Türk İslam Tarihi Kültür ve Medeniyet
Ders Sarayının hazırlamış olduğu Türk İslam Tarihi Kültür ve Medeniyet Konu Anlatımı yazısına hoş geldiniz. Türk İslam Tarihi Kültür ve Medeniyet Konu Anlatımı yazımızda ilk Müslüman Türk devletleri kültür ve medeniyeti ile ilgili ayrıntılı şekilde bilgilendirme yapıyoruz. Karahanlılar ‘dan Selçuklulara kadar bütün Türk İslam devletlerinin kültür ve medeniyetini bu yazımızda bulabilirsiniz.
Türk İslam Tarihi Kültür ve Medeniyet yazısı Türk İslam Tarihi yazısının devamı niteliğinde olduğundan bu yazıyı okumadan önce mutlaka Türk İslam Tarihi Kapsamlı Konu Anlatımı yazısını okumanızı tavsiye ederiz. İlk Müslüman Türk devletleri kültür ve medeniyeti yazısından en iyi istifade etmenizi diliyoruz. Haydi başlayalım.
Türk İslam Tarihi
Kültür ve Medeniyet
DEVLET YÖNETİMİ
Konunun sonundaki online testimizi çözmeyi unutmayın !!!
İlk Müslüman Türk devletleri kültür ve medeniyeti yazısına devlet yönetiminden başlıyoruz. Türk İslam tarihinde hüküm sürmüş devletler içinde Orta Asya da kurulan ilk Türk İslam devleti Karahanlılar’dır. İlk Türk devletlerindeki askeri, siyasi ve idari uygulamalar Türk-İslam devletlerinde de devam etti.
Tolunoğulları ve İhşidilerde devlet yönetimi, Abbasi devlet teşkilatından etklenmiştir.
Karahanlılar, yönetimde ikili teşkilat (doğu-batı) esas almışlardır
Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde devlet anlayışının dayandığı temel esaslar ;
*Töre (yazısız hukuk)
*İslam dininin getirdiği usuller
*Türk-Cihan hakimiyeti mefkuresi
*Gaza – Cihat anlayışı şeklindedir.
Türk İslam Devletlerinde yönetim Merkez ve Taşra yönetimi olarak 2’ye ayrılabilir.
MERKEZ TEŞKİLATI
a. Hükümdar
Türk İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde, İlk Türk devletlerindeki “Kut inancı “devam etti.
Tahta geçme konusunda “Ülke Hanedanını Ortak malıdır” anlayışı devam etti. Bu da taht kavgalarına ve iç karışıklıklara neden oldu.
İlk Türk-İslam devletlerinde Kurultay benzeri yapılar olmadığı için hükümdarın yetkileri çok genişti.
Hükümdar, saray-hükümet-ordu ve adaletin başı olduğundan tüm güçleri (Yasama-Yürütme-Yargı) elinde toplamıştı.
Türk-İslam Devletlerinde hükümdarın kullandığı unvanlar; Buğra, İlig , Hakan , Han , Şah ve Sultan dır.
Gazneli Mahmut” sultan” unvanını kullanan ilk Türk hükümdarıdır.
Türk-İslam devletlerinde hükümdarlık sembolleri, İlk Türk devletlerindeki sembollere ilave olarak Hutbe ve Hilat´ta eklendi.
Türk- İslam Devletlerinde Hükümdarlık Sembolleri
-hutbe okutmak
-para bastırmak
-taht
-taç
-bayrak
-tuğra
-nevbet(davul)
-otağ(çadır)
-sancak
-tuğ
Sultanın erkek çocuklarına melik yada şehzade denilmekte olup Selçuklularda hükümdarın erkek çocukları şehirlere vali olarak gönderilirdi. Bu durum onların devlet tecrübesi kazanmalarını sağladı.
Şehzadelerin Atabey adı verilen hocalarla sancaklara gönderilmesine Atabeylik sistemi denir. Melik-Şehzade öğretmenlerine Atabey denir.
b. Saray
Türk İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerin yönetim merkezinin önemli bir kısmını saray teşkilatı oluşturuyordu. Türk-İslam devletlerinde saray üç bölümden oluşurdu.
1. Harem: Hükümdar ve ailesinin oturduğu bölüm.
2. Selamlık: Devletin idare edildiği bölüm.
3. Enderun: Memurların yetiştirildiği okul bölümü
Karahanlılarda saraya Kapu, Selçuklularda Dergâh ya da Bargâh denirdi. Sarayda birçok görevli bulunurdu. Bunların başında ise Hacip bulunurdu. Hacip Sultan ve Vezirden sonra en yetkili üçüncü görevli idi.
Sarayda diğer görevliler ise;
Hares Emiri: Saray güvenlikçisidir.
Silahtar: Hükümdarın silahlarından sorumludur.
Abdar: Hükümdarın Temizlik işleriyle ilgilenir.
Çaşnigir: Hükümdarın yemek ve içecek işleri.
Şarabdar: Hükümdarın içeceklerini kontrol eder.
Camedar: Hükümdarın Elbiselerinin kontrolünü sağlar.
Candar: Sarayı dışarıdan gelen sadırlara karşı korur.
Alemdar: Bayrak ve sancakların güvenliğinden sorumludur.
Emir-i Ahur: Sarayın atlarına bakar.
Emir-i Şikar: Hükümdarın av işleriyle ilgilenir.
c. Hükümet
Türk İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde hükümetin başında Karahanlılarda Yuğruş, Gaznelilerde Hace-i Buzurg, Selçuklularda ise Vezir vardı. Vezir Sultandan sonra en yetkili kişidir. Karahanlılar, Gazneli ve Selçuklularda hükümet işleri Divan adı meclislerde görülürdü.
Türk İslam Devletlerinde Divanlar
1.Divan-ı Saltanat (Karahanlılarda Divan-ı Ali, Gaznelilerde Divan-ı Vezaret): Başkanı vezir olup devletle ilgili tüm işler burada görüşülür. Diğer divanların başkanları katılır.
2. Divan-ı Tuğra (Karahanlılarda Divan-ı Tuğra- Gaznelilerde Divan-ı Risalet) : Başkanı Tuğrai olup devletin tüm iç ve dış yazışmalarını yapar.
3.Divan-ı İstifa (Karahanlılarda Divan-ı İstifa- Gaznelilerde Divan-ı Vekâlet) : Başında Müstevfi olup Devletin her türlü mali işleriyle ilgilenir.
4.Divan-ı İşraf (Karahanlılarda Divan- ı İşraf – Gaznelilerde Divan-ı İşraf) :Başında Müşrif olup Teftiş divanıdır.
5.Divan-ı Arz ( Karahanlı-Gazneli de aynı isim): Başında Emir-i Arız olup Askeri işlerle ilgilenir.
İlk Müslüman Türk devletleri kültür ve medeniyeti nde divanlar önemli bir yere sahiptir.
TAŞRA TEŞKİLATI
Karahanlılarda eski Türk ikili teşkilat sistemine devam etmiştir. Ancak Karahanlı, Gazneli ve Selçuklularda ülke Eyalet-Şehir-Kasaba-Köy olarak idari birimlere ayrılmıştır.
Eyaletleri Şıhne denilen askeri vali ile Melik adı verilen Hanedan üyeleri valiler yönetirdi.
Askeri işlerden subaşı, mali işlerden Amil, adli işlerden kadılar, belediye işlerinden ise muhtesipler sorumlu olmuştur.
Türk-İslam devletlerinde posta teşkilatına da önem verilmiş, ayrıca Berid adı verilen görevliler Taşradaki görevlileri kontrol ederdi.
HUKUK
Türk-İslam devletlerinde hukuk şer’i hukuk ve örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Şer’i Hukuk
İslam hukukunun esaslarının uygulandığı sistemidir. Mahkemelerde davalara kadılar bakardı.
Kadılar idari, ekonomik ve hukuki pek çok görevlere sahipti. Kadı, din ve şeriat ile ilgili bütün işlerde yetkiliydi. Buna göre kadılar evlenme ve boşanma işleri, nafaka, miras ve alacak davalarına bakarlardı. Noter görevi de gören kadılar vakıfları da idare ederlerdi. Kadılar, iyi bir medrese eğitimi gördükten sonra şehir ve kazalara gönderilirlerdi. Bulundukları yerlerde uzun süreli görev yapmalarına izin verilmezdi.
Kadılar, verdikleri kararlarında İslam Hukukuna göre hareket ederlerdi. Kadının verdiği karar bozulmaz ve derhal yerine getirilirdi. Kadılar üzerinde hiçbir şekilde bir güç bulunmuyordu.
NOT: Kadıların üzerinde herhangi bir gücün bulunmaması Yargı Bağımsızlığına örnek verilebilir.
Kadıların başında kişiye Kadı el-kudât denilmiştir. Kadının verdiği kararlara itiraz Divan-ı Mezalim adı verilen yüksek mahkemeye yapılırdı. Sultanın başkanlık ettiği bu temyiz mahkemesinden çıkan kararlar kesindi.
Örfi Hukuk
Eski Türk gelenek görenek ve töresine göre örfi kanunlar düzenlenirdi. Devlete isyan etme, devletin düzenini bozma ve kanunlara uymama gibi siyasi suçlar örfi hukuka göre düzenlendi . Örneğin vergisini ödemeyenler örfi hukuk sistemine göre yargılanırdı.
Bu davalara bakan mahkemenin başkanına Emir-i Dâd denirdi. Geniş yetkilere sahip olan Emir-i Dâd’ın vezirin ve divan üyelerini yargılama ve tutuklama yetkisi vardı. Eyaletlerde ise örfi davalarda Emir-i Dâd’a bağlı naipler ve inzibatlar yetkiliydi.
ORDU
Tolunoğulları ve İhşidiler’de Türk ve Sudanlılardan oluşan ordular bulunmaktaydı.
Karahanlı ordusunun çoğu atlıydı ve Türklerden (Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri) oluşuyordu. Ordu Gulam askerleri, muhafız birliği, hassa ordusu, eyalet ordusu ve Türkmen askerlerinden oluşmuştur.
Gaznelilerde ordu gulamlar(köleler), düzenli birlikler, eyalet askerleri, ücretli askerler ve gönüllülerden oluşuyordu. Orduda Türk, İranlı, Hintli ve Afganlı askerler bulunuyordu. Ayrıca savaşlarda Hindistan’dan getirilen filler kullanılıyordu.
Harzemşahlarda orduyu tımarlı sipahiler, kölelerden oluşan hassa ordusu ve gönüllü askerler oluşturuyordu.
Eyyubilerde ve Memlüklerde ordu daimi askerler ve gönüllülerden meydana geliyordu.
Büyük Selçuklularda ordu altı bölümden oluşuyordu:
Gulaman-ı Saray(Saray köleleri)
Hassa ordusu
Meliklerin, askeri valilerin askerleri, bağlı devletlerin ve beyliklerin askerleri,
Türkmen kuvvetleri
Eyalet askerler (ikta askerleri).
İkta Sisteminin Faydaları
Hazineden para harcanmadan savaş zamanlarında büyük ve güçlü bir ordu kurulurdu.
Göçebe Türkmenlerin yerleşik unsulara zarar vermesi önlenirdi.
İkta sahipleri bulundukları bölgenin güvenliğinden sorumlu oldukları için merkezi otorite güçlü tutulmuştur.
Üretimde verimlilik ve süreklilik sağlanırdı.
Vergi toplama işi için ayrıca görevliler bulunmaz vergiler düzenli olarak toplanırdı.
NOT: İkta sistemi ilk defa Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından oluşturulmuştur.
İlk Müslüman Türk devletleri kültür ve medeniyeti yazısına toprak sistemiyle devam edelim.
TOPRAK YÖNETİMİ
Türk-İslam devletlerinde ülke toprakları yönetim bakımından dört ayrı bölüme ayrılmıştı. Bunlar:
1. Has Toprakları: vergi gelirleri Sultan’a ait topraklardır.
2. İkta Toprakları: Gelirleri, hizmet ve maaş karşılığı olarak kumandanlara, askerlere ve devlet adamlarına bırakılan topraklarıdır. (İkta sahibi olan devlet adamı veya komutan belirli sayıda devlete asker yetiştirmek zorundaydı.)
3. Mülk Toprakları: Kişilere ait topraklardır. Sahibi toprağı istediği gibi kullanma hakkına sahiptir.
4. Vakıf Toprakları: Medrese, şifahane gibi sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından bu kurumlara verilen topraklardır.
NOT: İkta sisteminin oluşturulmasının ilk ve temel amacı askeri harcamaları karşılama düşüncesidir.
DİNi HAYAT
Türkler, İslamiyet’i kabul ettikten sonra kurdukları devletlerle, İslamiyet’i geniş coğrafi alanlara yaymaya çalıştılar.
Türkler, Abbasi halifesini Büveyhoğullarının baskısından kurtardılar.
Türk hükümdarları ve devlet adamları, dini konularda oldukça hoşgörülü davranmışlar, yabancı dinden olanları korumuşlardır.
Kolonizatör Türk dervişleri (Ömer Lütfi Barkan), yaşadıkları dönemde Anadolu’nun Türkleşmesine katkıda bulunmuşlar ve Türkmenlerin dini duygularını güçlendirmeye çalışmışlardır. Bu kişilere Horasan’dan geldikleri için Horasan erenleri de denmektedir.
SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT
Türk-İslam Devletlerinde toplum yönetenler ve yönetilenler olarak ikiye ayrılır. Yönetilenlere reaya,teba,halk, ahali denir.
Halk Müslüman ve gayrimüslim olarak iki gruba ayrılmıştır. Gayrimüslimlere zımmi de denir. Devlete haraç ve cizye vermek şartı ile güven içerisinde istedikleri gibi yaşamalarına müsaade edilmiş din ve inançlarını yaşamalarında sınırsız bir özgürlük verilmiştir.
Yaşam biçimine göre ise; Köylü, şehirli ve göçebe olarak halk üçe ayrılmıştır.
Halkın konar-göçer yaşayanları hayvancılıkla, yerleşik yaşayanları ise tarım, ticaret ve zanaatkarlıkla geçinirdi.
Ev, bahçe gibi taşınmaz mallar kişilere aitti. Ormanlar ve tarım alanları devlete aitti.(Miri arazi)
Selçuklular devlet arazilerini Müslüman gayrimüslim ayırt etmeden vatandaşlara dağıtmakla hem toprak gelirlerini hem de vergi gelirlerini artırmayı amaçlamışlardır.
NOT: Türk İslam Devletlerinde genel olarak toprağın mülkiyeti devlete ait kullanım hakkı ise toprağı işleyen halka aittir.
NOT: Büyük Selçuklu toprakları daha önceden fethedildiğinden ve halkı uzun zaman önce İslamlaştığından arazilerin büyük çoğunluğu mülk haline gelmiştir. Anadolu fetih yolu ile alındığından Anadolu Selçuklu devletinde “Miri Arazi” daha fazladır.
Çiftçiler :
-Toprağın kullanım hakkına sahiptirler
-Toprağı işleyebildiği sürece ona sahip olur ve çocuğuna işletim hakkını miras bırakabilir.
-İkta sahibinin köylüyü yargılama hakkı yoktur.
-Köylü vergilerini İkta sahibine verir.
-Haksızlığa uğrarsa şikayet hakkı vardır.
NOT: Selçuklularda toprakların dağıtımını yapan ve bunları defterlere kaydeden devlet görevlisine “PERVANECİ” denir.
TİCARET
Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde gelişmiş bir ticaret ağı vardır. Karahanlılar ipek yolu güzergahında kurulduğundan İpek yolundan yararlanmış, Gazneliler, baharat yolunu, Selçuklular ise hem ipek hem de baharat yolunu kullanmışlardır.
Türk –İslam devletleri ticareti geliştirmek için;
–Kervansaraylar (Ribat) yaptılar. (İlk kervansaray Karahanlılar döneminde yapılan Ribat-ı Melik’tir)
-Kervansarayların yanına derbentler yaparak ticaret yollarının güvenliğini sağladılar
-Yabancı Tüccarlara düşük gümrük tarifesi uyguladılar.
NOT: Büyük Selçuklularda bakır ,gümüş ve altın para kullanılmıştır. Dirhem ve dinar en çok kullanılan paralardandır.
ESNAF VE SANATKÂRLIK
Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde her esnaf grubunun bağlı bulunduğu loncalar vardır. Esnaf ve zanaatkârlar tamamen loncaların kontrolündedir. Ahilik ve fütüvvet teşkilatı esnaf ve sanatkarların ticari hayatını düzenleyen kurumlardır.
NOT: Loncaların kuruluş amacı Müslüman esnafı gayr-i Müslim esnafa karşı güçlü tutmak olduğundan bu örgüte sadece Müslüman esnaf üye olabilir, Gayr-i Müslimler üye olamazlardı.
DİL VE EDEBİYAT
Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde dil ve edebiyat gelişme göstermiştir. Dil ve Edebiyat Kültür ve Medeniyet in en önemli unsurları olmuştur.
Karahanlılarda resmi dil Türkçeydi.
Gaznelilerde resmi dil Arapça, saray ve ordu dili Türkçeydi.
Büyük Selçuklularda, bilim dili Arapça, resmi yazışma dili Farsça, günlük konuşma dili Türkçeydi.
Satuk Buğra Han Destanı, Karahanlı Hükümdarı Satuk Buğra Han’ın Müslümanlığı kabul etmesi ve yayması ile ilgili olayları ele alır.
Cengizname, Oğuz ve Uygur beylerini anlatan destansı öykülerden oluşur. Bu iki eser Türk-İslam edebiyatının ilk önemli sözlü eserleridir.
Divan-ı Lugat-it Türk, Karahanlılar döneminde Karahan prenslerinden Kaşgarlı Mahmut, Türk dilinin güzelliklerini anlatmak ve Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazmıştır. Bu eserde Türklerin kültürü ve ekonomik hayatıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip tarafından türkçe yazılan ilk siyasetnamedir. Karahanlı Hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulan bu eserde Türk devlet anlayışı, yasalar ve siyaset üzerine görüşler açıklanmış, hükümdarlara devlet yönetimi konusunda öğütlerde bulunulmuştur.
Atabetül Hakayık, Karahanlılar döneminde Edip Ahmet Yükneki tarafından Uygur alfabesiyle yazılmış olan bu eserde, bilimin insanı mutluluğa götüren yol oluşundan, cömertlikten, kibir ve hırslı olmanın kötülüğünden bahsedilmektedir.
Divan-ı Hikmet, Karahanlılar döneminde Ahmet Yesevi tarafından Türkçe yazılmış bir eserdir.
Siyasetname, Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından yazılmış olup Sultanlara ögütler vermektedir.
Şehname, İranlı şair Firdevsi tarafından Gazneli Mahmut’a sunulan Farsça bir eserdir.
Babürname, Babürşah tarafından yazılmış ilk Türk anı ktabıdır.
BİLİM VE SANAT
Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde bilim ve sanat gelişmiş, bilim adamları desteklenmiştir.
İlk Selçuklu medresesi, Tuğrul Bey tarafından Nişabur’da açıldı.
Selçuklularda en büyük medresesi vezir Nizamülmülk’ün Bağdat’ta yaptırdığı Nizamiye medreseleridir.
Melikşah döneminde Ömer Hayyam tarafından Celali Takvimi düzenlenmiştir.
Türk-İslam devletlerinde ibn Esir, Farabi, Biruni ve İbni Sina yetişen ünlü bilim adamlarından bazılarıdır.
Karahanlılar ilk Türk İslam eserleri olan medrese, cami, şifahane, kümbet, kervansaray gibi pek çok mimari eser yapmışlar, Selçuklular döneminde bu eserlerin en güzel örnekleri verilmiştir.
Karahanlılar “ribat” adı verilen ilk kervansarayları yapmışlardır.
Bunların yanında Türk-İslam tarihinde hüküm sürmüş devletlerde minyatür, hat, süsleme, ağaç işçiliği, dokumacılık, taş işçiliği eserleri Türk İslam Tarihinde kullanılan sanat dallarıdır.
Ders Sarayının sizler için hazırlamış olduğu Türk İslam Tarihi Kültür ve Medeniyet konusunun sonuna geldik, diğer yazımız olan Türkiye Tarihi konusunu da incelemenizi tavsiye ederiz.
Bu üniteyle ilgili ayrıca buradan bilgi alabilirsiniz.
Bunun dışında sitemizde “Avrupa Ve Osmanlı Devleti 18. Yüzyıl”, “Arayış Yılları Kapsamlı Konu Anlatımı”, “ Dünya Gücü Osmanlı Devleti ”, “Osmanlı Kültür ve Medeniyeti Konu Anlatımı” ve “Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti Konu Anlatımı gibi TYT ve AYT’de size destek sağlayacak konu anlatım yazılarımızı okuyabilirsiniz. Sitemizdeki diğer bütün derslerin içeriklerine buradan ulaşabilirsiniz.
Sosyal medya hesaplarımızı ve mail adresimizi kullanarak bizi her platformda takip edebilir, bize görüşlerinizi, soru – sorun ve önerilerinizi iletebilirsiniz.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. İyi çalışmalar. 😎
Yasal Uyarı: Yayınlanan içeriğin ve diğer içeriklerin bütün fikri ve mülki hakları https://www.derssarayi.com/ ” a aittir. Kaynak gösterilse dahi içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.