerin yaprak hücrelerinde bol miktarda bulunur.
- Kloroplastlar, bitkilerin yapraklarıyla atmosferden aldığı CO2’i, kökleriyle topraktan aldığı sudaki hidrojenleri ışık varlığında birleştirerek besin ve O2 üretir. Kloroplastlar, organik maddelerin sentezi için gerekli olan ATP’yi güneş enerjisini kullanarak sentezler.
- Kloroplastlar çift katlı zarla çevrilmiştir. Kloroplastların iç kısmında tilâkoit adı verilen, klorofil taşıyan, yassılaşmış kese şeklinde başka bir zar sistemi vardır. Tilâkoit zarların üst üste dizilerek oluşturduğu yığın granum, kloroplastın içini dolduran sıvıya ise stroma adı verilir.
- Stroma içerisinde mitokondrilerde olduğu gibi halka şeklinde DNA molekülü, tüm RNA çeşitleri, ribozomlar ile enzimler bulunur. Kloroplastlar, mitokondriler gibi kendilerini çekirdeğin kontrolünde çoğaltır. İhtiyaç duyduğu proteinlerin bir kısmını kendi ribozomlarında sentezler.
b) Kromoplast
- Kromoplastlar, bitkilerde yeşil dışındaki diğer renk pigmentlerini taşır. Yüksek miktarda sarı renkli, turuncu renkli ve kırmızı renkli pigmentler içerir. Kromoplastlar bitkilerde çiçeklerin taç yapraklarında, bazı bitkilerin köklerinde meyve ve tohumlarda bol miktarda bulunur.
- Örneğin papatya, limon gibi bitkilerde sarı renkli ksantofil; havuç, portakal gibi bitkilerde turuncu renkli karoten; domates, çilek gibi bitkilerde kırmızı renkli likopen bulunur.
Kloroplastlar, kromoplastlara dönüşebilir .
c) Lökoplastlar
- Bitkilerin kök, gövde, tohum, yumru gibi kısımlarında bulunan renksiz plastitlerdir. Fotosentez sonucu üretilen glikoz molekülleri lökoplastlarda nişasta taneciklerine dönüştürülür.
- Farklı bitki türlerinde lökoplastlar yağ ve protein molekülleride depolayabilir. Örneğin zeytin, fındık, avokado gibi bitkilerin lökoplastlarında bol miktarda yağ; mercimek, fasulyenin lökoplastlarında protein; patatesin lökoplastlarında ise nişasta depolanır.
- Lökoplastlar uzun süre ışık aldığında kloroplastlara dönüşebilir.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Hücre İskeleti
Hücrelere desteklik veren protein liflerden oluşmuş ağsı yapıdır. Bu yapılar sayesinde hücredeki yer değiştirme, şekil koruma, organel yeri sabitleme gibi olaylar gerçekleştirilir.
1. Mikrotübül
Tübülin proteininden oluşan elemandır. Hücre iskeletini oluşturan elemanlar içinde en kalın olanıdır. Bunların uzunlukları hücrenin ihtiyacına göre alt birimlerin eklenmesi veya çıkarılmasıyla ayarlanabilir.
Hareket ve organizasyondan sorumludur. Hücre içinde organellerin yer değiştirmesini sağlar. Ayrıca sentrozom organelinin oluşumunda görevlidir.
Öglenada ve spermde kamçı oluşumunu, paramesyumda ise sil oluşumunu sağlar. Sil ve kamçılar hücrenin devamı durumundadır. Etrafları hücre zarı ile çevrilidir. Prokaryot hücrelerde hücre iskeleti elemanları bulunmadığından bu hücrelerde bulunabilen kamçı mikrotübül yapılı değildir.
2. Mikroflament
- Mikroflament aktin proteininden oluşan alt birimler içerir. Aktin iplikçikleri alt birimlerden oluştuğundan gereksinim varsa aktin iplikciği oluşur. Görevlerini tamamlayınca tekrar alt birimlerine ayrılır. Hücre iskeletini oluşturan elemanların içinde en ince olanıdır.
- Hücre zarının hemen altında bulunan aktin, hücre zarına desteklik verip hücrenin darbelere dayanıklı olmasını sağlar.
- Kas kasılmasında, yalancı ayak ve pinositoz cep oluşumunda, hücre zarının boğumlanmasında, bağırsaklarımızda bulunan ve geri emilim yüzeyini artıran mikrovillus adı verilen parmaksı çıkıntıların oluşmasında görevlidir.
3. Araflament
- Keratin ile birlikte farklı proteinlerin birleşmesi sonucu oluşmuştur.
- Orta kalınlıktadır. Kararlı bir yapıya sahiptir. Yani görev yaptığı bölgede sürekli varlığını korur. Değişim geçirmeyen, yapısını koruyan elemanlardır.
- Hücre içi yapıların yerlerini sabitleştirmekte görev alır. Örneğin, çekirdeğin yerini sabitler.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri
Çekirdek
Çekirdek, yapsında DNA molekülü bulundurduğu için hücrenin yönetim merkezidir.
Sadece ökaryot hücrelerde DNA molekülü çekirdek içinde bulunur.
Hücre bölünmeleri sırasında içerisinde bulunan kalıtım materyali olan DNA eşlenir. Çekirdek bölünür. Böylece kalıtsal bilgi taşıyan DNA molekülü oluşacak yeni hücrelere aktarılmış olur.
Bazı hücrelerde çekirdek sayısı birden fazla olabilir. Örneğin, çizgili kas ve karaciğer hücrelerimiz çok çekirdeklidir. Çünkü bu dokularda birkaç hücre birbirleri ile kaynaşır. Ayrıca tek hücrelilerden paramesyumda da büyük ve küçük çekirdek olmak üzere iki çekirdek bulunur. Paramesyum yapısındaki bu iki çekirdek arasında iş bölümü vardır.
Çekirdek, çift katlı zar ile çevrilidir. Zar üzerinde tıpkı hücre zarının yapısında bulunan ve madde alışverişinin yapıldığı porlar bulunur.
Yalnız çekirdek zarı üzerindeki porlar, hücre zarında bulunan porlardan daha büyüktür. Örneğin, çekirdek içinde üretilen ve polimer yapıda olan mRNA porlardan geçerek sitoplazmaya çıkar.
Sitoplazmada üretilen polimer yapıdaki proteinler ise enzim olarak iş yapmak üzere çekirdek porlarından geçerek çekirdek içine girebilir.
Çekirdek zarı endoplazmik retikulum organelinin zarının devamıdır.
Hücrede çekirdek bölünmesinin ilk aşamasında eriyip son aşamasında tekrar oluşur. Çekirdek içinde bulunan sıvı kısma çekirdek plazması denir. Bu sıvı kısımda DNA, RNA, ATP, mineraller, enzimler, nükleotitler, proteinler, su ve daha birçok madde bulunur.
Çekirdek içinde rRNA ve proteinlerin yoğunlaştığı bölgeye çekirdekçik denir.
Bu bölgeyi çekirdek plazmasından ayıran bir zar yoktur. Sitoplazmadaki ribozomlarda üretilen protein ve çekirdekçik içinde üretilen rRNA molekülü burada birbirine bağlanarak ribozom organelini oluşturur.
Hücrenin ribozom organeline ihtiyacı ile doğru orantılı olarak çekirdekçik sayısı ve büyüklüğü artabilir.
Kromatin iplik, DNA moleküllerinin çekirdek içindeki yoğunlaşmış hâlidir. Bölünme aşamasında ise DNA molekülleri, çekirdekte bulunan özel proteinlere sarılarak daha düzenli hâle gelir.
Sitoplazma ve Hücre Organelleri Konu Anlatımı yazımız burada sona eriyor. Sitoplazma ve Hücre Organelleri Konusu ile ilgili ek çalışmalar yapmak isterseniz, burayı ziyaret edebilirsiniz.