Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı
Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımıza hoş geldiniz.
Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız kapsamlı ve detaylı bir şekilde hazırlanmıştır.
SÖZ SANATLARI
A) Mecazlarla İlgili Sanatlar
- Sözcüğün gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla yapılan sanattır.
- Söze güzellik, canlılık,kazandırır. Bu tür mecazlarda, iki nesne arasında benzetme amacı güdülür.
Örnek
Gelen misafirlere çok sıcak davrandı
- Yukarıdaki dizede “sıcak” sözcüğü mecaz olarak kullanılmıştır.
1. Teşbih (Benzetme)
- Aralarında türlü yönlerden karşılaştırılarak benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden güçsüz olanı, güçlü olana benzetmektir.
- Teşbih sanatında sözcükler gerçek anlamda da kullanılabilir.
- Bir benzetmede dört öge bulunmaktadır:
Benzeyen: Nitelik bakımından güçsüz olan varlıktır.
Kendisine benzetilen: Nitelikçe daha güçlü olan varlıktır.
Benzetme Yönü: Benzetmenin hangi yönden yapıldığını belirten ögedir.
Benzetme Edatı: Sözcükler arasında benzetme ilgisi kuran edatlardır.Bunlar, gibi, sanki, kadar, tıpkı… vb sözcüklerdir.
- Bu ögelerden ilk ikisi “temel”, son ikisi de “yardımcı” ögelerdir.
- Teşbih sanatı tam benzetme, güzel benzetme ve temsili teşbih olmak üzere üçe ayrılır.
a) Tam (Ayrıntılı) Benzetme:
- Tam benzetmede ögelerin tamamı kullanılır.
Örnek 1
Ahmet, arslan gibi cesur bir öğrencidir.
Burada Ahmet, cesurluk yönünden arslana benzetilmiştir.
Örnek 2
Cennet gibi güzel vatanımız her daim bağımsız kalacak.
bztln edat b.yönü bzyn
b)Teşbih-i Beliğ (Güzel benzetme):
- Benzetmenin temel ögeleriyle (benzeyen ve kendisine benzetilen) ile yapılır. “Benzetme yönü” ve “benzetme edatı” kullanılmaz.
Örnek
- Aslan askerlerimiz, mükemmel bir gösteri yaptı.
- İnci dişleri, parlıyordu.
- “Unutmakta haklısın kömür gözlüm, gereken ilgiyi sana gösteremedim.
c)Kısaltılmış Benzetme
- Benzetme yönü bulunmayan benzetmedir.
Örnek
- Kutu gibi bir dairede oturuyor.
Benzeyen: daire
Kendisine Benzetilen: kutu
Benzetme Edatı: gibi
Benzetme yönü: Yok. (küçüklük)
d)Pekiştirilmiş teşbih
- Benzetme edatı bulunmayan benzetmedir.
Örnek 1
- Bir siyah kadındır kaldırımlarda gece.
Benzeyen: gece
Kendisine Benzetilen: kadın
Benzetme Yönü: siyahlık
Benzetme edatı: –
Örnek-2
- Yollar köyleri saran eskimiş çerçeveler” B BY KB
Benzeyen: Yollar
Kendisine Benzetilen: Eskimiş çerçeveler
Benzetme Yönü: Saran
Benzetme edatı: –
2. İstiare (Eğretileme)
- Benzetmenin temel öğelerinden birinin (benzetilen ya da kendisine benzetilen) söylenmesiyle yapılan benzetmedir.
- İstiarenin başlıca üç türü vardır.
a) Açık istiare (eğretileme):
- Yalnız “kendisine benzetilenle” yani güçlü olan ögeyle yapılan benzetmedir
Örnek-1
Kurban olam kurban olam
Beşikte yatan kuzuya
- Bu dizelerde, beşikte yatan bebek, kuzuya benzetilmiştir. Ancak benzetilen (bebek) söylenmemiş, kendisine benzetilen (kuzu) söylenerek “açık istiare” yapılmıştır.
Örnek-2
Ağaçlar sonbaharda elbiselerini soyundu.
Bu cümlede “elbise” sözüyle” (kendisine benzetilen), yapraklar söylenmemiştir.
Örnek-3
Şakaklarıma kar mı yağdı? Ne var?
- Bu dizede “ak saçlar”, “kar” a benzetilmiş, benzetilen (saç) söylenmemiş, yalnızca kendisine benzetilen (kar) söylenmiştir.
Örnek-4
“Yuvayı dişi kuş yapar.”
- Bir atasözü olan bu cümlede, “kadın”, “dişi kuş”a benzetilmiş, ancak benzeyen (kadın) söylenmemiştir.
Uyarı: Açık istiarenin, Divan ve Halk şairlerince ortaklaşa kullanılan kalıplaşmış biçimlerine “mazmun” denir. Uzun boy için selvi, kaş için hilal, diş için inci, ağız için gonca sözleri birer mazmundur.
b) Kapalı İstiare (eğretileme):
Yalnız “benzeyen” yani güçsüz olan öge kullanılarak yapılan benzetmedir. Kapalı istiarelerde, “kendisine benzetilen” söylenmez.
Örnek-1
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor.
- Bu cümledeki “tekerlekler”, insana benzetilmiş ancak “insan” (kendisine benzetilen) söylenmemiştir. Bu nedenle kapalı istiare yapılmıştır.
Örnek-2
Ufukta güneşin boynu büküldü.
- Bu cümlede de “güneş” (benzeyen) insana benzetilmiş, ancak “insan (kendisine benzetilen) söylenmemiştir. Bu nedenle kapalı istiare yapılmıştır.
Örnek-3
Galatasaray, rakip karşısında kükredi.
Örnek4
Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı hilal!
c)Temsili İstiare (eğretileme):
- Benzetmenin temel ögelerinden yalnız biriyle (benzeyen ya da kendisine benzetilen) yapılır.
- Diğer istiarelerden farkı benzetme yönlerinin söylenmesidir.
Örnek
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol.
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol
…
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
(Y.K.Beyatlı)
- Yukarıda bir bölümü alınan “Sessiz gemi” şiirinde ölüm (benzeyen),gemiye
(benzetilen) benzetilmiş bir dizi benzerlik yönleri sıralanmış: ancak “ölüm” (benzeyen) söylenmemiş, yalnız “sessiz gemi” anlatılarak şiir tamamlanmıştır.
3. Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
- Bir sözcüğün benzetme amacı olmaksızın bir başka sözcüğün yerine kullanılmasıdır.
- Mecaz-ı Mürsel yapıldığında sözcükler gerçek anlamını yitirir ve birbirini yerine kullanılan sözcükler arasında anlam ilişkisi vardır.
- Mecaz-ı mürsel; iç-dış, sanatçı-eser, yer-insan,neden-sonuç,parça-bütün,soyut-somut ilişkisi kurar.
Örnek-1
- Tek oturuşta dört tabak yemek yedi.Tabak söylenmiş, tabağın içindeki yemek kastedilmiştir.(İç-Dış)
Örnek-2
- Ahmet Hamdi’yi her okuduğumda ayrı bir tat alırım. Sanatçı Ahmet Hamdi söylenmiş, eseri kastedilmiştir.(Sanatçı-Eser İlişkisi)
Örnek-3
- Konya, bu olay karşısında sessiz kaldı. Konya söylenmiş, Konyadaki insanlar kastedilmiştir.(Yer-İnsan)
Örnek-4
- Uçaklar,Suriye’ye ölüm yağdırıyordu.Sonuç söylenmiş neden olan bomba söylenmemiş)(neden-sonuç)
Örnek-5
- Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.Hilal sözcüğü ile bayrak kastedilmiştir.(Parça-Bütün)
Örnek-6
- Allah doğrunun yardımcısıdır.(Doğru sözcüğü ile doğru insan kastedilmiştir.)(Soyut-Somut)
UYARI!!!Mecaz-ı Mürsel ile istiare birbiriyle karıştırılmaktadır. Ayırıcı en büyük farkı istiarede benzetme amacı varken mecaz-ı mürselde benzetme amacı yoktur.
4. Kinaye
Bir sözcüğün ya da sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde birlikte kullanılmasıdır. Asıl anlatılmak istenen mecaz anlamdır.
Örnek-1
Ey benim sarı tamburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk, derdim büyük
Ben onun’çün inilerim
- Üçüncü dizedeki “içim oyuk” sözü hem gerçek (Tamburun içi yoktur), hem de mecaz (acılı,dertli) anlamlarıyla kullanıldığı için kinaye sanatı yapılmıştır.
Örnek-2
Ahmet’in, her zaman kapısı açıktır.
- Burada, “kapısı açıktır” hem gerçek (hem gerçekten açıktır) hem mecaz (Ahmet’in konuksever olması) anlamda kullanıldığı için kinaye sanatı yapılmıştır.
Örnek-3
Nereden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
- Bu dizelerde şairin bozulmuş bahçeler görmüş olması tabiidir. Mecaz anlamı ise şairin birçok kimse öldükten sonra yuvalarının dağılmış olması görmesidir.
Örnek-4
Damlaya damlaya göl olur.
- Gerçek anlam:Uzun zaman geçtikten sonra damlalar göl olabilir.
- Mecaz anlam:Küçük ve önemsiz gördüğümüz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana getirir.
Örnek-5
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Gerçek anlam:Ateş olmayan yerden gerçekten duman çıkmaz.
- Mecaz anlam:Bir olayın veya durumun olduğu,belirtisinin olmasıyla anlaşılır.
5. Teşhis (Kişileştirme) ve İntak (Konuşturma)
- İnsana ait bir özelliğin insan dışındaki varlıklara ya da kavramlara aktarılmasına kişileştirme (teşhis) denir.
- İnsan dışındaki varlıkların konuşturulmasına intak (konuşturma) sanatı denir.
- İntak sanatının olduğu her yerde kişileştirme sanatı vardır.
- Kişileştirme sanatının olduğu her yerde de kapalı istiare sanatı vardır.
Örnek-1
Bulutlar gözyaşı döktüler.(Teşhis) (aynı zamanda kapalı istiare)
- Bu cümlede insanlara özgü bir nitelik olan “gözyaşı dökme” özelliği “bulutlar”a yansıtıldığı için kişileştirme sanatı vardır.
Örnek-2
Bülbül, “senin nazını çekemem.” diyordu, güle.
- Bu cümlede “bülbül”, hem “naz çekme” özelliği ile kişileştirilmiş, hem de insanlar gibi konuşturulmuştur. Burada kişileştirme ve konuşturma sanatı birlikte kullanılmıştır.
Örnek-3
Güğüm bir gün, testiye:
“Yola çıkalım” dedi.
Testi: “korkarım” dedi.
Evde kalmak istedi.
- Bu dörtlükte de “kişileştirme” ve “konuşturma” sanatı vardır.
Örnek-4
Yüce dağlar birbirine göz eder,
Rüzgar ile mektuplaşır, naz eder,
İçmiş gibi geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutları
- (Bu dizelerde de “kişileştirme (teşhis)” yapılmıştır.)
Örnek-5
Salındı bağçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menevşe boyun eğdi,
Gül kızardı hicabından
“Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar. Fakat henüz sabahları serince olduğundan omuzlarına sislerden birer atkı atıyorlar. Şimdi rüzgar, ağaçlar arasında ılık ılık esiyor. Hele böcekler, görülecek şey!”
Parçada kişileştirilen varlık, aşağıdakilerden hangisidir? (1985/II)
A) böcekler B) sisler C) rüzgar D) dağlar E) ağaçlar
6. Tariz (İğneleme, söz dokundurma)
Söylenen sözün ya da kavramın, gerçek ya da mecaz anlamı dışında tamamen tersini kastetme sanatıdır.
Tariz sanatında asıl amaç söylenenin tam tersini kastetmektir.
Örnek-1
Yazısı o kadar güzeldi ki hiçbir şey anlamadım.
- Söylenen:Güzel Kastedilen:Çirkin
Örnek-2
O kadar çalışkan ki yine sınıfta kalmış.
- Söylenen:Çalışkan Kastedilen:Tembel
Örnek-3
Arabayı o kadar hızlı kullanıyor ki on kilometrelik yere iki saatte ulaştık.
- Söylenen:Hızlı Kastedilen:Yavaş
Örnek-4
O kadar güzel ki güzellik yarışmasında sonuncu olmuş.
- Söylenen:Güzel Kastedilen:Çirkin
Örnek-5
O kadar az para harcıyordu ki cebinde hiç para kalmamış.
- Söylenen:Az Kastedilen:Çok
Örnek-6
Ters Öğüt Destanı
Bir yetim görünce döktür dişini,
Bozmaya çabala halkın işini
Günde yüz adamın vur ser leşini
Bir yaralı sarmak için yeltenme
Her nereye gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte ki ağlatasın güleni
El bir doğru söylerse inanma (Huzun)
- Bu dörtlükte şair, okuyucuya öğüt veriyor. Yetim hakkını yiyen, halkın işini bozan, çevresini kırıp geçiren, kimseye yardım etmeyen birisini öğütlüyor. Ancak, dikkat edilirse şairin asıl amacı bunların tam tersinin doğru olacağını anlatmaktır. Şair, bu dörtlükte söylenenlerin tersini anlatmak istiyor.
B) ANLAMLA İLGİLİ SANATLAR
- Bir sözcüğün ya da birbiriyle anlam ilişkisi bulunan sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yapılan sanatlar bu bölümde ele alınmıştır.
1. Tenasüp (uyum, uygunluk
- Aralarında türlü ilgiler bulunan en az iki sözcüğü bir dize ya da beyit içerisinde kullanmaktır.
- Aşağıda koyu renkle gösterilenler arasında tenasüp sanatı vardır.
Örnek-1
Yanağın ateş-i Mûsa dudağın muciz-i İsa
Kemal-i hüsne Yusuf’sun Muhammed’den
Örnek-2
Mest oluptur çeşm ü ebrunun hayalinde imam
Okumaz mihrabda bir harf-i Kuran dürüst
Örnek-3
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Örnek-4
Arım,balım,peteğim,
Gülüm, dalım, çiçeğim,
Bilsem ki öleceğim,
Yine seni seveceğim,
Örnek-5
Suya versin bâğban gülzârı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su“
Bağban:Bahçıvan
Gülzar:Gül bahçesi
2. Tevriye (Çift gerçek anlamlı, )
- İki ya da daha fazla anlamı olan bir sözcüğü cümle, beyit ya da dörtlük içerisinde iki anlamı da kastetmektir.Genellikle kastedilen anlam uzak anlamıdır.
Örnek/1
Bu kadar şetafet çünkü sende var.
Beyaz gerdanında bir de ben gerek
- Bu beyitteki “ben” sözcüğü, hem “deri üzerindeki siyah noktacık iz” hem de söyleyen kişinin yerini tutan “ben” zamiri anlamlarına gelebilecek biçimde kullanıldığı için tevriye yapılmıştır.
Örnek-2
“Gül gülse dâim ağlasa bülbül aceb değül
Zira kimine ağla demişler, kimine gül “
- Yakın anlamı, gülme eylemi; uzak (amaçlanan) anlamı gül çiçeği.
Örnek-3
“Bir delikanlı haramîdir deyü afv ettiler
Asmadan kurtuldu ammâ çok sıkılmıştır şarâb “
- Asma, söylenen anlamıyla asmak eylemi; amaçlanan anlamıyla da üzümdür.
Örnek-4
Sarmısak da acı amma evde lazım bir dişi
- Dişi: 1. Sarmısak parçası 2. Bayan
Örnek-5
Baki kalır sahife-i alemde adımız
- Baki: 1. Şairin adı 2. Sonsuza dek
Örnek-6
Bana Tahir Efendi kelp demiş
İttifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelp tahirdir.
- tahir: 1)Temiz 2)Tahir Efendi
UYARI:Kinayeden ayrılan yönü ise kinayede mecaz anlamının da kastedilmesidir.Tevriyede ise, yakın ve uzak anlam da gerçek anlamlıdır.
3. Tecahül-i Arif (Bilmezlikten Gelme)
Bilinen bir gerçeği, bir nükteye, (espri, ince anlamlı şaka söz) dayanarak bilmiyormuş gibi söyleme sanatıdır.
Ey Şuh! Nedima ile bir seyrin işittik.
Tenhaca varıp Göksu’ya işret var içinde (İşret: yiyip içme)
Örnek-1
- Şair Nedim. Göksu’da sevgilisiyle yiyip içtiğini, eğlendiğini bildiği halde bilmiyormuş gibi görünerek Tecahül-i Arif sanatını yapmaktadır.
Örnek-2
Gökyüzünün başka rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her geçen günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
(C.S.Tarancı)
- Bu dizelerde; taşın sert olduğu, ateşin yakacağı ve suyun boğacağı bilindi halde şairin bunların anlaşılması için “bu yaş” ı (otuz beş yaşını) şart koşması, bildiği halde bilmezlikten gelmesidir.
Örnek-3
“Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbanın olam var mı benim bunda günahım“
Örnek-4
“Dün gece yoktu ki / Bu dağ buraya nasıl gelmiş?”
Örnek-5
“Çördükler,cevizler, iğdeler
Gidin bakın gölgeleri orda mı? “
Örnek-6
“Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? “
Örnek-7
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer?
4. Hüsn-ü Talil
- Herhangi bir gerçek olayın meydana gelmesini, hayali ve güzel bir nedene bağlamaktır.
Örnek-1
Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Ağaçların yeşil oluşu, doğal bir olgudur. Ancak bu dizelerde şair, ağaçların yeşil oluşunu insanlara güzel şeyler düşündürmesi nedenine bağlamıştır.
Örnek-2
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/
Birçok senler geçti dönen yok seferinden
- Ölenlerin dünyaya dönmeyişini yerlerinden memnun olmalarına bağlıyor
Örnek-3
Salındı bağçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi,
Gül kızardı hicabından
- Güllerin kırmızı olması bir doğa olayıdır; ancak şair sevgilinin güzelliği karşısında güllerin utancından kıpkırmızı olduğuna bağlıyor.
Örnek-4
Saksında ruhumun bütün yası var.
Derdimle soluyor açılan gonca.
- Bu dizelerde, goncanın solması doğal bir olay olduğu halde, şair bunu goncanın yaslı olduğu, dert çekmesi nedenine bağlıyor.
Örnek-5
Ey sevgili sen bu ilden gideli
Yaprak döktü ağaçlar, coştu gökyüzü
- Bu dizelerde şair, ağaçların yapraklarını dökmesi doğal olduğu halde, bunun nedenini sevgilisinin gitmesine bağlıyor.
Örnek-6
“Gök ağladı gün boyun sen gidince“
5. Tezat (Zıtlık, karşıtlık)
- Anlamı güçlendirmek için karşıt kavramların özellikleri bir arada kullanılmasıdır
Örnek-1
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Şair bu dizelerde “dost” ve “düşman” karşıt sözcüklerini bir arada kullanarak anlamı daha da güçlendirmiş: böylece “tezat” sanatı yapılmıştır.
Örnek-2
Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz
- Bu dizede “ağlamak” ve “gülmek” karşıt sözcükleriyle “tezat” sanatı yapılmıştır.
Örnek-3
Güvenme varlığa (zenginlik) düşersin darlığa (fakirlik)
“Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü
Kar değil gökyüzünde yağan beyaz ölümdü.”
Örnek-4
“Ben de gördüm güneşin doğarken battığını
Esrarlı bir bakışın gönlü kapattığını.”
Örnek-5
“Gülen çehremi görüp / Sanmayın beni bahtiyârdır
Her kahkahanın içinde / Bir damla gözyaşı vardır.”
Örnek-6
“Bir kız vardı yok gibi öyle güzel!”
Örnek-7
Lâkin ben hiç bu kadar mahzun olmadım
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Halbuki hepimiz hayattayız.
Örnek-9
Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten.”
6. Leff-ü Neşr (Açma ve Yayma)
- Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede en az iki şeyi söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları vermektir.
- Leff ü neşr, müretteb ve gayr-i müretteb olmak üzere ikiye ayrılır:
a)Mürettep (=düzenli, sıralı) Leff ü Neşr
- İlk sırada söylenen kelime ya da hükümlerle bunların karşılığı olan unsurların aynı sırayla verilmiş olduğu leff ü neşrlerdir.
b)Gayr-i mürettep (=düzensiz ve sıralı olamayan) Leff ü Neşr
- Buna müşevveş leff ü neşr de denir. İlk sırada söylenen kelime ya da hükümlerle bunların karşılığı olan unsurların belli bir düzen içinde olmadığı leff ü neşrlerdir.
Örnek–1
Buy-i gül taktir olunmuş, nazın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mal olmuş sana
(Buy-i gul: Gül kokusu; Hoy: Ter, Dest-mal: Mendil)
Buy-ı gül ile hoy; işlenmiş ile dest-bal arasında anlam ilgisi vardır. Düzenli leff-ü neşr sanatına örnek bir beyittir.
Örnek–2
Baran değil, şafak değil, ebr-i seher değil ebr-i seher: sabah bulutu.
Göz yaşıdır, ciğer kanıdır, dud-i ahtır. dud-ı ah: ah dumanı
Örnek-3
Sakın bir söz söyleme… Yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur
Örnek-4
Gönlümde ateştin, gözümde yaştın
Ne diye tutuştun, ne diye taştın”
Örnek-5
“Biz denizde kaptan, ovada çiftçi, şehirde esnaf olan
Biz gemi yürüten, tarla süren, alışveriş yapan”
7. Telmih (Çağrışım, anıştırma)
- Herkesçe bilinen geçmişteki bir olayı, efsaneyi hatırlatma sanatıdır.
Örnek-1
VefasızAslı’ya yol gösteren bu
Kerem’in sazına cevap veren bu
Kuruyan gözlere yaş gösteren bu
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi
- Bu dörtlükte şair, “Aslı ve Kerem” sözleriyle ünlü “Kerem ve Aslı” adlı aşk hikayesini çağrıştırmaktadır.
Örnek-2
Seretti hava üzre denir taht-ı Süleyman
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde
- Bu beyitte de “taht-ı Süleyman” sözü ile gösteriş ve saltanatlarıyla ünlü Süleyman peygamber çağrıştırılıyor.
Örnek-3
Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki ki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
- Yunus Emre bu dörtlüğünde de Hz.İsa’nın göğe çıkış inancını, Hz.musa’nın Tur Dağı’nda Tanrı ile konuştuğu inancını ve Hz.Musa’nın asa ile gösterdiği mucizeleri telmih etmiştir.
Örnek-4
Ey dost senin yoluna
Canım vereyim Mevla
Aşkını komayayın
Od’a gireyim Mevla
- Bu dizelerde “Od’a gireyim” sözü ile Hz.İbrahim Peygamberin ateşe atılma olayı anlatılıyor.
Örnek-5
“İnsanız, en şerefli mahlukuz;
Deyip de pek fazla övünmemiz haksız!
Atamız elma çaldı cennetten;
Biz o hırsızların çocuklarıyız.” (Orhan Seyfi Orhon)
- Şair, “Atamız elma çaldı cennetten” dizesiyle okuyucuya Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına neden olan olayı anımsatmakta ve telmih sanatına başvurmaktadır.
8. Mübalağa (Abartma)
- Bir varlığı, olayı ya da düşünceyi olduğundan büyük ya da küçük göstermeye mübalağa denir.
Örnek-1
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz.
- Kaygusuz Abdal’ın bu dörtlüğünde, sekiz kişinin ateş yakmasına karşın kazın pişmeyişi abartmalı bir biçimde anlatılarak mübalağa sanatı yapılmaktadır.
Örnek-2
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir. Savrulur enkaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak,el, ayak
Boşanır sırtlara, vadilere sağnak, sağnak!
Örnek-3
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ”
Örnek-4
“Farz et denize çıktım / Su biter,derdim bitmez.”
“Elim değse akan sular tutuşur
Örnek-5
İçim dışım yanar oldu gel gayrı. “
“Bu dertten demir çürür / Bilmem nasıl dayandım.”
Örnek-6
“Deniz mürekkep olsa / Yazılmaz benim derdim.”
Örnek-7
“Zâlım yârin elinden / Gözyaşım sele döndü. “
Aşağıdaki dizelerin özellikle hangisinde bir abartı vardır? (1991/11
A) Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
B) Bu topraklar ecdadımın ocağı
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı
C) Ne doğan güne hükmüm geçer
Ne halden anlayan bulunur
D) Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
9. Tekrir (Tekrar, Yineleme)
- Söze güç kazandırmak için, belli sözcüklerin ya da söz öbeklerinin düzyazıda ya da şiirde tekrarlanmasıdır.
Örnek-1
Vur, aşkın ve Hak’kın zaferi için
Vur, senden bak dünya bunu istiyor;
Örnek-2
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok
Örnek-3
Kaldırımlar ıstırap çekenlerin annesi
Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır
Kaldırımlar duyurur sükun içinde seni
Kaldırımlar içimde uzayan bir lisandır.
Örnek-3
Ey varlığı varı var eden var !
Yok yok sana yok demek ne düşvar.”
Örnek-4
“Kimsesizim kimsem yoktur herkesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım meded kıl kimsesizler kimsesi.”
Örnek-5
“Kapalı Çarşı içinde kapalı rüya çarşıları
Kapalı Çarşı içinde öfke ve af çarşıları.”
10.Nida (seslenme)
- Şairin, çok duygulanması ve heyecanlanması sonucu “ey” “hey” gibi seslenme bildiren ünlemleri kullanma sanatıdır.Bazen bu ünlemleri kullanmadan da nida sanatı yapılır. Önemli olan seslenme unsurunun olmasıdır.
Örnek-1
Sen ey Kars’lar, Antep’ler, Erzurum’lar, Maraş’lar
Dördünden bir ikisi şehit düşen kardaşlar
Ey zeybekler, seymenler, dadaşlar diyarı hey!
Örnek-2
Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Örnek-3
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir”
Örnek-4
Hey gidi koca dünya gam yükü müsün
Söyle söyle fani dünya dert küpü müsün
11. İstifham (Soru sanatı)
- Sözü sorulan şeye yanıt isteme amacı gütmeden, duyguyu ve anlamı güçlendirmek için soru biçiminde söylemektir. İstifham sanatında kesinlikle cevap beklenmez.
Örnek-1
“Hani o, bırakıp giderken seni / Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda busemi / Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime / Uçacak sanırım birkaç kelime
Bir alev halinde düştün elime / Hani ey gözyaşım, akmayacaktın?”
Örnek-2
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ “
Örnek-3
“Bana kara diyen dilber / Gözlerin kara değil mi ?”
UYARI:İstifham sanatı bazı durumlarda Tecahül-i arif sanatıyla karıştırılmaktadır.Küçük bir noktada farklılıkları vardır. Tecahül-i arifte bilinen bir gerçek bilinmiyormuş gibi yapılır, istifhamda böyle bir durum söz konusu değildir.
12. Rücu (Cayma, dönme, vazgeçme)
- Söylenen bir sözü geri çevirip onun yerine daha güçlü bir düşünceyi söylemektir.Ancak, önceki sözü geri çevirmek ondan vazgeçmek değildir. Tersine daha önceki sözün anlamını ve gücünü pekiştirmektir.
Örnek-1
Erbab-ı teşaür çoğalıp şair azaldı
Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı
(Erbab-ı Teşaür Şiirle uğraşanlar)
Örnek-2
Zaman gelir ki cihân içre ins ü cân kalmaz
Değil değil yalınız ins ü cân cihân kalmaz
Örnek-3
O sizin gördüğünüz kadınlar
Güzeldir ha bereket
Melekler kadar masum
Yok, canım şeytan kadar şirret.
Örnek-4
Sende bir inci var ki
O inci bir denizi inci ile doldurur.
Hayır, o öyle bir incidir ki
Bir değil binlerce denizi inciyle doldurur.
13. Terdid (Beklenmezlik,Şaşırtma)
- Bir olayı, bir düşünceyi beklenmedik bir biçimde sonuçlandırarak okuyucuyu şaşırtmayı amaçlayan bir sanattır.
Örnek-1
Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul
Başınmı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin
Verem misin?
Üzülme onunda çaresi var
Ölür gidersin!
Örnek-2
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz…
Örnek-3
Uzaklardasın!
Sen oralarda kuşlara yem verirken
Ben seni düşünüyordum.
Duydum ki kırlara çıkmışsın,
Artık gelmeyeceksin diyarımıza.
Çıkmıyorsun bir türlü aklımdan.
Ve en sevinçli günümdür bugün:
Artık kurtulacağım senden.
14. Kat’ (Kesiş)
- Anlamın daha da etkili olması için sözü yarıda kesme sanatıdır.
Örnek-1
Gün, öylesine güzel ki!
Öylesine güzel ki dünya
Yaşadıkça
Akşam öylesine güzel ki!
Öylesine güzel ki akşamda ay
Ayda kadın…
Örnek-2
Ey kimsesiz âvâre çocuklar…
Hele sizler, Hele sizler…
Örnek-3
Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok,
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok,
Yok… Yok…”
15. Sehl-i Mümteni
- İlk bakışta kolay gibi görünen, ama benzeri söylenmeye çalıştığı zaman ne kadar güç olduğu anlaşılan yalın anlatımlara denir.
Örnek-1
Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm
Örnek-2
Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri
Örnek-3
Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi
Gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni”
16. İrsal-ı Mesel
- Söylenen bir düşünceyi inandırmak ve pekiştirmek amacıyla söze bir atasözü ya da atasözü değerinde bir örneği katmaya irsal-ı mesel denir.
Örnek-1
Dünyada ahrete gidip gelmemek
Olmasa iktiza eder ölmemek
“Balık baştan kokar”, bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
Örnek-2
Çağır Karac’oğlan çağır / Taş düştüğü yerde ağır
Gönül sevdiğinden soğur / Görülmeyi görülmeyi.
Örnek-3
Tok olanlar bilemez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kimseye ahvâl-i şitâ ( kış ortamı ) yaz görünür.”
Örnek-4
Esnafa da biraz insaf gerektir
Bal tutan parmağın yalar demişler”
C) SÖZLE İLGİLİ SANATLAR
Sözcüğün yapısına, söylenişine ve yazılışına dayanarak yapılan sanatlar şunlardır:
1. Cinas
- Yazılışları aynı anlamları farklı sözleri bir arada kullanma sanatıdır. Yani sesteş sözcüklerin ayrı ayrı anlamlarda kullanılmasıdır. Cinaslı sözcükler daha çok manilerde kullanılır.
Örnek-1
Al beni, ele beni
Kül edip ele beni.
Seveceksen kendin sev
Sevdirme ele beni.
- “Beni kül edip elekte ele” ve “Beni ele (başkasına) sevdirme.” diyerek ele sözcüğünü iki ayrı anlamda kullanarak cinas yapmıştır.
Örnek-2
Her nefeste eyledik yüz bin günah
Bir günaha etmedik hiçbir gün ah
Örnek-3
Hey oynayan yavrular
Ağaçta kuş yavrular
Ellerin derdi biter
Benim derdim yavrular
- Bu dörtlükte “yavrular” sözcüğü, 1. dizede gerçekten “yavru”, 2. dizede “kuşun yavrulaması”, 4. dizede “derdin çoğalması” anlamında kullanılarak cinas sanatı yapılmıştır.
Çıkmış Soru
Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışa uymaz, kışım yazıma
Bu iki dizedeki söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir? (1986/II)
A)benzetme (teşbih) B)cinas C) kişileştirme
D)abartma (mübalağa) E) istiare
2. Aliterasyon (ses ve hece yinelemesi)
Düzyazıda ya da manzumede, ünsüz harflerin tekrarlanmasıdır.
Örnek-1
Kargayı kuzgunun kovardı kondurmazdı
Bu cümlede, “k” sesinin tekrarlarıyla bir ses güzelliği meydana getirilmiştir.
Örnek-2
Dest busi arzusuyla ölürsem dostlar
Kuze eylen toprağım sunun anınla yare su (Fuzuli)
- Bu beyitte, “s” sesinin yinelenmesiyle aliterasyon sanatı yapılmaktadır.
Örnek-3
Aziz dost! Günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları kovaladı. (Erenlerin Bağından)
3. Seci (İç Uyak)
Düzyazı cümleleri içinde ya da sonlarında yapılan uyaklara seci denir. Divan edebiyatının süslü düzyazı örneklerinde secilere bolca rastlanır.
Örnek-1
Ey gözlerin nuru, gönüllerin sürûru; başımızın tâcı,dil ehlinin mîrâcı ”
Örnek-2
De gül idim ben sana mail, sen ettin aklımı zail.
Örnek-3
İlahi, iman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle.
4. Akis
- Cümle ya da dizedeki söz sırasının bir öncekinin tersi olarak düzenlenip tekrarlamasına akis denir.
Örnek-1
Yemek için yaşamamalı / yaşamak için yemeli
Örnek-2
Didem rûhunu gözler,gözler rûhunu didem
Kıblem olalı kaşın, kaşın olalı kıblem.”
Örnek-3
“Gamzen ciğerim deldi / deldi ciğerim gamzen
Bilmem nic’olur halım / Halim nic’olur bilmem “
Örnek-4
“Cennet gibidir rûyin / rûyin cennet gibidir
Âdem doymaz sana / sana doymaz âdem”
Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız burada sona ermiştir.
Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımızı okuduktan sonra şiir bilgisi yazımızı okuyabilirsiniz.
Söz Sanatları Kapsamlı Konu Anlatımı yazımızla ilgili yorumlarını bizimle paylaşınız.