Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı
Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı yazımıza hoş geldiniz.
Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız ayrıntılı ve kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır.
Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı
- Olayı bir topluluk önünde canlandırma esasına dayanan metinlerdir.
- Ortaoyunu, karagöz, komedi, dram, trajedi gibi türler göstermeye bağlı edebi metinlerdir..
- Hayattaki olayları konu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir.
- Tiyatro güzel sanatlarda yer alan “dramatik sanatlar”dan biridir.
- Tiyatro metinlerindeki temel ifade biçimi “ gösterme” ve “anlatma”dır.Tiyatro yapıtını oluşturan ögeler bu iki ana nitelik doğrultusunda biçimlenmektedir.
- Tiyatro pek çok diğer sanat dalı gibi dinî törenlerden doğmuştur, zamanla bu niteliğinden sıyrılarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatro, insanın doğa olaylarını taklit etme yoluyla ortaya çıkmıştır.
- Tiyatro eserinin her bir bölümüne perde adı verilir.
Tiyatro Ögeleri
- Tiyatro ögeleri:Kişi,zaman, dramatik olay, dekor ve seyircidir.
a)Dramatik Olay
- Ögeler arasında en önemlisi dramatik olaydır. Dramatik olayda genellikle bir çatışma vardır. Bu çatışma oyunu yönlendirir ve seyirci bu çatışmadan bir kazanım alır, yaşantıya dönüştürür.
b)Kişi
- Dramatik olayı geliştiren oyun kişileridir. Oyun yazarı bu kişileri, kişinin bulunduğu çevrenin özelliklerini dikkate alarak oluştuturur.Kişiler ister tip ister karakter olsun sürekli hareket halindedirler.
- Tiyatroda başkarakterler ve yardımcı karakterler vardır.
- Yazar, kişilerin giyim-kuşam bilgilerini eserinin başında betimlemeyle verir.
c)Dekor
- Tiyatro eserinde olayın geçtiği yer sahnede dekor ile canlandırılır.
- Tiyatro dekor oyunun konusuna göre şekillenir.
- Dekor, eşya ve nesnelerin bütününü kapsamaktadır.
- Oyuncuların sahnede dekor gereği kullandığı eşyalara aksesuar denir.
d)Zaman
- Tiyatro eserinde zamanın veriliş biçimi yazarın isteğine bağlıdır.
- Yazar; kronolojik zaman, düğümden başlatılan zaman, sonuçtan başlatılan zaman, düzensiz zaman anlatımlarından birini seçer.
e)İzleyiciler
- Tiyatroda izleyici çok önemlidir.Tiyatronun başarısı izleyicisiyle ölçülür.
- Tiyatro izleyicisi, oyun başlamadan yerine oturmuş olmalıdır. Oyun bitmeden ayrılmamalıdır.
- Alkışı gerekli yerlerde yapmalıdır. Çok sık alkış sahnedeki oyuncuları rahatsız eder.
Tiyatronun Bölümleri
- Tiyatro eserleri de hikaye ve romanda olduğu gibi üç bölümden oluşur: Serim, düğüm ve çözüm.
Serim (giriş)
- Tiyatronun ilk bölümüdür.
- Bu bölümde olay ve olayla ilgili kişiler ve çevre kısaca tanıtılır.
Bu bölümde konu hakkında izleyicilere kısa bilgiler verilir.
Düğüm (gelişme):
- Tiyatroda olayların ve çatışmaların yaşandığı bölümdür.Bu bölümde merak unsuru ön plandadır.
Çözüm (sonuç)
- Tiyatronun son bölümüdür.Olay ya da olaylar bir sonuca bağlanır, seyircinin kafasındaki soru işaretleri bu bölümde cevap bulur.
A)Modern Türk Tiyatrosu
1)Trajedi(Tragedya)
- Seyirciye, hayatın acıklı ve kötü yönlerini göstermek, ahlak ve erdemi öğretmek için yazılmış tiyatro türüdür.
Trajedinin Özellikleri
- Konusunu seçkin kimselerin hayatından, tarihten veya mitolojiden alır.
- Kahramanlar tanrılar, tanrıçalar,yarı tanrılar veya soylu kimselerdir.
- Kusursuz bir üslubu vardır.
- Trajedi de kesinlikle kaba sözlere yer verilmez.
- Eser baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
- Çirkin olaylar, seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında gerçekleştirilir. Bu olaylar haberciler tarafından sahnede aktarılır.
- Üç birlik kuralına uyulur. (Yer, zaman, olay)
- Diyalog ve koro olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.Diyaloglar, eserin dramatik bölümü yani olayların yaşandığı bölümdür.
- Korolar ise lirik bölümlerdir, Koro bölümü şarkının ve dansın olduğu bölümdür.Ayrıca vurma, yaralama gibi olaylar sahnede gösterilmediği için bu bölümler koro tarafından seslendirilir.
- Kahramanlar, soylu kişiler veya tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar olduğu için sanatlı ve ağır bir dil kullanılır.
- Trajediler, toplam beş perdeden oluşmaktadır.
- İlk Yunan şairlerinden Asikhylos, Sophokles, Euripides, Sophokles en büyük trajedi şairlerindendir. Ayrıca Fransız sanatçılarından Corneille ve Racine de önemli trajedi şairlerindendir.
2)Komedi(Komedya)
- İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir.
Komedinin Özellikleri:
- Konu, çağdaş toplumdan ve günlük olaylardan alınır.
- Kişiler halk tabakasından seçilir.
- Kişilerde ya da toplumda görülen aksaklıklar, gülünç taraflar sergilenerek seyirciyi hem güldürmeyi hem de düşündürmeyi amaçlar.
- Her türlü söze, argoya, küfüre yer verilebilir.
- Üç birlik kuralına (yer, olay, zaman birliği) uyulur.
- Sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
- İlk komediler nazım şeklinde yazılmıştır.17. yy’dan sonra nesir şeklinde yazılan komediler vardır.
- Vurma, öldürme, yaralama davranışları sahnede seyirciye gösterilir.
- Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
- Komedyalar, beş perdeden oluşur.
- Yunan edebiyatında Aristophanes, Menandros; Latin edebiyatında Plautus, Terentius; Fransız edebiyatında Moliere; İngiliz edebiyatında Ben Jonson; Rus edebiyatında Gogol komedinin temsilcilerindendir.
Komedi Çeşitleri
- Komedilerin işledikleri konulara göre farklı çeşitleri vardır.
Karakter Komedisi - İnsanların gülünç ve aksak yönlerini ele alan komedi çeşididir.
- Moliere’in “Cimri”,”Tartuffe”, Shakespeare’in “Venedik Taciri” türün
örneklerindendir.
Töre Komedisi
- Toplumun gülünç ve aksak taraflarını işleyen komedi çeşididir.
- Moliere’in “Gülünç Kibarlar”, Gogol’un “Müfettiş” ve Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” türün örneklerindendir.
Entrika Komedisi
- Olayların merak uyandırılacak ve şaşırtacak şekilde düzenlenmesidir.
- Yazar,oyunda bilerek karışıklık oluşturarak oyunda komiklik yaratmak ister.
- Moliere’in “Scapin’in Dolapları“, Shakespeare’in “Yanlışlılar Komedyası” entrika komedisine örnektir.
3)Dram
- Hem acıklı olayları hem de gülünç olayları bütün yönleriyle sahnede göstermek için yazılan tiyatro eseridir.
Dramın Özellikleri
- Konusunu günlük yaşamdan ve tarihten alır.
- Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
- Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylar sahnede gösterilir.
- Yüksek tabakadan veya halktan her kişi dramda yer alabilir.
- Perde sayısı yazarın isteğine göre değişebilir.
- Yalın, anlaşılır ve halkın konuştuğu dil kullanılır.
- Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur. (Yer, zaman, olay birliği)
- Nazım ya da nesir şeklinde olabilir.
- Kahramanlar ait oldukları çevrenin diliyle konuşurlar.
- Dram türünün en başarılı örneklerini Victor Hugo yazmıştır.
Dram Çeşitleri
- Dramların işledikleri konulara göre farklı çeşitleri vardır.
Feeri: Masalımsı, olağanüstü olayları işleyen dram çeşididir.
Melodram: “Besteli dram” anlamına gelen melodramlar acıklı rastlantılar üzerine kurulmuş dram çeşididir.
Trajikomik: Hem acıklı hem de gülünç olayların anlatıldığı dram çeşididir
Dünya Edebiyatında Ünlü Dram Yazarları
Shakespeare
Victor Hugo
Schiller
Türk Edebiyatında Ünlü dram Yazarları
Namık Kemal
Abdülhak Hamit Tarhan
4)Epik Tiyatro
- İsminden anlaşılanın aksine kahramanlık konuları işleyen tiyatro türü değildir.
- Göstermeci tiyatronun bir koludur.
- Epik Tiyatronun amacı izleyicilerin oyuna kapılmasını önlemektir. Yani bunun bir oyun olduğu izleyicilere hissettirilir.
- Epik tiyatronun öncüsü Alman yazar Bertolt Brecht, “Burası bir tiyatro sahnesi ve sizler de izleyicilersiniz.” diyerek seyirciyi oyunun dışında tutmuştur.
- Toplumda kötü giden, aksayan, yanlış yönler eleştirilir. Seyircinin olay ve durumlara eleştirel bakması hedeflenir.
- İzleyiciye toplumsal çarpıklıkları eleştirip göstererek, izleyiciyi bu eleştirilere katmayı hedefleyen bir türdür. Bu anlamda toplumsal bir tiyatro türüdür.
- Kahramanlar her kesimden insanlardır. Esas kahramanlar işçi sınıfını temsil eder. Oyunda her kahraman ait olduğu sınıfı temsil eden davranış ve hareketlerde bulunur. Örneğin bir fabrikatörün yemek yemesi, masaya oturuşu ile işçinin aynı olaylarda davranış ve hareketleri aynı olamaz.
- Temelinde sosyalizm olan siyasal amaçlı bir tiyatro düşüncesidir.
- Olaylar, durumlar parça parça verilir; arada bir şarkılar, türküler söylenir, anlatıcılar devreye girer.
- Seyirci tam bir gözlemci olarak kalır. Acı duymak, sevinmek, coşkulanmak yerine durumlar üzerinde düşünür; kendisini ve olayları nasıl değiştirebileceğini anlamaya çalışır.
- Sahneyi bir ideolojinin propaganda aracı olarak kullanır; seyircilerin kalbine değil, kafasına seslenir.
- Bizde, Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyunu ilk epik tiyatro denemesidir.
5)Absürt Tiyatro
- Absürt tiyatroda, geleneksel tiyatronun kuralları ve düzenleri yok sayılmıştır.
- Absürt tiyatroda olaylar neden-sonuç ilişkisine göre sürdürülmez, olaylar arasında kesinlikle bir bağ yoktur. Birbirleriyle ilgisiz sesler, sözler, eylemler sahnede canlandırılmıştır.
- Seyirciyi hayatı sorgulamaya yöneltir.
- Absürt tiyatroda acıklı olaylar bile alay konusu olabilir.
- Absürt tiyatro temsilcileri klasik oyun örgüsünü reddetmişlerdir.
- Okuyucuya ve izleyiciye hikâyenin sonunu kendi zevkine ve anlayışına göre hayal etme imkânı verir.
- Absürt tiyatronun dünya görüşü, genel olarak karamsarlıktır.İyi insanların bu dünyada yeri olmadığını düşünürler, iyi insanların her zaman ezilmeye mahkum verlıklar olduğunu düşünmüşlerdir.
- Kahramanların olaylar karşısındaki psikolojileri anlatılır.
- Dekoru konudan bağımsız düzenlerler. Dekor , konuya uygun olarak düzenlenmez.
- Perde düzenine, serim, düğüm, çözüm bölümlerine önem verilmez.
- Absürt tiyatro ürünleri saçma denilebilecek kurgularla ve sembollerle doludur.
- Absürt tiyatronun öncüsü Eugene Lonesco’dur. 1949’da oynanan “Kel Şarkıcı” oyunuyla yeni çığır açmıştır.
- Dünya edebiyatında Samuel Beckett, Türk edebiyatında Güngör Dilmen (Canlı Maymun Lokantası adlı eseriyle) bu tiyatro çeşidinin önemli temsilcilerindendir.
B)Geleneksel Türk Tiyatrosu
1)Karagöz(Gölge Oyunu)
- Deriden ya da mukavvadan kesilmiş tasvir adı verilen birtakım şekillerin boyanarak beyaz bir perde üzerinde arkadan ışık verilerek hareket ettirilmesiyle oynanan geleneksel Türk tiyatrosu türüdür.
- “Gölge Oyunu“, “Hayal Oyunu” olarak da bilinir.
- Oyunu oynatan kişiye Hayali, tef çalan ve türkü söyleyen yardımcıya da yardak denir.
- Karagöz oyunu, Osmanlı toplumunun dilini, inançlarını, gelenek ve göreneklerini, sanatını, sosyal ve siyasi olaylara bakışını yansıtan bir kaynak niteliği taşır.
- Tiplerin hepsi aynı kişi tarafından seslendirilir.
- Karagöz oyunlarının metinleri 19.yüzyılda yazıya geçirilmeye başlanmıştır.
- Değişik ağız ve şive taklitlerine yer verilir.
- Güldürü ögesi ön plandadır.
- Oyun kişileri deve derisi ya da mukavvadan kesilmiş insan, hayvan, bitki veya eşya figürleridir.
- Karagöz oyunu,doğaçlama oyun türüdür.Yani Karagözcünün elinde yazılı bir metin yoktur.
- Karagöz oyununun en önemli kişileri: Karagöz ve Hacivat’tır. Karagöz, okumamış,cahil halkı temsil eder; Hacivat ise aydın kişileri temsil eder.
- Usta-çırak geleneği içinde gelecek kuşaklara aktarılmıştır.
- Müzikten yararlanılır.
- Cinas ve tevriye sanatlarına sıkça yer verilir.
Karagöz Oyununun Ögeleri
1)Karagözcü
- Karagöz oynatan kişidir.
- “Hayali”, Hayalbaz, “Şahbaz” isimleriyle de anılır.
- Oyuncudur, tek başına anlatıcıdır.
- Dans ustasıdır, tasvirleri müziğin ritmi ile hareket ettirir.
2)Çırak
Hayal ustasının yardımcısıdır.
Çırak, Karagöz oyununu devam ettirecek kişidir.
3)Sandıkkar
- Çırağın yardımcısıdır.
- Hayal sandığını korumakla ve hazırlamakla görevlidir.
4)Yardak
- Karagöz oyununda şarkıları, türküleri okuyan kişidir.
5)Dayrezen
- Def çalan kişiye dayrezen, def çalan yardımcıya Sazende denir.
6)Tasvirler(Göstermelik)
- Deve dersinden kesilerek hazırlanmış renkli, perdeye konulan çeşitli şekiller ve kuklalardır.
Karagöz Oyununun Bölümleri
Karagöz oyunu dört bölümden oluşur:
1- Mukaddime(Giriş)
2- Muhavere(Söyleşme)
3- Fasıl
4- Bitiş
1) Mukaddime(Giriş)
- Oyunun giriş bölümüdür.
- Oyunun asıl konusuyla herhangi bir ilgisi yoktur.
- Perdeye görüntü vermeden önce müzik başlar.Sonra müzik eşliğinde boş perdeye konuya uygun tasvirler gösterilir.
- Hacivat “Of… hay, Haak!” diyerek perde gazeline başlar.
- Hacivat, uyaklı bir söyleyişle kafa dengi bir arkadaş aradığını söyler.
- Karagöz perdeye gelir ve aralarında bir kavga başlar bunun üzerine Hacivat perdeden kaçar ve mukaddime bölümü sona erer.
2) Muhavere(Söyleşme)
- Genellikle fasılla ilgisi olmayan, Hacivat’la Karagöz arasında geçen konuşmadır.
- Bu bölüm, aydın biri olan Hacivat’ın sözlerinin, cahil bir kişi olan Karagöz tarafından yanlış anlaşılması ile süren bölümdür.
- Bu bölümün konuları çok çeşitlidir. Güncel olaylara, inançlara da göndermeler yapılan muhaverelerde bazen bir rüyayı gerçek gibi anlatma, Karagöz’ün bunu gerçek bir olay gibi yanlış anlaması ile süslü bir kısım oyunu seyirciye ısındırmak için hazırlanan bölümdür.
- Usta adı verilen Hayali, bu bölümü uzatıp kısaltabilir.
- Fasıl bölümüne geçmeden önce Hacivat sonra Karagöz perdeden ayrılır.
3)Fasıl
- Oyunun asıl konusunun ele alındığı bölümdür.
- Bu bölümde Hacivat ve Karagöz’ün yanı sıra oyunun konusuna göre diğer tipler de devreye girer.
- Karagöz oyunları adlarını bu bölüme göre alır. Aptal Bekçi, Ahçılık, kanlı Kavak gibi.
4)Bitiş
- Oyun sonunda Karagöz ile Hacivat arasında geçen birkaç sözcükten oluşan kısa konuşmadır.
- Hacivat: “Yıktın perdeyi, eyledin viran. Varayım sahibine haber vereyim heman” der ve gider. Karagöz de şu sözlerle cevap verir: “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola, Yarın akşam yakan elime geçerse vay haline.” diyerek kusurları için özür diler, gelecek oyunu duyurarak oyunu sonlandırır.
Karagöz oyunundaki tipler ana hatlarıyla şöyle tasnif edilir:
Eksen Kişiler (Karagöz, Hacıvat)
Kadınlar (Zenneler, Kanlı nigar, Salkım İnci, Karagöz’ün karısı, Hacıvat’ın Kızı vs.)
İstanbul ağzı konuşanlar (Çelebi(genç,züppe bir mirasyedi), Tiryaki(laf ebesi))
Anadolulu kişiler (Laz(kayıkçı), Bolulu(aşçı), Kayserili(pastırmacı), Kürt(hamal, bekçi), Kastamonulu)
Anadolu dışından gelen kişiler (Arnavut(bahçıvan), Ak Arap(dilenci),Zenci Arap(köle) Acem(zengin, tüccar), Rumeli(Pehlivan))
Müslüman olmayan kişiler (Rum(doktor, terzi), Ermeni(kuyumcu), Yahudi(tüccar)
Kusurlu ve ruhsal hasta olan kişiler (Kekeme, Kambur)
Kabadayılar ve sarhoşlar (Matiz(sarhoş, yeniçeri zorbası), Tuzsuz Deli Bekir(sarhoş, zorba), Sarhoş)
Eğlendirici kişiler (Köçek, Çengi, Cambaz, Hokkabaz)
Olağanüstü kişiler ve yaratıklar (Cazular, Cinler, Canan)
Geçici, ikincil kişiler ve çocuklar (Çeyiz taşıyıcaları, Satıcılar vs.)
2. Orta Oyunu:
- Geleneksel Türk tiyatrosunda, dört yanı izleyicilerle çevrili bir alanda sahne, perde, dekor, suflör kullanmadan ve doğaçlama oynanan oyundur.
- Göstermeye bağlı edebi türler arasındadır.
- Orta oyununa “kol oyunu, meydan oyunu, zuhuri” gibi adlar da verilmiştir.
- Geleneksel Tür tiyatrosunda modern tiyatroya en yakın oyundur.
- Dekor yok denecek kadar azdır. Sahne görevini gören birkaç eşya vardır: Dekor olarak “yenidünya” denilen paravanı vardır. “Dükkan” denilen bir tezgah ya da birkaç iskemle kullanılır.
- Orta oyununda oyunun oynandığı alana “palanga” denir.
- Özellikle Ramazan aylarında, bayramlarda, düğünlerde, kır eğlencelerinde oynatılırdı.
- Karşılıklı konuşmalara, şive taklitlerine yer verilir.
- Hazırcevaplılık, söz oyunları, yanlış anlamalar güldürü ögesi olarak kullanılır. Cinas ve tevriye sanatlarına sıkça yer verilir.
- Usta-çırak geleneği içinde yıllarca devam etmiştir.
- Müzik ve dans, orta oyununun önemli ögelerindendir Nefesli ve vermalı çalgılarla söylenen türküler ve şarkılar,köçeklerin yaptıkları danslar oyunun başından sonuna kadar yer almaktadır.
- Kavuklu ve Pişekar, oyunun iki temel kişisidir.
- Sepetçe Ali Rıza, Asım Baba, Atar Şükrü Efendi, Kavuklu Hamdi, Pişekar Küçük İsmail Efendi, Naşit ve İsmail Dümbüllü orta oyununda ünlenmiş kişilerdir.
Orta Oyunu Tipleri
Pişekar: Hacivat’ın karşılığıdır. Başoyuncudur, okumuş, orta sınıf şehirliyi temsil eder. Oyunu açar ve kapatır. Kenarı kürklü kaftan ve külah giyer.
Kavuklu: Karagöz’ün karşılığıdır. Pişekar ile birlikte oyunu yürüten; ikinci oyuncudur. Kavuk ve kaftan giyer.
Zenne: Kadın tipini canlandıran erkek
Çelebi: Genç, mirasyedi,
Külhanbeyi: Tulumbacı, kabadayı
Balama: Rum-Frenk taklitçisi
Acem: Tüccar
Kayserili: Kurnaz, pastırmacı
Arnavut: Bahçıvan
Laz: Gemici
Yahudi: Sarraf
Denyo: Küstah mahalle çocuğu
Orta Oyununun Bölümleri
Toplam dört bölümden oluşur:
1)Mukaddime(Öndeyiş)
- Giriş bölümüdür. Alana önce çalgı eşliğinde Pişekar girer.Pişekar’ın elinde pastal adı verilen şakşak vardır.Pişekar, seyircileri selamladıktan sonra baş çalgıcı zurnacıyla kısa bir konuşmanın ardından oyunun adını söyler. Daha sonra zurnacı “Kavuklu havası” çalmaya başlar, Kavuklu ile Kavuklu arkası meydana gelir.
2)Muhavere(Söyleşme)
- Karşılıklı konuşma bölümüdür. Kavuklu’nun çalgı eşliğinde alana girmesiyle başlar. Kendi içinde ikiye ayrılır:
- a)Arzbar: Bölümün başında Kavuklu ile Pişekar kavga ederler.Sözlerin yanlış anlaşılmasından bir gülmece doğar. Daha sonra Kavuklu ile Pişekar’ın tanıdık çıkarlar.Karagözdeki muhavere bölümüne benzer.Sonra tekerleme bölümü gelir.
b) Tekerleme:Kavuklu gerçekleşmesi mümkün olmayan bir olayı başından geçmiş gibi anlatır.Pişekar da Kavuklu’nun anlattıklarını gerçekmiş gibi dinler.Sonunda anlatılanların rüya olduğu anlaşılır.
3)Fasıl
- Asıl konunun yer aldığı bölümdür.
- Kavuklu bu bölümde iş arar, Pişekar’da onun iş bulması için yardım eder.
- Kavuklu bazen de oyunun konusuna göre sahneye çıkan çeşitli tiplerle güldürücü konuşmalar yapar.
- Kavuklu diğer tiplerle kavga eder. Pişekar bu durumlarda oyuna karışıp anlaşmazlıkları halledip tatlıya bağlar.
4)Bitiş
- Oyunun son bölümüdür. Çok kısadır.
- Pişekar oyunun son bulduğunu söyler,Karagöz oyununda olduğu gibi işlemiş oldukları kusurlardan dolayı özür diler, gelecek oyunun adını, yerini ve zamanını açıklar ve oyun biter.
3)Meddah
- Tek bir kişinin seyirciler karşısında taklitlere ve güldürüye dayanarak anlattığı hikayelere meddah oyunu denir.
- Hikâye anlatmak olan meddahlık bir taklit yapma sanatıdır.
- Meddah yüksekçe bir yerde sandalyeye oturarak dinleyicilerine hikâyeler anlatır.
- Meddahın sahnede kullandığı iki önemli eşyası vardır. Bunlardan biri boynuna doladığı mendil, diğeri de elinde tuttuğu sopasıdır.(Sopaya “baston ya da pastav” adı da denilmektedir.) Mendille terini siler, sopayla da kapıya vurur ve seyirciyi susturmak için kullanır.
- Meddahın anlatışını, günlük yaşamdaki olaylar, masallar, destanlar, hikâyeler ve efsaneler oluşturur.Örneğin Battal Gazi, Köroğlu, Hz. Hamza ve Hz. Aliénin kahramanlık öyküleri, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Kerem ile Aslı gibi halk öyküleri anlatır.
- Meddah anlatacağı öyküye geçmeden önce: “Haak dostum Haak!” diyerek çoğunlukla şu beyitle öyküye girer:
“Söyledikçe sergüzeşti verir bezme letafet,
Dinle imdi bende-i âcizden hoş bir hikâyet.”
Günümüz Türkçesi:
“Yaşadıklarını anlattıkça meclise neşe verir.
Şimdi âciz kulundan hoş bir hikâye dinle.”
- Meddah hikâyenin kahramanlarını kendi yöresinin dili ve şiveleri ile konuşturur.
- Meddah anlattığı öykünün konusuyla ilişkili olarak çeşitli etnik gruptan kişilerin, hayvanların doğa olaylarının taklidini yapar. Taklit yapan kişiye mukallit de denir.
- Meddah oyununda yer ve zaman sınırlaması yoktur.
- Meddah doğaçlama oynanan bir türdür.
- Meddah oyunun sonunda “kıssadan hisse” verir.
- Ayrıca meddahlar seyircinin ilgisini taze tutmak amacıyla oyunlarını çeşitli bilmecelerle süsler.
- Ünlü Meddahlar: Tıfli Ahmet Çelebi, Kız Ahmed, Aşki, Sururi, Kör Hasan, Harman Danası, Hacı Kıssahan, Meddah Eğlence, Çokyedi Reis, Münir Özkul, Erol Günaydın
Meddah Oyununun Bölümleri
Başlangıç
- Karagöz oyunundaki gibi oyun meddahın halka seslendiği bir ünlem cümlesi ile başlar. Bu “Hak dostum Hak !” tır. Sonrasında meddah seyircinin dikkatini çekmek için bir gazel veya tekerleme okur.
Örnek:
Hayali Küçük Ali’den tekerleme;
“Hak dostum Hak!”
Yanıldım ben çırak aldım yanıma
Eve gelmez külhan dükkanda yatır
Kovsam o da düşmez şanıma
Ki vardır çarşafsız yorganda yatır
Haşa huzurdan ustası çırağını sever
Bir eşek aldı pazardan, eşek göze geldi çatladı nazardan
Eşek çıktı mezardan, eşeğin aşkından ormanda yatır
Bizim çırak da hırtıyı pırtıyı toplamış külhanda yatır
Zaman-ı evvelde…”
Örnek 2:
Baki divanından bir gazel;
Ey gönül ayan-ı devlet içre himmet kalmadı
Kimden umarsın kerem, ehl-i mürüvvet kalmadı
Nefse nefsi oldu dünya, hep alem hayrettedir
Kimseden hiç kimseye zerre inayet kalmadı
Gel zuhur et handesin ey mehdi-i sahip-kıran!
Kim cihanda zahir olmadık alamet kalmadı
Ey diriğa lutf u ihsanı kapusun yaptılar
Zikri hayr olsun diyen sahib-saadet kalmadı
Cahil ü nadan ola gör ister isen mertebe
Kim kemal ehline Baki şimdi rağbet kalmadı
Açıklama Bölümü:
- Bu bölümde meddah hikayenin yeri, zamanı, kahramanları hakkında bilgi veir. Aynı zamanda devlet büyükleri özellikle padişah övülür. Halk hikayelerindeki döşeme bölümüne benzer.
Örnek:
“İsim isme, cisim cisme, semt semte benzer, geçmiş zaman söylenir, yalan gerçek vakit geçer demişler. …”
“Asitane-i aliyede Lüleci Ahmed Ağa isminde bir kimse var idi. Bu adem her ne kadar zengin değil idi ise de, fakir de değil, ancak kendi halinde zevki, cümbüşü bilir bir zat idi. Hanesi ittisalinde dükkanı olarak, bu nev’i eğlence güya lüle yapıp satar, amma geçinmesini de dükkanda lüle satmaktan değil ise de, ancak kendisini arayanlar dükkanda bulsun deyu resmen oturur idi. Kimlerden aranır? Vüzera ve rical, kibar konaklarından, zira kendisini ziyade sevdirmiş, ala münasebetli sohbetlerle, arada hoşça tebessüm, bir de tuhaf mazmun fıkralarla eğlendirir ve kendisi dahi eğlenip vakit geçirir idi. …”
Senaryo(Olay)
- Olayların anlatıldığı bölümdür.
- Meddah bu bölümde tüm hünerini gösterir. Yeri geldiğinde birçok farklı karakterin taklidini yapar. Olayları ezberden değil doğaçlama anlatır.
- Türkçeyi en doğru ve güzel hali ile kullanır.
- Yeri geldiğinde mani ve türkü de okur.
- Olay anlatılırken en heyecanlı yerinde olay kesilip fıkra anlatılır.
Bitiş
- Meddah, nezaketen anlatım ve taklit hataları için özür diler.
- Hikayede olaylar bir çözüme kavuşur.
- Birçok hikayede kıssadan hisse vardır.Oyunun sonunda meddah bu kıssadan hisseyi belirtir.
Örnek:
“Sakiye sohbet kalmazmış baki. Her ne kadar sürc-i lisan ettikse affola!”
4)Köy Seyirlik Oyunları
- Tıpkı orta oyununda olduğu gibi bu oyunlar da genellikle köyün ortasında, köy meydanında oynanır.
- Seyirciler oyuncuların etrafında oyuncuları çepeçevre sarar.
- Doğaçlama oynanan bir oyundur.
- Taklit yeteneği iyi olanlar arasından oyuncular seçilir.
- Oyuncularda halktan insanlardır.
- Oyun oynanmaya karar verildiği zaman oyun seçilir.
- Oyuncu oyun için önceden herhangi bir hazırlık yapmaz.
- Oyuncular seyirciler arasında oturmaktadır. Sırası gelen oyuncu seyirci içinden çıkarak oyuna katılır, oyundaki görevi bittikten sonra yeniden seyircilerin arasına karışır.
- Amaç, birlikte eğlenerek hoşça vakit geçirmektir.
- Köy oyunlarının Karagöz ve orta oyunundan farkı, oynandıkları yörelerin özelliklerini taşımalarıdır.
- Yöre insanının yaşayış biçimi, gelenekleri, mizah anlayışı oyunlara büyük ölçüde yansır.
5)Kukla
- Bez, tahta, karton benzeri malzemelerden yapılma insan veya hayvan temsillerinin tek kişi tarafından ipler veya doğrudan el ile oynatıldığı seyirlik oyunlara kukla denir.
- Kukla oyunları hakkında Divanu Lügati’t Türk isimli eserde çocukların oynadığı “kudhurcuk” isimli yapma bebeklerden bahsedilmesi, türün Türkler arasında eskiden beri var olduğunu göstermektedir.
- Kuklalar diri törenlerden doğmuştur. Mısırlılar hiçbir tanrı rolünü üstlenmeye cesaret edemedikleri için Tanrı rolüne iplerle hareket ettirdikleri tahta kuklalara yaptırmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
- Geleneksel Türk kukla oyunlarında başlıca iki karakter bulunur. Bunlar İbiş ile İhtiyar’dır.
- İbiş; kurnaz, hazır cevap, açık gözlü, dilbaz bir karakterdir. Oyunda gerçek adı “Sadık” olmasına rağmen İbiş adı ile çağrılır. Farklı oyunlarda Tombul, Fıstık, Durmuş gibi isimler alır. Oyunda söz ve hareketleri ile komediyi sağlar.
- İhtiyar ise zengin, varlıklı insanı temsil eder. Oyunlarda İbiş’in efendisi, patronu rolündedir.
- Bunların dışında sıradan insanı temsil eden Efe, Yahudi, Laz, Kötü, Cadaloz gibi belli yönleri ile ön plana çıkarılan tipler de vardır.
- Kuklalarda amaç güldürmektir. Bunun yanı sıra kuklaların eğitsel öğretici yönleri de bulunur.
- Kuklada oynatıcı kişi, kuklacı sahnede görünmez (bazı kukla oyunlarında kuklacı gizlenmez. Bu durumda oyunun inandırıcılığını sağlamak için kuklacı bir vantrolog gibi karnından konuşur.)
- Kukla oyunları doğaçlamadır.
- Kukla oyunları konusunu günlük hayattan alır.
- Kukla oyunları müzik eşliğinde de oynatılabilir.
Geleneksel Tiyatro Türlerini Modern Tiyatro Türlerinden Ayıran Özellikler
- Geleneksel Türk tiyatrosunda yazılı bir metin yokken modern Türk tiyatrosunda yazılı metin vardır.
- Geleneksel Türk tiyatrosunda sahne ve dekor anlayışı yokken modern Türk tiyatrosunda sahne ve dekor kullanıl-maktadır.
- Geleneksel Türk tiyatrosunda belirli tipler varken modern Türk tiyatrosunda çeşitli karakterler ve tipler birlikte yer almaktadır.
- Geleneksel Türk tiyatrosunda taklitler, şive bozuklukları ve yanlış anlamalar önemli bir yer tutarken modern Türk tiyatrosunda konuya göre bir dil kullanılmaktadır.
Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız burada sona ermiştir.
Tiyatro Kapsamlı Konu Anlatımı yazımız ile ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.